Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçti; asıl sorumlular halen firari!
IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te Ankara’da yapılan saldırı sonucu 104 insan yaşamını yitirdi. Katledilenler, bugün birçok ilde yapılan törenlerle anılacak. Mağdur ailelerin, firari sanıkların yakalanması ve katliamın yaşandığı noktaya anıt dikilmesi yönündeki talepleri ise sürüyor.
Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısı olan 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın üzerinden 9 yıl geçti.
Yurdun dört bir yanından binlerce insan, TTB, DİSK, KESK ve TMMOB tarafından düzenlenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingine katılmak için 10 Ekim 2015’te Ankara’da bir araya gelmişti. Saatler 10.04’ü vurduğunda Emek, Demokrasi ve Barış mitingi IŞİD’li 2 canlı bomba ile kana bulandı. Saldırı sonucunda 104 insan hayatını kaybetti. 400’den fazla insan yaralandı.
Aynı gün saat 15.00’te Adalet Bakanı, Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı saldırı ile ilgili basın toplantısı yaptı. Bir gazetecinin İçişleri Bakanı Selami Altınok’a “istifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine Altınok “Güvenlik zaafiyeti yoktur” diyerek istifayı düşünmediğini belirtti. Adalet Bakanı Kenan İpek’in sorunun ardından gülümsemesi dikkat çekmişti.
KARANFİL BIRAKANLARA POLİS MÜDAHALESİ!
Katliamdan bir gün sonra, 11 Ekim’de kalabalık bir grup, saldırıda 104 insanın hayatını kaybettiği alana gidip karanfil bırakmak istedi. Polis, alana girmek isteyenlere izin vermedi. Yaşanan gerginlik sonucu polis, biber gazıyla müdahalede bulundu.
Katliamda hayatını kaybedenler için Sıhhiye Meydanı’nda ortak tören düzenlenirken cenazeler kaldırılacakları illere uğurlandı.
“KOKTEYL ÖRGÜT”
Katliamın yaşandığı dönemde Başbakanlık koltuğunda oturan Ahmet Davutoğlu ’ndan tepki çeken açıklamalar geldi. Saldırıyla ilgili araştırmaların süreceğini belirten Davutoğlu, “Şu anda böyle bir saldırıyı yapma kapasitesine sahip görünen yapılar belli: DEAŞ, PKK, MLKP, DHKP-C ve tüm bu olabilecek potansiyel suçlu örgütlerle ilgili olarak da soruşturma kapsamlı şekilde yürütülüyor” şeklinde konuştu.
Davutoğlu 12 Ekim’de yaptığı açıklamada ise “Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi var. Biliyorsunuz, bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe veya elinizde o eylemin olabileceğine dair bir veri olmadıkça tutuklayamazsınız. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti, sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil” ifadelerini kullanmıştı.
KATLİAMDAN SONRA AÇILAN SORUŞTURMALAR!
Katliamda ölenlerin cenazesine katılan öğrencilere 26 Kasım 2015’te ‘Yasa dışı örgütsel faaliyet’ soruşturması tartışma konusu oldu. Hayatını kaybeden Necla Duran’ın cenaze törenine katılan ortaokul ve lise öğrencilerine de Hatay Emniyet Müdürlüğü’nün talimatı üzerine ‘yasa dışı örgütsel faaliyete katıldıkları gerekçesiyle’ soruşturma açıldı.
KATLİAMIN PLANLAYICILARI AÇIKLANMAYA BAŞLANDI
14 Aralık 2015’te katliamı planlayan İlhami Bali’nin 15 yıldır takip edildiği ortaya çıktı. Fevzi Kızılkoyun’un haberiyle Diyarbakır, Suruç ve Ankara katliamlarının Ebubekir kod adlı IŞİD’li İlhami Balı’nın talimatıyla gerçekleştiği ve İlhami Balı’nın 2002’den beri emniyetin takibinde olduğu ortaya çıktı.
29 Şubat 2016’da ise 10 Ekim Ankara Katliamı ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, patlamadan sonra bir kısım polis şefleri hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan soruşturma izni istedi. Ankara Valiliği, “soruşturma izni verilmemesi”ne karar verdi.
13 Nisan 2016 Müfettiş Raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Ankara Garı’ndaki canlı bomba katliamı ile ilgili müfettiş raporuyla Emniyet’in mitingde yaşanacak olası bir canlı bomba saldırısı için öncelikle kendi personelini uyardığı, ancak mitinge katılanları ve miting düzenleme komitesini uyarmadığı ortaya çıktı.
