CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 52’nci yıl dönümünde Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarları başındaki anmaya katıldı.
Fotoğraf: Binnur Ege Gürün Koçak/AA
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 52’nci yıl dönümünde Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarları başındaki anmaya katıldı. Özel, üç fidanın mezarlarına karanfil bıraktı.
“3 GENCİ BU HAYATTAN KOPARDILAR”
Anma töreni sırasında konuşan Özel, “Bu anmaya katılan herkes 25 yaşındaki Deniz’in kardeşleri, abileri, yoldaşlarıdır. Onun yolundan gidenlerdir. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan 25’şer yaşında, Hüseyin İnan 24 yaşındaydı. Onların yürüyüşü antiemparyalizm yürüyüşüdür. Onların yürüyüşü sömürüye karşıdır. Eşitsizliğe karşıdır. Kardeş kavgasına karşıdır. Deniz Gezmiş son sözlerini söylerken yaşasın halkların kardeşliği demiştir. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği demiştir. Kahrolsun emperyalizm demiştir. Yaşasın işçiler ve köylüler demiştir. Bunları söyleyen 25 yaşındaki 3 tane genci bu hayattan kopardılar. Bizlerden kopardılar” dedi.
“NEYİN YUMUŞAMASINDAN BAHSEDİYORLAR?”
Özel, "normalleşme" tartışmalarına ilişkin de konuştu. “Şimdi birileri Türkiye’de bir başka tartışma başlatmak istiyor ve yumuşama söylemlerinden bahsediyor. Bu işin sonu anayasaya varsın istiyor." diyen Özel şöyle devam etti:
"Buradan sesleniyoruz. ODTÜ öğrencileri, 25 yaşındaki günahsız çocukların yazdıkları yazının olduğu stadyumda geleneksel tören yapmak isteyince onun karşısına polis, jandarma çıkaranlar neyin yumuşamasından bahsediyorlar? Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in hatırasına saygı, ODTÜ’deki kardeşlerimize saygı gösterin. İzni verin. Bir görelim nasıl oluyor bu yumuşama. Taksim yasak, yumuşayalım. Devrim Stadı yasak, normalleşelim. Benim görevim anayasal kayıpları teker teker geri almak. Taksim Anayasa Mahkemesi kararına karşı yasaksa, Anayasa Mahkemesi herkes çıkabilir demişken yasaksa, ODTÜ Stadyumu yasaksa bundan sonra kimse normalleşip de sonu Anayasa’ya varır mı diye düşünmesin. Bugün Anayasa Mahkemesi kararına rağmen arkadaşlarımız Gezi’den içeride yatıyorlarsa ve kimse normalleşmeden bahsetmesin. Denizleri asanlar, mahkeme kararına anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak yazdılar. Kardeşlerimizi, evlatlarımızı bu bahaneyle astılar. Oysa Deniz anayasal düzeni, anayasayı savunuyordu. Anayasanın özgürlüklerini savunuyordu. Anayasaya sahip çıkmayı savunuyordu. Karşısındakiler yasakladılar. Karşısındakiler onları illegal bir çizgiye itmek için her şeyi denediler. Bugün anayasa çağrısı yapan ve yeni bir anayasa isteyen herkese diyoruz ki mevcut anayasaya harfiyen uymayan, Türkiye’de anayasaya aykırı yapılan işleri yapmaya devam ederek, kayyum da atasan anayasaya aykırıdır. Öbür taraftan gidip serbestçe anayasal gösteri hakkını kullanmak isteyen işçiye, ODTÜ’lü öğrenciye izin vermeyince de anayasayı siz çiğniyorsunuz. Harfiyen anayasaya uyulmadan, anayasa da olmaz. Yumuşama tartışmaları sonuç da vermez.”
Özgür Özel daha sonra Denizlerin avukatı Haliç Çelenk’in ve 68 öğrenci hareketi liderlerinden Ulaş Bardakçı’nın mezarını da ziyaret etti.
SORULARI YANITLADI
Anmanın töreninin ardından gazetecilerin sorularına yanıt veren Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin, “İki genel başkan bir görüşme yaptıktan sonra ya ortak bir açıklama yapılır ya da herkes görüşmeyle ilgili kendine ait kısımlar hakkında bilgi verebilir. Diğeri son derece müzakere tekniğine aykırı bir iştir. Ben şöyle dedim, bana böyle dediler dediğinizde görüşmenin belli seyrini, bundan sonra olabilecek olumlu görüşmeleri engellemiş olursunuz. Ben gazetecilik merakına sonuna kadar saygılıyım ancak konunun, sorunun cevabına bu kısmı için, bu cevap için muhatap ben değilim. Benin söylemem doğru olmaz. Ben sadece kendimin ne yaptığını söyleyebilirim” dedi.
Detaylı bir dosya hazırladıklarını belirten Özel, “O dosyayı Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmede gündemimize aldık. Üzerinde konuştuk. Ben bu konuda önümüzdeki günlerde olumlu gelişmeler olacağını ümit ediyorum. Belki Sayın Erdoğan bu konuda bir açıklama yaparsa, ondan sonra o günle ilgili diğer detaylar aleniyet kazanabilir ama benim aksini yapmam müzakere tekniğine uygun bir davranış olmaz. Gezi davasında da 28 Şubat davasında da yaşanan hukuksuzluklar, bu toplumdaki tüm beklentiler, yani önceden bir gündem hazırladığımızı söylemiştim. O gündem içindeki herhangi bir madde konuşulmadan o toplantıdan ayrınılmadı. O gün de söylemiştim. Daha önce söylediğimiz her şey, daha fazlası toplantıda konuşuldu. Büyük bir nezaketle karşılıklı müzakere edildi, görüş alışverişi yapıldı. Bizim tarafımızdan belli talepler net şekilde dillendirildi. Ben bu marj içinde kalmak durumundayım” ifadelerini kullandı.
“HENÜZ BAŞVURU YAPILMADI”
Özel, Erdoğan’ın Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaretine ilişkin soruya, “Bize henüz böyle bir başvuru yapılmadı. Böyle bir talepte bulunulacağını biliyoruz. Netleşen bir tarih olduğunda açıklanır” diye yanıt verdi. Özel, Erdoğan görüşmesinin ardından “CHP’nin içi karıştırılmaya çalışılıyor” yorumlarına ilişkin soruya, “Bu tip yorumları bazen duyuyorum. Bunlar eski zamanlarda, 47 yıl seçim kazanamamanın verdiği özgüvensizliği atamamış bazı arkadaşlarımızın değerlendirmeleri. Kim komplo teorileri ile bizleri meşgul etmek isteyebilir? Bunlar özgüvensiz dönemden kalan meseleler. Kendimize güvenimiz tam. Kayıt dışı siyasete karşıyız” yanıtını verdi.
SİNAN ATEŞ İDDİANAMESİ: KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Özel, Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikastına ilişkin iddianameyi de değerlendirdi. Özel, şunları söyledi:
“Sinan Ateş iddianamesi ile ilgili kapsamlı bir çalışma ve kapsamlı bir açıklama yapacağız. İddianamenin özelliği şudur, iddianameyi okuduğunuzda haber yaparsınız. İddianame ile ilgili yapılan haberler, iddianamede bir şey olmadığına yönelik. Normalde ne beklersiniz, iddianame ile birlikte gizli yürütülen önemli bir soruşturmada yeni bilgiler öğrenmek istersiniz. İddianamede yeni bilgiler yok. Sizlerin her birisi burada takip eden değerli basın emekçilerinden bir tanesi eline kalemi alsa daha güçlü bir iddianame yazar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.”
Comments