top of page
< Back

Sedat Hakkı Eldem, Celal Sılay, Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu

Bugün 7 Eylül. Sedat Hakkı Eldem , Celal Sılay ve Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nun ölüm yıldönümleri. BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla anıyoruz. Celal Sılay kimdir? 1914'te Bursa'da doğdu. Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nin ilk ve orta bölümlerini bitirdi. İstanbul'da Hayriye Lisesi'nde ve İstiklâl Lisesi'nde öğrenimini sürdürdü. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin Felsefe Bölümü'nde okudu. 1940-1951 arasında Vatan, Tasvir-i Efkâr, Her Hafta, Her Gün ve Ticaret Postası gazetelerinde çalıştı. 1952-1955 arasında Yeni Memleket gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1957-1958'de Yeni Gazete'de ve 1959-1960'ta da Her Gün gazetesinde Ahmed Selâmi Sel takma adıyla köşe yazıları yazdı. 1944'te dört sayı boyunca İşte ve 1956-1957 yıllarında da on beş sayı boyunca Esi dergilerini yönetti. 1952-1956 arasında toplam otuz sayı olarak çıkan Doğu ve Batı ile 1963-1971 arasında toplam yüz beş sayısıyla okuyucuyla buluşan Yeni İnsan dergilerini o kurdu. Ayrıca Yeni İnsan Yayınları'nın da kurucusudur. Ahmed Selâmi Sel şairin 1957-1958'de Yeni Gazete'de ve 1959-1960'ta da Her Gün gazetesinde köşe yazıları yazarken kullandığı takma adıdır. 7 Eylül 1974'te aramızdan ayrıldı. Celal Sılay Eserleri Şiir Çöl Yolcuları (1934) Dört Kapı (1934) Lâcivert Işıklar (1934) Ebedi Renkler (1936) Mısralar (1937) [Bu kitap aynı yıl yeniden Hüsran Filizleri adıyla yayımlandı.] Merhamet Şiirleri 1939-1943 (1943) Acaba (1945) Sonra? (1946) Boşlukta Duran Taş (1948) Zaman ile Yarış (1956) Adamca (1959) Doğa (1965) Aşk Dialektiği (1967) Şimdi Geldin Şimdi Gittin (1968) Küpe Destanı (1968) İlişki Deyimleri (1969) Karşın (1971) Hüsran Filizleri: Toplu Şiirler (2000) Yapı Kredi Yayınları Ayrılamam senden(1996) Deneme Değinmeler (1966) Kişi-Birey (1967) Yorum (1968) Söz-Eylem (1969) Üçüncü Dönem (1969) Öykü Zorunla Somut (1969) Celal Sılay Şiirlerinden Örnekler NERDE Küçük bir kız gördümdü çok eskiden
Annesinin dizi dibinde,
Bir de incir diktiydim hasta iken,
Üç yapraklı mı, dört yapraklı mı ne. Küçük kız da büyüdü o incir de,
Ama yüreğimin erinci nerde? Romeo'yu onca kaygılandıran
O kuş seslerini düşünürüm de
Sabaha karşı bir korudan
Tarla kuşu muydu, bülbül mü diye Tarla kuşunu da dinledim, bülbülü de
Ama yüreğimin erinci nerde? Geç kaldığımda oldu belki
Laternaları dinlerkene,
Periler yeryüzüne indirmiş geceyi,
Çerağlar içinde yanmış gökkubbe Gökkubbeyi de bilirim perileri de
Ama yüreğimin erinci nerde? YANYANA Bu gürül gürül otların başında
Ağacın gölgesine değdi değecek
Tam şeftalinin kokusu başlarken
Öpüşmeye kıl kadar bitişik
Akarsuyun burnunun dibinde Bu zulüm, bu haksızlık, bu işkence MAVİ RANDEVU Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi..
Getirdiğin rüzgarla ev kokuyordun..
Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi.. Bin dokuz yüz kırk iki baharıydı
Bahçeli pencereler önünde geziyorduk,
Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum
Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi Sıcak nefesin yüzüme değiyordu
"Evlenebilir miyiz" diye sormuştum,
Yürüyüşün değişmiş, yüzün pembeleşmişti;
Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi. Elini elime verdin, ayrılıyorduk,
Gözlerin gözlerimde, dudakların ıslak,
"Sık sık konuşalım" demiştin; gittin..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi.. Sedat Hakkı Eldem kimdir? Sedat Hakkı Eldem 1908 yılında İstanbul’da doğdu. 1928’de Güzel Sanatlar Akademisi mimarlık bölümünü bitirdi. 1932’de İstanbul’da kendi bürosunu açtı, bir yandan da Güzel Sanatlar Akademisi’nde ders vermeye başladı, 1978’de emekli oluncaya değin Akademi öğretim üyeliği görevini sürdürdü.



