top of page
Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Şakir Zümre, Ayhan Işık, Cüneyt Orhon, Yıldız Ayhan, Ayşe Şasa



Bugün 16 Haziran. Şakir Zümre, Ayhan Işık , Cüneyt Orhon, Yıldız Ayhan ve Ayşe Şasa'nın ölüm yıldönümleri.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.

Şakir Zümre kimdir?



Cumhuriyet döneminin ilk sanayicilerinden biri İstiklal Savaşı’nın ilk Türk özel ‘uçak bombası’ fabrikasının kurucusu 1885 yılında Varna’da doğdu. İlköğrenimini Varna’da tamamladıktan sonra Cenevre’ye gitti. Lise eğitiminden sonra 1908 yılında Cenevre’de hukuk fakültesinden mezun oldu. I. Dünya Savaşı sırasında, Varna Türk milletvekili olarak Bulgar Parlamentosu’na 17 Türk temsilciden biri olarak girdi. Mareşal Fevzi Çakmak’ın yakın akrabasıdır. Aynı yıllarda Sofya’da Yarbay rütbesiyle Türk Askeri Ataşeliği görevinde bulunan Mustafa Kemal’le tanıştı ve yakın arkadaşlık kurdu. İstiklal Savaşı’na destek vermek üzere yurt dışından Anadolu’ya silah ve cephane gönderdi. Savaş sanayiinde değerlendirilmek üzere Türkiye’ye usta ve teknisyen temin etti. Bu üstün hizmetleri nedeniyle İstiklal Madalyası aldı. Soma’daki maden faciasında hayatını kaybeden işçilerden 11’inin cenaze namazı, Savaştepe Zafer Meydanı’nda kılındı. Cenaze namazını, Diyanet İşleri Bakanı Mehmet Görmez kıldırdı. (Uğur Ulu – Anadolu Ajansı) İstiklal Savaşı’ndan sonra Türkiye’ye döndü. Atatürk’ün onayıyla Türkiye’nin savunma sanayisinin ilk özel sektör fabrikasını kurdu. İlk üretimler Bulgaristan’dan getirilen yabancı teknik kadro ile yapıldı. Zamanla yetiştirilen Türk işçiler, 1930’lu yıllarda Bulgar teknisyenlerin yerini aldı. Türk Hava Kuvvetleri’nin ve Türk Kara Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler, ilk Türk denzaltı su bombaları, Şakir Zümre Fabrikası tarafından üretildi. Şakir Zümre Fabrikası, yalnızca yurt içi ihtiyacı olan üretimle yetinmedi. 1937 yılında yurt dışına silah ve cephane ihraç etti. İhracat yaptığı ülkeler arasında Yunanistan da vardı. II. Dünya Savaşı’nın sonunda, ABD’nin yaptığı silah yardımı sebebiyle Şakir Zümre Fabrikaları, silah ve cephane üretimini terk etti. “Şakir Zümre” marka sobalarını üretmeye başladı. Sanayicilere tanınan hakların geliştirilmesi amacıyla yapılan ve Türkiye’nin 2. büyük iktisat kongresi olan 1948 Türkiye İktisat Kongresi’ne katılanlar arasındaydı. 16 Haziran 1966 tarihinde vefat etti.

Ayhan Işık kimdir?


