A. Bahçekapılı yazdı: Aynı anda iki tavşanı kovalamayın!
Merhaba! Alâettin BAHÇEKAPILI Hoş geldiniz! Yılların deneyiminden süzülüp gelen atasözlerimizden birinde “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.” denilir, ki bu tam da elinizde tuttuğunuz bu gazetenin ülkenin içinden geçmekte olduğu zor süreçte yayınına ara verişinin ardından yeniden sizlerle buluşmasını vurgular bir anlamda. Mutluluk, sevinç, coşku duyguları içindeyiz yeniden buluştuğumuz için. Merhaba! Bir başka atasözümüz de: “Aynı anda iki tavşanı kovalayan, hiçbirini yakalayamaz.” Gerçekçi bu yargı aslında belli merkezlerin hazırladığı bir tuzak da… Toplumun ilgisini belli noktalara çekmesi ve yönlendirmesi beklenen siyasi odakların, aykırı yönlere koşan tavşanlarla bizi oyalaması değil mi, yaşadığımız: İlgili resmi kuruluş emekçilerin haftada 44.2 saat çalıştığını, bunun Hollanda, Almanya, Danimarka, Norveç, İsviçre gibi ülkelerden 8-10 saat daha fazla olduğunu, ancak bunca fazla çalışmanın karşılığı olarak alınan ücrete sıra geldiğinde Avrupa’nın en gerisinde bulunduğumuz gerçeğini saklamak için de kullanılıyor iki tavşan yöntemi… Ekonomik durum, yaşam pahalılığı, emeklilerin yoksulluğu, eğitimdeki kalitesizlik ortadayken, bir bakıyorsunuz fenomenler, baronlar, fonlar, petrol, doğalgaz tavşanları salınıyor ortalığa… “Hangisinin ardından koşmalıyım” diye düşünürken ve “hangi deliğe girdi saklandı şu hırsız tavşan” diye merak ederken, bir bakıyorsunuz ayaklarınızın altından “tüylerinde yıldızlar uçuşan, kahvesine altın döşeyen” bir tavşana “kaç” diyorlar, size de dönüp “tut.” “Neden şimdi, zamanı mıydı?” diye düşünmenize gerek yok. Zamanı siz kullanmıyorsunuz ki, gündemi belirleyen siz değilsiniz ki… Size düşen ortalığa salınan tavşanların ardında koşmaktır, boşu boşuna… Ama siz de haklısınız… “Kaç” denilen tavşanın geriye dönüp, “hadi ortak sen de gel” demesini bekliyorsunuz belki de. Bu kadar iyimser olmayın, derim. İyimserliğin, umudun da dayandığı bir temelin olması gerekir, mantıken. Ancak, son yıllarda yaşadıklarımızda mantık aramak, dünkü ortakların bugün kanlı-bıçaklı oluşuna şaşırmak, boşuna gayret. Olayların ardına takılıp sürüklenmek yazgınız olmasın istiyorsanız, bir durup düşünmeniz gerekir: Toplumsal, siyasal, ekonomik olarak dünyanın neresindeyiz; toplumumuzun öncelikleri nelerdir; hangi edimimiz ya da edimsizliğimiz hangi gizli ajandanın maddelerinin bir bir gündeme oturmasına yol veriyor; biz ‘nerede hata yaptık’? Bu soruları çoğaltmanız da gerekmez. Hiçbir tavşanı yakalayamıyorsanız, çaresizsiniz. Ama unutmayınız! “Çare sizsiniz!” “Ölüme karşı YAŞAM, nefrete karşı SEVGİ, ihanete karşı VEFA, yağmaya karşı DAYANIŞMA” diyoruz “merhaba”mızla birlikte… Hoş bulduk. Kaynak: Haberci Gazete, 15 Aralık 2023, S:78, s:1
Merhaba! Alâettin BAHÇEKAPILI Hoş geldiniz! Yılların deneyiminden süzülüp gelen atasözlerimizden birinde “Dağ dağa kavuşmaz, insan insana...