Osmanlı dönemi evleri ve 18.-19. yy saray ve köşkleri üzerinde yaptığı çalışmalar ve klasik Osmanlı mimarisi üzerine araştırmalara yaparak, mimari tasarımda geleneksel motiflerin yeniden kullanılmasına öncülük etti.

Tarihi yapıların korunmasıyla ilgili olarak 1941-1945 arasında Eski Eserleri Muhafaza Encümeni’nde, daha sonradan 1962-1978 arasında Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nda görev aldı.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ve ilk genel kurul toplantısını 1948’de Lozan’da yapan Uluslararası Mimarlar Birliği’nde (UIA) Türkiye’yi temsil etti.

1986’da Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü kazandı.

7 Eylül 1988’de İstanbul’da öldü.

Sedat Hakkı Eldem ve mimarlığı…

20. yüzyıl Türk mimarlığının en önemli temsilcilerinden biri olan Eldem, çalışmalarıyla özgün bir Türk mimarlığının oluşmasına katkıda bulunmuş, özellikle Türk sivil mimarlığı üzerine yaptığı araştırma, belgeleme ve arşivleme çabasıyla ulusal mimarlık kavramına yeni bir bakış açısı getirmiştir.



Sirer Yalısı

İlk ve ortaöğrenimini diplomat olan babasının görevi nedeniyle Cenevre ve Münih’te tamamladıktan sonra, mimarlık eğitimine 1924′te İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi’nde başlamış, 1928′de okulu bitirerek, kazandığı üç yıllık bursla Fransa, İngiltere ve Almanya’ya gitmiştir. Yurt dışındayken Perret, Jansen ve Poelzig’in Türkiye’ye döndükten sonra da bir süre Ankara’da Holzman ve Mongeri’nin bürolarında çalışmış; 1932′de Egli’nin yardımcısı olarak GSA’da öğretim üyesi olmuş, aynı yıllarda kendi bürosunu açarak tasarım ve uygulama çalışmalarına da başlamıştır.



İstanbul Adalet Sarayı

Meslek yaşamı boyunca, biçim ve bezeme ayrıntılarını seçmece bir anlayışla yenilemeksizin halk mimarlığından ve batı kökenli üsluplara bağlı kalmaksızın çağdaş teknolojiden yararlanarak Türkiye’ye özgü bir mimarlık yaratılması gereğine inanmış ve bu doğrultuda çalışmıştır.




Ceylan Apartmanı



Ceylan Apartmanı planı



Atatürk Kitaplığı



Anıt Kabir için yarışmaya verdiği proje

Eldem’in çağdaş Türk mimarlığında önemli bir yeri olan yapıları her zaman dikkatleri üzerine çekmiş, bunların bazıları yeni bir dönemi başlatan yapılar olmuştur. Örneğin, New York Dünya Sergisi’ndeki Türk Pavyonu (1938-39) II. Ulusal Mimarlık döneminin başlangıcı sayılmış, Emin Onat’la birlikte tasarladığı İstanbul Adalet Sarayı ise (1948, Sultanahmet) yeni bir akılcı işlevci dönemi başlatmıştır. 1952′de SOM Firması ve Bunshaft ile birlikte gerçekleştirdiği İstanbul Hilton Oteli de (1952) 1950′lerde egemen olmaya başlayan daha serbest, uluslararası nitelikteki dönemin öncüsü olmuştur.



