top of page
< Back

24 Temmuz'da gazeteciler bayramlarını "kutlayamıyor"

Türkiye'de gazeteciler 24 Temmuz Basın Bayramı'nın 116. yıldönümünü sansür, yargı kıskacı, işsizlik ve hükümet baskısıyla karşılıyor. 24 Temmuz sansürün kaldırılışının yıl dönümü ve Bayramı. Türkiye'de gazeteciler ise bu günü basın özgürlüğü için mücadele günü olarak karşılıyor. Ve bugün Türkiye’de yüzlerce gazeteci hapis, yüzlercesi yargı kıskacında. 10 bini aşkın işsiz gazeteci var, iş bulabilenlerin çoğu ise güvencesiz. Medyanın yüzde 95’i ise iktidar kontrolünde. Gazeteciliğe 1964 yılında amatör, 1967'de de TRT'de profesyonel olarak başlayan ve bu kutsal görevi/mesleği hâlâ sürdüren Alâettin Bahçekapılı, gazeteciliğinin 50. yılı nedeniyle kendisiyle bir nehir söyleşi gerçekleştiren TV Yönetmeni Korkut Akın'ın sorusu üzerine "gazeteciliğin durumu"nu şöyle değerlendirdi: " Bugün ülkemizde 2019 itibariyle Türkiye’de 134 gazeteci hapis, yüzlercesi yargı kıskacında. 10 bini aşkın işsiz gazeteci var, iş bulabilenlerin çoğu ise sigortasız, güvencesiz. Basın mensupları sendikasız olmaya, toplu sözleşmesiz çalışmaya zorlanıyor. Medyanın yüzde 90’ı ekonomik olarak bağımlı, siyasi olarak yandaş ya da yandaş olmaya tutsak. O denli ki, aynı anda 5-6 gazetede aynı manşeti görmek, yine aynı anda 6-7 köşe yazısının aynı başlığı taşıdığına tanık olmak şaşırtmıyor bizleri. Bu, medyanın büyük bölümünün aynı merkezden yönetildiğini gösteren önemli bir bulgu. Bulgu değil aslında, çünkü her şey “ayan-beyan”; bir olgu. “Gazete manşetlerine yön veren, manşete girecek kelimeleri dahi belirleyen, basın yöneticilerine doğrudan mesaj atıp talimatlar veren devlet görevlileri var.” Ülkemizde gazetecilik mesleği tarihin en güç dönemin geçiyor. Gazetecilerin işsizlik, sansür, oto sansür, davalar ve gözaltılarla baskı altında tutulması sürüyor. Görevlerini özgürce yapamayan gazetecilerin varlığı, halkın haber alma hakkını engelliyor. Çok seslilikten uzaklaşmak, çağdaş bir toplum olabilmenin yolunu da tıkıyor; çünkü basın özgürlüğü çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Türkiye’nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında 157. sırada oluşu, yürek burkan bir olgudur. Teknolojinin gelişmesiyle yaygınlaşan internet gazeteciliği güvencesiz, yerel gazeteciler resmi ilan baskı altında; basın kuruluşları ayakta kalabilmek için iktidar yönlendirmeli şirketlere ya da kamu kurumu ilanlarına bağımlı. 24 Temmuz, bu topraklardan “sansürün kaldırılışının” yıldönümüdür. “Basın Bayramı” olarak kutlanır yıllardır. Üzerinden 101 yıl geçmiştir. Artık Bayram olarak kutlanmıyor; sorunları dile getirme “vesilesi” olarak kullanılıyor 24 Temmuz. Şu tür değerlendirmeler görüyoruz her 24 Temmuz’da: “Gazeteciler soruşturmalar, fiziksel saldırılar, kapatılma ya da susturulma tehditleri ve ekonomik darboğazla boğuşuyor. Mahkemeler, olmazsa RTÜK üzerinden yayın yasakları, erişim engelleri konulmakta, cezalar kesilmektedir. 2009-2017 yılları arasında Türkiye’de hakkında dava açılan gazeteci sayısı yüzde 17 oranında arttı. Aynı yıllar itibariyle mahkûm olan gazeteci sayısında ise yüzde 160 artış yaşandı. 2009 yılından beri basın kanununa ilişkin verileri açıklayan Adalet Bakanlığı, 2018 yılında bu verileri açıklamaktan vazgeçerek, basın emekçilerinin yaşadıkları mağduriyetin görünmesine engel oldu. Gazetecilerin düşünceleri ve haberleri nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gözaltına alınmadığı, tutuklanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Unutulmamalı ki hükümet-patron sansürü kaldırılınca, gazeteciler üzerindeki baskılar son bulunca, cezaevlerindeki meslektaşlarımız özgür kalınca, medya dördüncü kuvvet olarak işlevini yine yerine getirebilince kazanan tüm Türkiye olacaktır.” Sevgili Korkut, gördüğün gibi durumumuz “bir dokun bin ah işit” deyimine tamı tamamına uygundur. "* Bu yazıdaki saptamaların üzerinden 2023 itibariyle 4 yıl geçti. Tarihe not düşmek adına, 2023'te basının durumu hakkında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yaptığı değerlendirmeye ilişkin haberi sunuyoruz: TGC 2024 Basın Özgürlüğü Ödülleri sahiplerini buluyor 24 Tem 2024 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülleri 24 Temmuz 2024 Çarşamba günü saat 13.30’da Burhan Felek Konferans Salonu’nda düzenlenecek törenle dağıtılacak. Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde verilecek ödüllere bu yıl gazeteci Timur Soykan ve Deprem Bölgesindeki Gazeteciler değer görüldü. İSTANBUL- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri töreni “24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü”nde TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda saat 13.30’da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.  BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLLERİ SEÇİCİ KURULU TGC 2024 Basın Özgürlüğü Ödülleri Seçici Kurulu, 2 Temmuz 2024 Salı günü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde toplandı. Seçici Kurul’da bu yıl; Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Doğan Şentürk, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, İstanbul Barosu’ndan avukat Nazan Moroğlu, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr.Osman Küçükosmanoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, T24 Yazarı Tuğrul Eryılmaz, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar, iletişim akademisyeni Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu yer aldı. Seçici Kurul Başkanlığına Adnan Özyalçıner, yazmanlığa Sibel Güneş seçildi. Seçici Kurul’un yaptığı toplantı sonunda kararlar ve gerekçeleri açıklandı: KİŞİ DALINDA ÖDÜL GAZETECİ TİMUR SOYKAN'A VERİLDİ Halkın haber alma gerçekleri öğrenme hakkı adına yaşadığı her türlü baskıya rağmen, iktidarın karartma uyguladığı hukuk, insan hakları alanlarındaki ihlaller ve yolsuzluklarla ilgili kamu yararını önceleyen araştırma haberlerini ısrarla sürdürmesi nedeniyle gazeteci Timur Soykan ödüle değer görüldü. KURUM DALINDA ÖDÜLÜN SAHİBİ DEPREM BÖLGESİNDEKİ GAZETECİLER Seçici Kurul bu yıl kurum dalında Deprem Bölgesindeki gazetecileri ödüle değer gördü.  “6 Şubat Deprem Felaketinde ailelerini, yakınlarını, çalışma arkadaşlarını, evlerini ve iş yerlerini kaybeden gazeteciler, yaşadıkları yerlerdeki sorunları gündeme taşıdıkları için uğradıkları ağır baskılara rağmen, olağanüstü fedakârlıkla, çok zor şartlarda görev yapmaya devam ettikleri için ödül Deprem Bölgesindeki Gazeteciler adına TGC il temsilcileri ile meslek örgütlerine verilecek. 24 TEMMUZ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ TARİHÇESİ: 24 Temmuz Osmanlı İmparatorluğu’nda İkinci Meşrutiyetle (1908) birlikte basından sansürün ilk kez kaldırılışını simgeliyor. O gün gazeteciler, yayıncılar olağanüstü bir dayanışma göstererek gazetelerine, matbaalarına görevlerini yapmaya gelen sansür memurlarını içeriye almıyorlar. Ertesi gün ilk kez gazeteler sansürsüz yayınlanıyor. Bu nedenle 24 Temmuz, meslek örgütlerince 1971’e kadar basın bayramı olarak kutlanıyor.  Ancak 1971 darbesinden sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu gazetecilere ve yayıncılara yönelik sıkıyönetim sansürü ve ağır baskılar karşısında 24 Temmuz’u bayram olmaktan çıkarıyor “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” olarak kabul ve ilan ediyor. TGC Basın Özgürlüğü Ödülleri bu önemli günde veriliyor.   * Yitik Umutların Gece Bekçisi Alâettin Bahçekapılı , nehir söyleşi: Korkut Akın , İkinci Cilt, BRT Yayınları, s:363

24 Temmuz'da gazeteciler bayramlarını "kutlayamıyor"

Türkiye'de gazeteciler 24 Temmuz Basın Bayramı'nın 113. yıl dönümünü sansür, yargı kıskacı, işsizlik ve hükümet baskısıyla karşılıyor.

bottom of page