A. Bahçekapılı: 'Hemen şimdi yapmalı!'
İki gün önce, dostum Ali Özkal'ın "kitapsever" bir Ataşehirliyi benimle tanıştırmak üzere verdiği randevuya, yazdığım kitapların bir bölümüyle birlikte, kütüphanemden rastgele çektiğim bir Ataşehir Ev Kültür dergisini de götürdüm. Emekli Doktor Merih İş ile tanıştırdı beni sevgili Özkal. Güzel bir dostluk başladı aramızda Sayın İş ile... Söyleşi sırasında farkında oldum; örnek olarak götürdüğüm dergi 2015 yılının Mayıs sayısıymış: 107. sayı ve 7 Haziran 2015 Seçim öncesindeki iklimi yansıtıyor. Kapak anonslarına baktım, şaşırdım: Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kartal mitingindeki konuşmasını "Türkiye'nin sorunlarını çözeceğiz. Söz" diye taşımışım kapağa. Günümüzün sloganını 8 yıl önce üretmişim Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından. Derginin içeriğine bakarken, "editör" yazım dikkatimi çekti; sanki bugün yazmışım gibi... Önce bu yazımı okuyun, sonra söyleyeceklerim de var... Merhaba! Hoş geldiniz! Kim istemez, "dün dünle birlikte gitti cancağzım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım" demeyi. Ama işte öyle olmuyor. Her gün, her yıl, her on yıl aynı gündemler: Önceki, geçen yılki başyazılarıma baktım da bu duyguya kapıldım... "Günler ne denli birbirine benzer geçmeye başladı; dönüp geriye bakıyorsunuz; bir arpa boyu yol gidilememiş: Aynı gündemleri tartışmaktan yorulmayan siyasetçiler; aynı kararları alan yöneticiler; bayramlar, özel günler üzerinde hesaplar, inatlaşmalar, karartmalar; hukukun sınırlarını zorlayan, vicdanlara sığmayan kararlara imza atan yargı; 'bir çift güvercin havalansa yanık yanık ötse bülbül (koksa karanfil)' derken, 'bir yırtıcıya teslim edilmesi bütün çiçeklerin, kınalı kuzuların.' Günler birbirine benziyor; oysa kapımızı çalıp giren bahardır, yazdır; baş köşeye kurulan, ortalığı bin bir renge bürüyen bir mevsimdir. Yüreklerin çiçeklenmesi beklenirken. Ne bu karabasan, ne bu üzünç, ne bu kara bulutlar. Ünlü şarkıdaki gibi haykırmak gelmiyor mu içinizden: 'Bir şey(ler) yapmalı!'" 107. sayıya ulaşan Ataşehir Kültür dergisinin geçen Mayıs ayında yazdığım yazıya baktım da gördüm: Önceki yıl yazmışım bunları. O günden bugüne değişen bir şey var mı, siz söyleyin lütfen. Aynı gündemi tartışmıyor muyuz? Aynı kısırdöngünün içinde değil miyiz? Yakınımdan bir ses: "Bir milim ilerleyememişiz." Hiç umut yok mu diyeceksiniz. Var. "Umut tükenmez." "Umut insanda." Boşuna değil, Halide Edip 'in "gecenin en karanlıkgöründüğü yerde şafak en yakındır" deyişi. Ancak, yine de insangünlerin birbirine benzemesine, gündemlerin aynı olmasına katlanamıyor. Bilgenin "suyun başında yeterince duranlar, önlerinden çok ölülerin geçtiğini görür" sözü bile, "zaman eni yi ilaçur" öğüdü bile içimizdeki koşunun hızını kesemiyor işte... "Bir şey(ler) yapmalı" ve "hemen şimdi yapmalı! " Evet, bir genel seçimin, 7 Haziran 2015 Milletvekili Seçimi'nin öncesinde yazmıştım bu satırları. Yukarıda sözünü ettiğim dergide de CHP Genel Başkanı'nın miting konuşmasını haberleştirmiştim. Görelim. Ünlü sözdür: "Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür-Toplumun belleği unutmakla sakatlanmıştır." Ancak tarih unutmaz. 7 Haziran 2015 Seçimi'nin sonuçlarını anımsayınız. Adalet ve Kalkınma Partisi Meclis'teki çoğunluğunu yitirdi o seçimde. Uzatmadan söyleyeyim: Yeni hükümetin kurulmasının önüne engeller çıkarıldı ve "yeni hükümet kurulamadı diye" yeniden seçime gidildi. O arada ülke kan gölüne çevrildi. Şimdi bilgisayarda bulup saydım: 180 yurttaşımız öldü. Kasım 2015'te yapılan seçimde AKP yeniden parlamento çoğunluğunu elde etti. Şimdi yeni bir seçimin kapısındayız. "Tarih tekerrürden ibarettir" denilir; ama "şayet ders alınsaydı tekerrür eder miydi?" diye de sorulur. Siyasiler kendilerine düşen görevi yaptı, diyelim. Şimdi sorumluluk bizim. Tarihi "tekerrür" ettirmemek bizim elimizde. 14 Mayıs Anneler Günü; Kutlu olsun. 19 Mayıs ise Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Kutlu olsun. Hoş bulduk! Alâettin BAHÇEKAPILI Gazeteci, Yazar
İki gün önce, dostum Ali Özkal'ın "kitapsever" bir Ataşehirliyi benimle tanıştırmak üzere verdiği randevuya, yazdığım kitapların bir...