Pakistan Büyükelçilik Binası



Pakistan Büyükelçilik Binası Çizimi


Hilton Oteli


2.Ulusal Mimarlık…


Şark Kahvesi

Eldem, GSA’da öğretim üyesi olmasından kısa süre sonra, 1934′te, ulusal mimarlık yapıtlarına ilişkin araştırma kapsamını genişletmek amacıyla “Milli Mimari Semineri” adıyla bilinen çalışmalara başlamıştır. Bu seminer o güne değin üzerinde durulmayan sivil ya da Anonim Mimarlık ürünlerinin dökümünü yapmayı ve bu alandaki boşluğu doldurmayı amaçlamış, Akademi yangınında tüm koleksiyonunu yitirinceye değin bu görevi sürdürmüştür.



İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

Eldem, ulusal mimarlık konusundaki düşüncelerini 1940′ta Arkitekt dergisinde yayımlanan “Yerli Mimariye Doğru” başlıklı yazısında ortaya koymuş, bir bildiri niteliği taşıyan bu kuramsal çalışmasında ulusal mimarlığın nasıl olması gerektiğini açıklamıştır. Öte yandan bu düşünceleri küçük kapsamlı yapılarda, özellikle konutlarda, köşk ve yalılarda uygulamış, İstanbul Türk evinin sofa gibi plan öğelerini, çıkma, saçak, kafes, vb çeşitli ayrıntılarını yeni yaşam biçimine uyarlamıştır. Bu yaklaşımının en iyi örnekleri Yalova’daki Termal Oteli (1934-37; 1983′te yık.), İstanbul’daki Ağaoğlu Evi, (1936-37, Maçka; b.yık.), Tahsin Günel Yalısı (1938, Yeniköy; 1978-80′de Eldem tarafından Ilıcak Yalısı olarak yeniden düzenlendi), Ayaşlı Yalısı (1938, Beylerbeyi), Safyurtlu Köşkü (1942, Yeniköy) ile Taşlık’taki Şark Kahvesi’nde (1947-48; 1988′de yık.) görülür.


Geleneksel mimarlık biçimlerinin ve öğelerinin kullanılabileceği konut, kahve, pavyon gibi işlevlerde bunlardan yararlanmaya çalışan Eldem, otel, banka, işyeri, yönetim ve eğitim yapısı gibi işlevlerdeyse akılcı-işlevci biçimlendirmeye yönelmiştir. İÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi (1942-44; E.Onat ile) ve AÜ Fen Fakültesi (1943-45; E.Onat, BONATZ ile) gibi büyük yapılarında ise işlev, malzeme ve taşıyıcı sistem gereksinimine önem vermiş, geleneksel öğeler yalnız biçimsel ayrıntılarda kullanmıştır.



Zeyrek SSK Binası



Büyükada Rahmi Koç Evi Eskizi

İstanbul, Zeyrek’te yaptığı Sosyal Sigortalar Kurumu Binası (1962-64) ile başlayarak, içinde bulunduğu tarihsel çevreye uyum sağlayan, işlevleri bozacak bir biçimselliğe kaçmadan geleneksel Türk sivil mimarlığının yatay çatı çizgisi, geniş saçaklar, eş boyutlu dizi pencereler ve çıkmalar gibi bazı yalın öğeleriyle oranlarını kullanan, bu yöndeki ilk çalışmalarından farklı olarak yeni gereç ve yapım ve yapım yöntemlerini uygulayan çağdaş bir anlayış içine girmiştir.


Fındıklı Akbank


İstanbul’da gerçekleştirdiği Boğaziçi’nin yeni biçimlenişinde etkin olan Uşaklıgil (1956-65, Emirgan), Kıraç (1965-66, Vaniköy), Sirer (1966-67, Yeniköy), Komili (1978-80, Kandilli), Yalıları ve Rahmi Koç Evi (1975-80, Tarabya) ile Akbank Genel Müdürlüğü Binası (1967-68, Fındıklı), Atatürk Kitaplığı (1973, Taksim), Yıldız Mahallesi (1976-78), Alarko Blokları (1976-79, Maslak) ve ayrıca Ankara’daki Hindistan (1965-68; Orhan çakmakçıoğlu ile), Pakistan (1964-74) ve Hollanda (1973-77) Büyükelçilikleri bu doğrultudaki önemli yapıları arasında yer almaktadır.