Doğum Yeri : İzmir/ Türkiye Doğum Tarihi : 5.5.1929 – 16.6.1979 Ayhan Işık (asıl adı Ayhan Işıyan) (d. 5 Mayıs 1929, İzmir; ö. 16 Haziran 1979, İstanbul), “Taçsız Kral” lakaplı Türk sinema oyuncusu, yapımcı, yönetmen, senarist, ses sanatçısı ve ressam. Ayhan Işık, 1929 yılının 5 Mayıs sabahı altı çocuklu Selanik göçmeni bir ailenin son çocuğu olarak İzmir’in Konak ilçesi Karataş semtinde Mithatpaşa caddesi üzerinde iki katlı eski tarihi bir rum evinde dünyaya gelir; kendi anlatımıyla “Işıyan ailesinin tekne kazıntısı” olarak… “Çocukluk günlerim bilinen yaramazlıklar ve onların sonuçları ile geçti. Annemi, hep telaşlandırmışımdır.” diye ekler Işık, 1970’lerin ikinci yarısında yazmaya başladığı ve vefatından sonra tefrika halinde yayımlanan “Hayatım” adlı hatıratlarında. Altı yaşındayken; “…Onunla ilgili olarak şimdi çok az şey hatırlıyorum. Ama en çok da kokusunu…Bazı geceler yanıma gelip bana sarılmasını, birlikte uyumamızı. Bir defasında balık tutmaya götürmüş, dönüşte de sırtına alıp merdivenleri çıkartmıştı. Hepsi bu…Hafızamı ona dair hep zorladım. Daha fazla şey hatırlayabilmek, hatırladıklarımı hiç unutmamak için…” diyerek andığı babasını kaybeden Işık, öğreniminin ilk birkaç yılını İzmir’de, büyük bir kısmını ise yıllar önce üniversite tahsili için İstanbul’a yerleşmiş olan en büyük ağabeyi Mithat Özer’in yanında tamamlamaya başlar. Kısa birkaç yıldan sonra; çok genç yaşta kaybedilen ağabey, Işık için hayat boyu hep örnek kişilik olur. Özellikle resim alanındaki ilerleyişini hep örnek aldığını, onun vefatı sonrası evin geçimine yardımcı olmak için 12 yaşında iken okurken çalışmaya da başladığını belirten Işık, ilerleyen yıllarda akademideyken onun gibi üst tahsil için Paris’e gitmeyi düşlediğini de yine vefatından kısa süre önce anlatacaktır. İlk filminde şair, senarist ve yönetmen Orhon Murat Arıburnu ile gerçekleştirdiği çalışmanın ardından, ikinci filminde Türk Sineması’nda Geçiş Dönemi’ni bitiren ve Sinemacılar Dönemi’ne giriş yapıtı olarak kabul edilen Ömer Lütfü Akad’ın Kanun Namına filmiyle büyük ün kazanır. Yaşamının ilerleyen dönemlerinde resim çalışmalarına ara ara devam etse de sinema artık birinci önceliği haline gelmiştir. Ömer Lütfü Akad ile 1950’lerde İngiliz Kemal karakterini oynayarak İngiliz Kemal Lawrense Karşı, Katil, Öldüren Şehir, Vahşi Bir Kız Sevdim, Kardeş Kurşunu filmlerini, Atıf Yılmaz ile Şimal Yıldızı, Osman Seden ile de 1957’de Bir Avuç Toprak filmini yapan Işık 1959 yılında Hollywood’a giderek şansını bir de orada denemek ister. Fakat buradaki filmlerde çalışamaz. Bunun nedeni sorulduğunda da : Benim gibi orada 5000 kişi sıra bekliyor. Ayrıca çok da marifetleri var. Zıplayıp havada iki takla atıyorlar. Hem de ana dilleri gibi İngilizce konuşuyorlar. Bize orada ekmek yok. diyerek açıklayan Işık, 60’ların başında Vedat Türkali’nin senaryosunu yazdığı Otobüs Yolcuları filmiyle Yeşilçam’a dönüş yapar. Arkasından Akad ile son çalışması olacak olan ve Orhan Kemal’in bir romanından yine Vedat Türkali’nin senaryolaştırdığı Üç Tekerlekli Bisiklet filmini çevirir. Işık yine bu dönemlerde çevirdiği Küçük Hanım seri filmleri ile de halk tarafından oldukça beğenilir ve devam eden dönem içerisinde ‘ Taçsız Kral ‘ ünvanını kazanır.1970’ li yıllarda yeni bir moda rüzgarıyla film yıldızları peş peşe sahneye çıkmaya, plaklar doldurmaya başlar. Kendisi de bu modaya uyar ve Münir Nurettin Selçuk’tan dersler alarak Klasik Türk müziği dalında sahneye çıkar ve bir tane 45’lik plak doldurur. Birçok tarzda, yeteneğiyle göz doldurmayı başaran Işık sinemada dram , politik , romantik , komedi , macera ve diğer tarzlarda örnekler sunar. 140 kadar film çevirir. 1975’den itibaren yapımcı, yönetmen ve senarist olarak Türk sinemasına katkıda bulunan Işık bu senelerde İtalyan yapımcılarla yaptığı ve başrolünü de Klaus Kinski ile paylaştığı La Mano Che Nutre La Morte ve Le Amanti Del Mostro filmlerini yapar. Filmler İtalya’da ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde vizyona girer fakat Türkiye’de sansüre uğrar ve türk seyircisiyle hiçbir zaman buluşamazlar. Vefatı 13 Haziran 1979 sabaha karşı Selimpaşa Kıyıkent’teki yazlık evinde şiddetli baş ağrısı ve kusma ile uyanan, doktor kayınbiraderinin de yazlığa uğraması ve durumunun iyi olmadığını fark etmesi ile yatırıldığı klinikte anevrizma rüptürü sonucu beyin kanaması tanısı koyulan Işık, kurtarılamaz ve üç günlük koma sürecinin sonunda 16 Haziran 1979’da yaşama veda eder. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı ‘ndadır. Ressamlığı Ayhan Işık “Güzel Sanatlar Akademisi”nin grafik bölümünde resim eğitimi almıştı. Akademide Semih Balcıoğlu ile sınıf arkadaşı olduğunu da bir röportajında belirten belirten Işık, henüz sinemaya geçmeden önce dönemin bazı çocuk dergileri ve Türkiye Yayınevi’nin çıkarttığı çeşitli yayınlar için çizdiği karikatürler ve çizgi romanlarla profesyonel olmuştu. ABD’ye yerleşip orada otomobil tasarımları çizmeyi de düşleyen Ayhan Işık’ın 1950’lerden itibaren resimlediği ve yazdığı bir takım aşk romanları Yeni İstanbul Gazetesi’nde çizgi roman tefrikaları halinde günlerce yayımlandı. Bu resimli romanlardan biri de 1966 yılında aynı gazete tarafından derlenip albüm haline getirilerek yayımlandı. “Aşka İnanmıyorum” adlı bu çizgi roman albümünün kapağında Ayhan Işık’ın bir fotoğrafı yer almaktadır. Bu fotoğrafın aşk romanının konusuyla bir ilgisi yoktu, ama yayınevinin artık ünlü bir sinema oyuncusu olan Ayhan Işık’ın ününden yararlanmak amacıyla bu fotoğrafı kullandığı açıktır

