BRT Yayın Grubu'na ulaşan Cumhuriyet Bayramı mesajları
BAYRAKTUTAN CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI YAYINLADI CHP YDK Başkanı Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan Cumhuriyetin 100. yılı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bir kutlama mesaj yayınladı ANKARA -CHP YDK Başkanı Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan Cumhuriyetin 100. yılı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bir kutlama mesaj yayınladı Bayraktutan Mesajında; "100. yılını kutlamanın büyük gururu ve coşkusu içerisinde olduğumuz Cumhuriyet Bayramımız; dünya tarihine altın harflerle yazılmış bir bağımsızlık savaşının, bugünlere gelene dek birlik ve beraberlik içinde verilen mücadele ve tüm dünyanın imrenerek örnek gösterdiği eşsiz bir dehanın eseridir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde sürdürülen ve büyük bir zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı'nın ardından, yine büyük önderimiz Atatürk'ün 'Türk milletinin tabiat ve adetlerine en uygun idare biçimi Cumhuriyet idaresidir' sözleriyle ilan etmiş olduğu Cumhuriyet Türk Milletine bırakılmış en büyük mirastır. Cumhuriyetin ilanıyla ulusumuzun, kötüye giden yazgısı değişmiş, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerinden taviz vermeden, çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemesini sürdürerek, dünyada örnek alınacak bir ülke olmuştur. Milli egemenliğin teminatı olan Cumhuriyet; özgürlüktür, hürriyettir, eşitliktir, demokrasidir, yaşam biçimidir. İstiklal mücadelesinin, tam bağımsızlık savaşının en güzel örneği Cumhuriyetimizi yıpratmaya yönelik her türlü girişime karşı durmak, Cumhuriyetin çağdaş kazanımlarına ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkarak korumak, onu gelecek nesillere taşımak en büyük sorumluluğumuzdur. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı, birlik ve beraberliğimizin, özgürlüğün ve adaletin simgesidir. Bu özel ve anlamlı yıl dönümü, sadece geçmişimize duyduğumuz minnet ve saygının bir ifadesi değil, aynı zamanda geleceğe olan inancımızın bir yansımasıdır Bir ulusun aydınlanma devrimi olan Cumhuriyetimizin 100. yılını coşkuyla kutlarken, Cumhuriyetimizin ilkelerine olan bağlılığımızı yineliyor, daha aydınlık bir geleceğe doğru emin ve kararlı adımlarla yürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik anlayıştan taviz vermeden, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda ilelebet ilerleyecek, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar var olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'En Büyük Eserimdir' diyerek bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. yıl dönümünde; Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz silah arkadaşları başta olmak üzere, vatanımız için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; Türk Milletine bırakılmış en büyük miras Cumhuriyet Bayramımızı yürekten kutluyorum." ifadelerine yer verdi. CHP’Lİ VEKİL MAHMUT TANAL’IN 100. YIL MESAJI:
CUMHURİYETİN 100. YILININ GURURUNU YAŞIYORUZ! CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Cumhuriyet’in 100. yılı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla paylaştığı mesajda, millet olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını kutlamanın heyecanı ve gururunu yaşadıklarını söyledi.
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı şöyle:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını, kelimelerle tarifi zor bir heyecanla, gururla karşılıyoruz.
Karşılaşılan tüm zorlukları aşarak Cumhuriyeti kurup bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve yol arkadaşlarını şükranla, saygıyla ve rahmetle anıyoruz.
“Kimsesizlerin kimsesi” olan Cumhuriyetimiz, ilelebet payidar kalacaktır. Cumhuriyet, sadece bir devlet yönetim şeklinin değiştirilmesi değildir.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ülkemiz, çağdaş ve modern dünyada yerini almıştır. Cumhuriyet’le birlikte demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkesi bu topraklarda egemen olmuştur.
Milletimizin insan onuruna yaraşır, eşitliğe dayalı bir yaşam sürmesinin önü, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte mümkün olmuştur. Bu yüzden Cumhuriyet, hukuka saygıdır.
TÜRK MİLLETİ, CUMHURİYET SAYESİNDE YENİDEN VAR OLDU
Tarih sahnesinden silinmek istenen Aziz Milletimiz, Cumhuriyet sayesinde yeniden var olmuştur. Parçalanmak, sömürge haline getirilmek istenen Anadolu coğrafyası, Cumhuriyet ülküsüyle hür ve bağımsız bir vatana dönüşmüştür.