Mimarlık Eğitimi…

Eldem’in titizlikle üzerinde durduğu bir konuda mimarlık eğitimi olmuştur. 1941-46 arasında Yüksek Mimarlık Bölümü başkanlığı yaptığı GSA’da 46 yıl boyunca mimari proje ve yapı bilgisi derslerini vermiş, bunlara Milli Mimari Semineri’ni eklemiş; daha sonra, 1978′de emekli olana değin bu çalışmaları bilimsel yöntemlerle sürdüren Rölöve ve Restorasyon Kürsüsü’nün yöneticiliğini üstlenmiş; emekliliğinin ardından aynı okulda da proje öğretmenliğine devam etmiştir.

Geleneksel mimarlığın incelenmesine verdiği öneme karşın çağdaş konularıda göz ardı etmeyerek, proje atölyesinde Türkiye’nin güncel mimarlık sorunlarını ele alan çalışmalar da yapmıştır. 1979′da İDGSA tarafından kendisine onursal doktorluk ünvanı verilmiştir. Geleneksel mimarlığa ilişkin çalışmaları Eldem’i doğal olarak eski yapıların Onarım ve Koruma sorunlarına yöneltmiştir. Çoğu tasarımı tarihsel bir çevre içinde yer alırken, bir bölümü de var olan bir yapının eklerle geliştirilmesi biçimindedir. İstanbul, Nakkaştepe’de Koç Holding yönetim merkezi olarak kullanılmak üzere restorasyon projesini (1978-87) yapmış olduğu Mehmet Şerif Paşa Konağı, 1991′de Hollanda’nın Lahey Kentinde açıklanan Europa Nostra ödülü’ne layık görülmüştür. Özellikle İstanbul’u ve içindeki yapıları çok iyi tanıdığı bilinen Eldem, Eski Eserleri Muhafaza Encümeni (1941-45) ve Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu (1962-78) gibi kuruluşlarda üyelik ve başkanlık yapmıştır. Uluslararası Mimarlar Birliği’nin 1948′de Lozan’da yapılan ilk genel kurul toplantısında Türkiye temsilcileri arasında yer almış ve aynı yıl Ankara’da toplanan I.Yapı Kongresi’nin hazırlıklarına katılmıştır. Eldem, çağdaş Türk mimarlığındaki ulusalcılık-evrensellik tartışmasında kendine özgü çözümleriyle öne çıkarken, kitapları ve yazılarıyla da Türkiye’de mimarlık birikimine katkıda bulunmuştur. İlk kez 1929′da Paris’te çağdaş Sanatçılar Sergisi’nde aldığı Bronz Madalya’dan sonra 1952′de Amerikan Mimarlık Enstitüsü’nün Bölgesel Tasarım Ödülü’nü, 1983′te Sedat Simavi Mimarlık ve Kent Planlaması Ödülü’nü, 1983′te Kültür Bakanlığı Kültür ve Sanat Ödülü’nü kazanan; 1986′da Zeyrek Sosyal Sigortalar Kurumu Binası İle Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü paylaşan, 1988′de Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık seçici kurulunca tüm yapılarıyla mimarlığa hizmetinden dolayı Büyük Ödül ve 1979′da İDGSA tarafından onursal doktorluk ünvanı verilen Eldem’in Türk sivil mimarlık ürünlerini ele alan önemli kitaplar arasında Türk Evi Plan Tipleri (1968 (1954)), Yapı-Geleneksel Yapı Metodları (1970 (1967)), Rölöve I, II (1968,1977; Feridun Akozan ve Köksal Anadolu ile), Köşkler ve Kasırlar I, II (1969, 1974), Sa’dabad (1977), Türk Bahçeleri (1976), Türk Mimari Eserleri (1976), Köseoğlu Yalısı (1978), Boğaziçi Anıları (1979), İstanbul Anıları (1979), Topkapı Sarayı, Bir Mimari Araştırma (1984; F.Akozan ile) ve Türk Evi I, II, III, (1984, 1986, 1989) yer alır. 1983′te MSÜ, 50 yıllık meslek jübilesi armağanı alarak Eldem’in yaşam öyküsünü, uygulama, desen ve eskizleriyle mesleki makalelerinden seçmeleri içeren Sedad Hakkı Eldem adlı bir kitap yayımlamış, 1987′de ise ABD’de yayımlanmakta olan Architects in the Third World (üçüncü Dünya Mimarları) sergisinden, Hollein’ın önsözüyle, gene Eldem’in mimarlığını yorumlayan, uygulama ve projelerini tanıtan, yaşam öyküsünü içeren Sedad Eldem, Architect in Turkey (Sibel Bozdoğan, Süha Ö zkan, Engin Yenal; Sedad Eldem, Türkiye’de Bir Mimar) adlı bir kitap çıkmıştır. Üstün Alsaç Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi Cilt 1 Sf:512
Eserlerinden seçmeler
1934: Maçka’daki Firdevs Hanım Evi
1934-1937: Yalova Termal Oteli[1]
1937-1938: Ankara Gümrük ve Tekel Müdürlüğü
1944: Emin Onat’la Wsi
1948: Maçka’da Şark Kahvesi
1951-55: Emin Onat’la İstanbul Adalet Sarayı binası
1962-1964: Zeyrek’teki SSK Zeyrek Tesisleri[2]
Vaniköy’deki Suna Kıraç yalısı,
1971: Fındıklı’daki Akbank Genel Merkezi
1972-1974: Hamdi Şensoy’la birlikte Taksim Atatürk Kitaplığı
1975-1980: Tarabya’da Rahmi Koç evi
1980-1988: Maslak’taki Alarko Holding büro binaları
Kitapları
1954: Türk Evi Plan Tipleri
1968-1974: Köşkler ve Kasırlar I-II
1976: Türk Bahçeleri
1977: Sadabad
1979: İstanbul Anıları
1979: Boğaziçi Anıları
1984-1987: Türk Evi-Osmanlı Dönemi I-II
Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu kimdir?


Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu Eylül 1962 tarihinde Trabzon/Akçaabat ilçesine bağlı Demirkapı Köyü’nde doğdu. Babası Mehmet Mollamehmetoğlu, emekli ilköğretim müfettişi, Annesi Elmas Mollamehmetoğlu ev hanımıdır. İki kız, iki erkek kardeşi ise öğretmendir. Ahmet Şefik’in diğer bir adı da Halil İbrahim’dir.
İlk okulu, Trabzon Merkez 24 Şubat İlkokulu’nda okudu. Trabzon Cumhuriyet Ortaokulu’ndan ve Trabzon Lisesi’nden mezun oldu. 1980 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın yayın Gazetecilik ve Halkla ilişkiler bölümüne girmeye hak kazandı. 9 Eylül 1980 yılında üniversiteye kayıt olduktan 3 gün sonra 12 Eylül 1980 darbesi gerçekleşti. Bu olayı A. Şefik ülke için bir kayıp ama özellikle gazetecilik mesleği için bir kazanç olarak niteliyor.
Üniversite hayatının 2 yılını öğrenci yurdunda 5 yılını ise evde geçirdi. Çok iyi bir eğitim aldı. Bunda Mümtaz Soysal, A.T. Kışlalı gibi hocalarının katkısı da inkar edilemez. Felsefe gruplarında, çeşitli tartışma toplantılarında başı çeken sosyal öğrencilerinden biriydi.
Bu dönemde amatör olarak mesleki denemelerde de bulunma fırsatı yakaladı. Bir grup arkadaşı ile “Görünüm” adlı okul gazetesini çıkardılar. Ayrıca ihtilal sonrası askeri idarenin had safha olduğu dönemde “Yeni Olgu” adıyla bir derginin çıkartılmasına katkı sağladı. İzmir, gibi yerlerde de temsilcilikleri vardı ve 20-25 bin tiraja ulaşabiliyordu.
Üniversitenin ilk üç sınıfını 3 yılda bitiren A. Şefik, 4. Sınıfı ise tam 4 yılda bitirdi. Bunun sebebiyse meslekte daha iyi pişmek idi. Öğrenciliğinin sürdüğü bu dönemde Türkiye’de söz ve nam sahibi pek çok gazeteci de yetişti. Reha Muhtar, Faruk Bildirici, Hulki Cevizoğlu ve Tayfun Taliboğlu, Ahmet Şefik’in okul arkadaşlarından sadece birkaç tanesidir.
Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu profesyonel olarak gazeteciliği staj yaptığı Nota Dergisi’nde 1982 yılında başladı. Politika muhabirliği yaptığı bu dergide tam anlamıyla bir staj yaptı. Ülkenin siyasi geçişte olduğu bu dönemde, gazeteciler açısından da en iyi dönemdi. Zira A. Şefik’in ilk görevi politika muhabiri olarak Çankaya’da Cinnah Caddesi’nde Büyük Türkiye Partisi’nin kuruluşuyla ilgili basın toplantısını izlemekti. İyi bir gazetecinin 4-5 yılda yetiştiği Türkiye’de bu yıllarda bir yıl onun için fazlasıyla yeterli oldu. 6 ay süreyle Nota Dergisi’nde çalışan Ahmet Şefik artık resmen gazeteciydi.