Katliamda ihmali olduğu düşünülen Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri, MİT görevlileri, Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri ile Ankara Emniyet Müdürlüğü hakkında 24 Nisan 2016’da suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık, suç duyurusunu işleme koymama kararı aldı.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI: 10 EKİM ‘KATLİAM’ DEĞİL
İçişleri Bakanlığı, 14 Haziran 2016’da saldırısı için açılan tazminat davasına savunmada “Yeterli önlem alındı, üstelik bu bir katliam değil” dedi. Bakanlık, dava masraflarının da mağdur aileden istenmesini talep etti. Bakanlık, katliamda yaşamını yitiren Gökmen Dalmaç’ın kardeşinin tazminat talebine de “asılsız katliam iddasıyla açılan haksız dava” diyerek tazminatın “haksız zenginleşmeye yol açacağını” savundu. Bakanlık aynı zamanda tren garı önünde toplananları “hukuka aykırı hareket etmek” ile suçladı.
KATLİAM İDDİANAMESİ HAZIRLANDI
10 Ekim Katliamı’nın iddianamesi 27 Haziran 2016’da hazırlandı. Hazırlanan iddianamede müfettiş raporunda yer alan ihbar ve ihmal konusundaki belge ve dokümanlar ile katliam sonrasında gaz kullanan polisler yer almadı.
10 Ekim Davası Avukat Komisyonu, 13 Temmuz 2016’da AYM’ye başvurarak kamu görevlileri hakkında yaptıkları suç duyurularının reddedilmesinin ardından bu talebi Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Daha önce katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanması için defalarca suç duyurusunda bulunulmuş ancak bu suç duyuruları her seferinde reddedilmişti.
Tarihler 17 Temmuz 2016’yı gösterdiğinde 10 Ekim Avukatlarına dava açıldığı öğrenildi. Katliamda ihmali ve sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında ailelerin yaptığı suç duyurusunun reddedilmesinin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, 10 Ekim mağdurlarının avukatlarına dava açtı.
BİRİNCİ YIL ANMASINA İZİN VERİLMEDİ !
Birinci Yıl anması güvenlik sebebiyle yasaklandı. Ankara valisi 08.45’te Gar’a çiçek bıraktı. Ailelerin soyadı kontrolü ile alana alınacağı söylenerek, soyadı aynı olmayan aile üyelerinin, kayıp yakınlarının, yaralıların dahi anma alanına girmesine izin verilmedi. Girmek isteyen insanlara polis, gazla müdahale etti. 70’te fazla insan gözaltına alındı.
2. YIL ANMASINA DA MÜDAHALE !
Katliamda yaşamını yitirenleri ikinci yılında anmak için Ankara’da bir araya gelenlere yine müdahale yapıldı. Ailelere gaz sıkıldı, plastik mermiyle saldırıldı. Saldırı sonrası İnşaat Mühendisleri Odası konferans salonunda anma yapmak isteyen ailelere de saldırı gerçekleştirildi.
Kızılay’da, katliamda yaşamını yitirenler için yapılan anıt ise kırıldı. İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen anmaya yapılan polis saldırısında ise en az 50 kişi ters kelepçe ile gözaltına alındı.
İLK DAVA 7 KASIM 2016’DA GÖRÜLDÜ
Saldırıyla ilgili 20’si tutuklu 36 kişi hakkında dava açıldı. Ankara Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davanın savcısı Adnan Gümüş, 12 Haziran 2018’deki duruşmada 55 sayfalık esas hakkındaki görüşünü açıkladı.
Gümüş, görüşünde “acımasız” ve “vahşi” olarak nitelendirdiği bu saldırının Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adına gerçekleştirildiğini belirtti.
Sanıklardan Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç hakkında “100 kişiyi kasten öldürme” suçlamasından 100’er kez; “anayasal düzeni ihlal” suçundan ise 1’er kez olmak üzere toplamda 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Aynı sanıklar için ayrıca 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 11 bin 730’ar yıl hapis cezası talep edildi.
İddianamede patlayıcı yapımında kullanılan malzemeleri Ankara’ya getirmekle suçlanan isimlerden Abdülmubtalip Demir, Metin Akaltın, Yakıp Şahin ve Hüseyin Tunç hakkında ayrıca “örgüt faaliyeti çerçevesinde izinsiz tehlikeli madde bulundurmak, nakletmek” suçundan 24’er yıla kadar hapis cezası istendi.
Sanık Erman Ekici hakkında “DEAŞ (IŞİD) silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan istenen hapis cezası ise 22 yıl 6 ay.