Ekonomik kalkınma, siyasal bağımsızlık, uygarlığa yürüyüş, bilimin rehber edinmesi, hanedan saltanatı yerine millet egemenliğinin esas alınması, askeri zaferlerin ekonomik zaferlerle taçlandırılması, ekonomik, siyasal, hukuksal ve kültürel alanlarda çağdaşlık düzeyine çıkılması, karada, havada ve denizde milli ulaşım egemenliği, ülkenin doğal kaynaklarının, doğal zenginliklerinin halkın yaranına kullanılması, Atatürk Cumhuriyeti sayesinde olmuştur.
CUMHURİYET AYDINLIK YARINLARA KARARLILIKLA YÜRÜMEKTİR
‘Cumhuriyet nedir?’ derseniz:
Cumhuriyet, aydınlık yarınlara bilimin rehberliğinde kararlılıkla ve inançla yürümektir.
Cumhuriyet, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tesis edilmesi, her türlü vesayetin ortadan kaldırılmasıdır.
Cumhuriyet, ulusal onur ve milli çıkarların ön planda tutulmasıdır.
Cumhuriyet, ülkenin zenginliğinin ve imkanlarının, bir avuç azınlık tarafından sömürülmesine engel olmaktır.
Cumhuriyet, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olması, milli devlet sınırlarının, üniter yapının korunmasıdır.
Cumhuriyet, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesini benimsemektir.
Atamızdan, şehit ve gazilerimizden bize miras kalan Cumhuriyetimizi, gözümüz gibi koruyacağız.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle anıyorum.” Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı: “Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yüz yılına gurur ve coşkuyla adım atılırken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesiyle 29 Ekim 1923'te kurdukları Cumhuriyetimizi yüceltiyoruz. Bu tarih, sadece bir kuruluşun simgesi değil, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık iradesinin de timsalidir. Cumhuriyetimiz, 100 yaşında olmasına rağmen dinamizmini koruyarak demokrasi, laiklik, eşitlik ve özgürlük ilkelerinin teminatı olmuştur. Atatürk'ün liderliğinde gerçekleşen devrimler sayesinde, Türkiye modern dünyada hak ettiği yere emin adımlarla ilerlemiştir. Bilimden sanata, eğitimden ekonomiye kadar pek çok alanda, büyük başarılara imza atmış, uluslararası sahnede saygın bir konuma gelmiştir. 29 Ekim, bir bayramdan daha fazlasıdır; milletimizin birliğini, beraberliğini ve ortak değerlerini kutladığımız özel bir gündür. Atatürk ve silah arkadaşlarının vizyonu, Türkiye'yi sağlam bir temel üzerine oturtmuştur. Unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri üzerinde doğup, Kurtuluş Savaşı zaferi ve 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanıyla tarihsel bir dönüm noktası belirlemiştir. İlk yıllarında tek partili bir yapıyla yönetilen ülkemiz, hızla modernleşme adımları atmış, toplumsal, hukuki ve kültürel reformlarla çağdaş bir yapıya kavuşmuştur. Çok partili dönemin sonrasında ise, Cumhuriyetimiz, günümüze kadar devam eden sürecinde askeri darbeler, muhtıralar ve müdahalelerle birçok yaralar almıştır. Bu dönemler, Cumhuriyetin kurucu değerlerinin özümsenmesine, demokrasinin gelişimine ve dolayısıyla halk iradesinin sandığa yansımasına gölge düşürmüş; sosyal, ekonomik ve siyasal istikrara ve en önemlisi Cumhuriyete zarar vermiştir. Tüm bu zorluk ve engellemelere rağmen, Türkiye Cumhuriyeti halkının azim ve bağlılığıyla ayakta kalmayı başarmış ve yoluna devam etmiştir. Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkmak ve onları yeni nesillere taşımak bugün de en büyük görevimizdir. Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değil, bir yaşam biçimidir. Bu değerleri korumak ve yüceltmek için el birliğiyle çalışmamız gerekmektedir. Bu zor zamanlarda dahi, ülkemizin ilerlemesini sağlayacak olan temel, Cumhuriyet'in kurucu değerleri ve kuruluş felsefesidir. Cumhuriyet Bayramı'nda, milletimizin her ferdine barış, huzur ve mutluluk diliyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını coşkuyla kutluyoruz. Cumhuriyetimizin ışığıyla, geleceğe olan inancımızla, daha birçok yüz yıla hazırız! Cumhuriyetle varız, Cumhuriyetle büyüyoruz! Yaşasın Cumhuriyet!” Başkan Abdullah Özyiğit, Cumhuriyetin 100. yılını kutladı Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını yayınladığı mesajla kutladı. “Yenişehir, Cumhuriyetimizin 100. yaşında daha da büyümek ve gelişmek için kararlıdır ve Atatürk’ün yolundadır.” diyen Başkan Abdullah Özyiğit, mesajında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılını coşku ve gurur içinde kutlamanın büyük onurunu yaşıyoruz. 29 Ekim 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, milletimizin büyük fedakarlıkları ve özverileriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, nice yüzyıllarda bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün ve ilerlememizin sembolü, ulusumuzun birlik ve beraberliğinin teminatı olmaya devam edecektir. Bugün, Cumhuriyetimizin 100. yılın kutlarken bu büyük mirası daha da ileriye taşımanın sorumluluğunu asla unutmayacağız. Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi temel değerler üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz, bir umut kaynağı olmuştur. Yenişehir Belediyesi olarak şehrimizin her köşesinde, Cumhuriyetimizin değerlerini yücelten projeleri hayata geçirecek, eğitimden sağlığa, altyapıdan kültürel ve sportif çalışmalara kadar her alanda ilerlemeyi sürdüreceğiz. Yenişehir, Cumhuriyetimizin 100. yaşında daha da büyümek ve gelişmek için kararlıdır ve Atatürk’ün yolundadır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşları başta olmak üzere, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Ülkemizi, her karışını koruyarak daha aydınlık yarınlara taşıyacağımıza söz veriyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ve Cumhuriyetimizin 100. yılı hepimize kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.” İYİ PARTİ ATAŞEHİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ALİ COŞKUN'UN 100. YIL MESAJI Hep birlikte yazdığımız asırlık hikâyemiz 100 yaşında. Bayrağımız göklerde, Cumhuriyetimiz nesillerce ilelebet yaşayacak. Bu destanın baş kahramanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. EŞİK – Eşitlik için Kadın Platformu: "Kadınların ve Herkesin Eşit Yurttaşlığının Teminatı Olan Laik Cumhuriyet 100 Yaşında!" Eşit yurttaşlar olarak haklarımızın teminatı olan laik Cumhuriyet 100 yaşına girerken, tüm haklarımız ve hayatlarımız tehdit ediliyor. Kantarın topuzu öylesine kaçtı ki, kadınların mahkemede şahitliğinin geçersiz olmasından bahsetme cüreti gösterenler bile oldu. İktidar, saltanat rejimini ortadan kaldırarak halkı tebaa olmaktan çıkarıp eşit yurttaşlığın ve halk egemenliğinin önünü açan Cumhuriyetle ve Cumhuriyetin kurucu değerlerinden olan laiklik ve sosyal hukuk devleti ile kavga ediyor. Kadınların, erkeklerin korumasına ve insafına emanet edilmiş ikinci sınıf varlıklar olduğu fikrini topluma yaymaya ve yerleştirmeye çalışıyor.
Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri tam olarak uygulanmasa da, bazı haklar kağıt üzerinde bırakılsa da, 100 yıl önce evlenme, boşanma, mal varlığı edinme, miras gibi haklar bakımından kadınları erkeklerle eşitleyen, İslam hukukundan laik hukuka geçişi sağlayan en önemli adımlardan olan medeni hukukun temeli atıldı. Bununla birlikte karma eğitim, çalışma hakkı, seçme seçilme hakkı gibi yasal haklarımız da kadın erkek eşitliğini esas alan çok önemli adımlardı, zamanın koşullarında devrimdi. Bu yüzden, laik hukuku, Medeni Yasayı, laik ve bilimsel eğitimi ve kadın erkek eşitliğini aşındırmak, Cumhuriyeti bir bütün olarak aşındırmakla aynı anlama geliyor.