Nota dergisi’nin ardından Newspot gazetesinde görev aldı. Bu gazetedeki meslek hayatı aralıklarla 3 yıl sürdü. Başbakanlık Basın Yayın Müdürlüğünce İngilizce, Fransızca,Almanca ve Arapça çıkarılan Newspot gazetesinde de politika muhabiri olarak görev yaptı.Ardından Zaman Gazetesi’nde çalışmaya başladı.Fehmi Koru öncülüğünde çıkarılan gazete, şiddet karşıtı ve bütün görüşlere açık olan bu gazetede 6 ay çalıştı. Buradan Hürses gazetesine geçti. Buradaki görevi de kısa sürdü.
Son görev yeri Ulusal Basın Ajansı oldu. Aralıklarla 4 yıl sürdürdüğü bu görev onun gazeteciliğinin gelişmesinde de çok etkili oldu. Düşünme, araştırma, kavrama ve yazma pratikliğini bu görevi sırasında kazandı.
A. Şefik çalıştığı bütün gazetelerde politika, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık muhabirliği yaptığı için Türkiye’nin hemen hemen her yerini görme fırsatını yakaladı.
Ankara’daki gazeteciliğini sona erdirerek 1990 yılında Trabzon’a gelen Ahmet Şefik’in bu tercihinin en büyük nedeni ailesinin Trabzon’da bulunmasıydı.
Trabzon’a geldiğinde Günaydın Trabzon büro şefliğine atandı. Ardında Y.Günaydın ve Güneş gazetelerinde çalışma fırsatı buldu. Günaydın gazetesinin ekonomik darboğaza girmesi maaşının ödenmemesine rağmen gazetesini habersiz bırakmayarak genç gazetecilere örnek olmayı bildi.
1992 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nin Trabzon temsilciliğine atandı. Halen, Kuzey Expres Gazetesi’nde “Pencere” başlığı altında köşe yazarlığı yaptı. Daha sonra K.T.Ü İletişim Fakültesi’nde “Haber Toplama ve Yazma Teknikleri” dersi veriyor. “Vira Trabzon.com” haber sitesi yayın yönetmenliğine devam ediyor.(2009)
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Yönetimlerinde görevler aldı ve bir dönem de başkanlığı yaptı. Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesidir.
Eşi Cemile Hanım okul arkadaşı olup, Göksu Osman adında bir oğul babasıdır.
7 Eylül 2019'da Trabzon'da yaşamını yitirmiştir.
ESERleri
Avrasya’nın Kilidi, Başak Matbaacılık, Ankara,2010
Karadeniz'e İhanet, Hançer, Lanet
Kaynakça:Hüseyin Albayrak, Dünden Bugüne Trabzon Basını 1869-2009: 4 Cilt

Sedat Hakkı Eldem, Celal Sılay, Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu

Bugün 7 Eylül. Sedat Hakkı Eldem , Celal Sılay ve Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu'nun ölüm yıldönümleri.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimi

bottom of page