İddianamede, saldırı talimatının IŞİD yöneticisi ve Türkiye sorumlusu olarak tanımlanan İlhami Balı tarafından verildiği belirtildi. İddianamede saldırıyla ilgili ayrıntıların ise IŞİD’in Gaziantep Emiri Yunus Durmaz tarafından planlandığı belirtildi.
Dava sonunda da 9 sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
3. YIL ANMASINA DA ENGELLEME !
Ankara Garı önündeki anmaya izin verilmesine karşın anma etkinliği çeşitli engellemelerle başladı. Gar Meydanı’na giden yolları kapatan polis, önce sadece katliamda yakınlarını yitiren ve yaralananların alana girişine izin verdi.
Anma tüm engellemelere rağmen saat 10.04’te başlarken anmaya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ile HDP ve CHP’li milletvekilleri, KESK, DİSK, TTB ve TMMOB Genel Başkanları ile çok sayıda sivil toplum örgütü katıldı.
FİRARİLER YARGILANIYOR !
16 firari sanığın yargılandığı duruşma 8 Kasım 2018’de başladı. 37 aydır firari olan 16 IŞİD’li sanık ile bu sanıkların takip edilmesine rağmen yakalanmamasından sorumlu kamu görevlilerinin bulunmadığı duruşmada, sanık sandalyeleri boş kaldı.
18 Nisan 2019’da yapılan 2. duruşmada ise 10 Ekim Ankara Katliamı davasında IŞİD’in sınır emiri İlhami Balı’nın eşi tutuklu Hülya Balı’nın tanıklığına müdahale edildi. SEGBİS ile görüntülü olarak duruşmaya bağlanan Balı, tanıklık yapmak istemediğini söyleyerek kendi sorunlarını anlatmaya başladı. Hakim, savcının ve avukatların itirazlarına rağmen “Tanıklık yapmak istemiyorsun” diyerek Balı’yı dinlemedi.
4. YIL ANMASI DA ABLUKA ALTINDA YAPILDI
10 Ekim Ankara Katliamı’nın dördüncü yıldönümü için Ankara Tren Garı önünde anma yapıldı. Gara doğru hareket ederken gruptan, “Katil devlet hesap verecek”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganlarının atılması üzerine polis ile anmaya katılanlar arasında gerginlik yaşandı. Anmaya katılanlar yoğun güvenlik önlemi altında iki farklı arama noktasından geçerek alana giriş yapabildi.
FİRARİLERE İLİŞKİN YÜRÜTÜLEN 3. DURUŞMA
21 Kasım 2019’da firari sanıklar yönünden devam eden davanın duruşmasında sanık Erman Ekici’nin avukatı Erhan Fidan, IŞİD lideri Bağdadi’ye “halife” dedi ve “Türkiye El Bab’a girmese bombalar patlamayacaktı” iddiasında bulundu.
Gar Katliamı davasında daha önce IŞİD yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezası alan Erman Ekici, bu kez “insanlığa karşı suç” işlemekten hâkim karşısına çıkarıldı.
Firari sanıklar açısından açılan davanın dördüncü duruşması ise Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Şubat 2020 tarihinde görüldü. Mahkeme, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’na ilişkin 16 firari ve bir tutuklu sanık yönünden devam eden davayı 8 Mayıs 2020 tarihine erteledi.
16 Temmuz 2020’de yapılan 6. Duruşmada ise katliamın firari sanıklarının yargılandığı davada avukatlar, delil karartıldığı için Gaziantep Emniyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Firari Balı’nın Hayır ve Ensar Derneği üyeliğinin İstanbul Valiliği’ne sorulmasına karar verildi.
KATLİAMIN ARDINDAN YAŞAMINI YİTİRENLER
10 Ekim 2015’te bombalı saldırı sonucu 400’den fazla yurttaş ise ağır yaralar aldı. Uzunca bir süre tedavi gören Esfet Duran, Mustafa Budak, Ağa Bayar ve Piro Yıldırım da farklı zamanlarda yaşamlarını yitirdi.
Katliamın yaşandığı Ankara Garı önüne yapılmak istenen anıt konusunda ise ailelerin mücadelesi sürüyor. Melih Gökçek başkanlığındaki Belediye Meclisi, anıt yapılması konusunda karar aldı. ABB Başkanı Mansur Yavaş, 9 Ekim 2024'te Gar'ın önüne bir annenin çığlığını simgeleyen heykelin açılışını CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte yaptı.
PİRHA/ANKARA
IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te Ankara’da yapılan saldırı sonucu 104 insan yaşamını yitirdi. Katledilenler, bugün birçok ilde yapılan...