Kadınların eşitlik mücadelesi esasında yüzyıla değil yüzyıllara dayanıyor. 1840’lı yıllarda kadı önünde evlenme, kızların mirastan pay alması gibi hakları için mücadele eden Osmanlı kadınları ile bugün eşit ve şiddetsiz bir hayat için, kazanılmış haklarımızı korumak için verdiğimiz mücadele birbirinin devamıdır. Bu ülkenin kadınları olarak Cumhuriyet ile birlikte temeli atılan kadın haklarına hem sahip çıkıyor hem de emeğimizle, mücadelemizle eşitlik yönünde değiştirip dönüştürerek, 100 yıldır bu yasaların güvencesi altında yaşıyoruz.
Türkiye kadın hareketi, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz şekilde çıkan; 6284 Şiddet Yasasını ve karma eğitimi tartışmaya açan; çocuk istismarı ve kadına şiddet faillerini örtülü aflarla serbest bırakan; nafaka, kürtaja erişim gibi kadınların pek çok kazanılmış hakkına göz koyan; kadın istihdamını çeşitli uygulamalarla gerileten iktidarın, eşitlik karşıtı politikalarını ve bunların tehlikelerini on yıllardır topluma anlatmaya çabalıyor. Bu sadece kadın hakları mücadelesi değil; aynı zamanda laik Cumhuriyet’e sahip çıkmaktır. Çıkmaya da devam edeceğiz. Çünkü laik hukuk genç yaşlı, yoksul zengin, köylü kentli, A partili B partili, dindar, dindar olmayan fark etmeksizin başta kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar olmak üzere bu ülkede yaşayan herkesin eşit yurttaşlık güvencesidir. Ve doğrudan hayatlarımızla ilgilidir.
Laik toplumsal hayat ve eşitlik, kadınlar için istediğimiz gibi giyinmek, başımızı örtmek ya da örtmemek, sanat yapmak, spor yapmak, okula gitmek, istediğimiz yaşta istediğimiz kişiyle evlenmek ya da hiç evlenmemek, üstümüze kuma getirilir diye korkmamak, şiddetsiz ve güven içinde yaşamak, istediğimiz işte çalışmak, boşandığımızda aç ve açıkta kalmamak ve daha nice en doğal ve en temel haklarımız demek. İşte bu yüzden haklarımızdan, daha özgür, eşit ve şiddetsiz bir hayat için mücadele etmekten vazgeçmedik; asla vazgeçmeyeceğiz.
Amaç “aileyi korumak” değil, laik Cumhuriyeti yok etmek
Kadın haklarının hayata geçirilmesinden birinci derecede sorumlu olan Aile Bakanlığı eliyle çalıştaylar, şuralar düzenlenerek haklarımızı gasp etmenin yolları aranıyor. Bu toplantılara yıllardır haklarını kullanamayan, adalete erişemeyen, şiddete maruz bırakılan, yoksullaştırılan kadınların yanında olan bağımsız kadın örgütleri, barolar, üniversitelerin kadın çalışmaları birimleri ve bağımsız uzmanlar davet edilmiyor. Çünkü asıl amaç “aileyi korumak” değil, kadın haklarını, eşitlikçi aile modelini ve laik hukuku yok etmek için gerekçeler üreterek yasalarda istedikleri değişiklikleri yapmak.
“Türkiye Yüzyılı” adıyla pazarlanan garabet; Anayasa’nın eşitlik ve laiklik ilkelerine aykırı söylem ve eylem üreten kurumların ve kişilerin görüşlerine dayanılarak inşa edilmeye çalışılıyor. Kadınlar ve çocuklar, “Nafaka haramdır”, “Kız çocukları 9 yaşında evlenebilir”, “6284 Şiddet Yasası kaldırılsın”, “Aile reisi erkektir ibaresi geri gelsin” gibi söylemler üreten, Taliban zihniyetine paralel düşünen kuruluşların fikrine, zikrine ve insafına bırakılıyor.
Sanki kadınlar ne giyineceğine, başını örtüp örtmeyeceğine, örtecekse nasıl örteceğine karar veremezmiş gibi, kadınların özel hayatı ve özgür iradesi yok sayılarak Anayasa’yı değiştirmek istiyorlar. Otobüslere “tesettür tarz değil, farzdır” yazarak, hayatımıza karışma hakkını kendinde bulan türden kuruluşlarla hepimizin ve çocuklarımızın geleceğini konuşuyorlar. Bizimle ilgili her şeye erkeklerin ya da erkek devletin karar vermesini, belli bir dinin belli bir mezhebinin yorumuna göre yaşamamızı istiyorlar. Gelecek 100 yılımızı eğitimden çocuk yaşta koparıldığımız, ev dışında çalıştırılmadığımız, tek başımıza seyahat bile edemediğimiz, kadınların esaret altında olduğu bir aile modeli isteyenlerle tartışıyorlar. Oysaki kadınlar hakları olan bireyler olarak görülmedikçe; aile içinde ve dışında eşit ve özgür olmadıkça; eşitlikçi, şiddetsiz ve farklı aile biçimlerini savunanlara kulak verilmedikçe ne demokratik ve eşitliğe dayalı bir toplum ne de aile mümkündür.
Bizler uzun zamandır ne yapmak istediğinizi biliyoruz ve hayatlarımız, haklarımız ve hayallerimizi korumak için dayanışıyoruz. Doğumdan ölüme haklarımızın teminatı olan, bugünkü haline gelmesi için büyük bir mücadele verdiğimiz, eşitlikçi aile modelini amaçlayan Medeni Yasa’ya dokunamazsınız. Her gün Anayasayı çeşitli şekillerde ihlal ederken; eşitliği, laikliği, temel hak ve özgürlükleri hedef alan bir Anayasa değişikliği yapamazsınız. Bu ülkenin yarısını yok sayamazsınız.
100 yıl öncesine geri dönmeyeceğiz
İktidar, ülkenin başta hukuk kurumları olmak üzere tüm kurumlarının içini boşaltıyor veya arzu ettikleri din devletini gerçekleştirmek üzere işlevlendiriyor. Sosyal hukuk devleti tahrip edilerek, sadaka kültürü yerleştiriliyor. Toplumun çıkarlarını gözetmesi gereken tüm kamusal hizmetler birer kâr aracına dönüştürülüyor. Ülkenin tüm kaynakları ormanından madenine, limanından yaylasına tüm varlıkları çarçur ediliyor ve bir zümrenin zenginleşmesi ve iktidarını koruması için kullanılıyor.
Binlerce yıldır hüküm süren erkek egemenliği dünyaya savaş, zulüm, doğa ve emek sömürüsünden başka bir şey getirmedi. İnsan ürünü kaynakların eşit ve adil paylaşıldığı; hiç kimsenin dini, dili, ırkı, cinsiyeti ve başka herhangi bir nedenle ayrımcılık ve zulme maruz bırakılmadığı; aç ve açıkta olmadığı bir dünya için, doğanın ve tüm canlıların yaşam hakkını tanıyan bir hayatın mimarı olmak istiyoruz. Her alanda eşit temsil hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Hayatı her gün yeniden yeniden var etmemizden gelen gücümüzün farkındayız. Evde, işte, sokakta, yurtta ve dünyada eşit, özgür, şiddetsiz bir hayatı ve barışı biz kadınlar inşa edeceğiz. Bize biçilen hayatı değil, kendi istediğimiz hayatı yaşama kararlılığımızı yok etmeye kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek. Dayanışmaya, hem kendimizin hem de çocuklarımızın geleceğine, gücünü halktan alan laik Cumhuriyet’e sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyet, birey ve toplum olarak kendi kaderini kendi ellerine almak, kula kulluk etmemek demektir. Cumhuriyet, eşitlik, özgürlük, adalet demektir. Bunlar için yola çıkmak, bu hedeflere doğru yürümek demektir. Özgürlük yolundan dönmeyeceğiz!
Yaşasın tarih boyunca egemenliğin bir kişiye, aileye, zümreye, cinsiyete veya belli bir sınıfa ait olmaksızın, kayıtsız şartsız halkların olması için yılmadan mücadele edenler ve Cumhuriyete sahip çıkanlar!
Yaşasın laik Cumhuriyet, yaşasın eşitlik ve özgürlükten 100 yıl önce ve bugün vazgeçmeyenler!
29 Ekim 2023
EŞİK – Eşitlik için Kadın Platformu
BRT Yayın Grubu'na ulaşan Cumhuriyet Bayramı mesajları