Cüneyt Orhon kimdir?



Cüneyt ORHON, kemençeci (İstanbul 1926-16 Haziran 2006).

Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde öğrenim gördü. Kemal Niyazi Seyhun’dan kemençe öğrendi. Güzel Sanatlar Akademisi’ni de bitirdikten sonra, İstanbul Konservatuvan Türk Müziği İcra Heyeti’ne ve İstanbul Radyosu’na kemençe sanatçısı olarak girdi. Kemençeyi en mükemmel çalan sanatçıdır. İzmir ve İstanbul radyolarında türk müziği yayın müdürlüğü görevinde bulundu. Bağdat Konservatuvan’nda Necdet Varol ile öğretmenlik yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı Türk Musikisini Değerlendirme Komisyonu’-na üye oldu. Bu kurulun yayımladığı altı fasiküllük Türk musikisi klasiklerinin hazırlanmasında büyük emeği geçti. Muharrem Taşçı Basımevi’nce yayımlanan iki ciltlik Hicaz faslı’-nı hazırladı. T.R.T. Müzik Dairesi başkanı oldu. 1976 yılından itibaren İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda “tel boyları eşitlenmiş 4 telli klasik kemençe” öğretmenliği yapan Orhon, 16 Haziran 2006 tarihinde vefat etti.

Yıldız Ayhan kimdir?


Yıldız Ayhan, 1938 yılında Ankara'da doğdu. 1956'da şarkıcı oldu ve Ankara Radyosu'na katıldı. Konsere şarkıcı, müzisyen ve besteci Ahmet Gazi Ayhannen de katıldı. Türkiye'de Kırım Tatarca şarkılarını söyleyen ilk şarkıcılardan biridir. 1979 yılında İstanbul Radyosu'na geçti. 1999 yılında emekli oldu. Nurdan ve Özlem'in iki kızı ve dört torunu vardı. TRT sanatçısı eşi Ahmet Gazi Ayhan'ı 30 yıl önce kaybeden 2 kız çocuğu annesi Yıldız Ayhan, bir yıl önce evinde düşerek kalça kemiğini kırmıştı. Bir dizi ameliyat geçiren Ayhan, geçtiğimiz mayıs ayında önce zatürree teşhisiyle hastanede tedaviye alınmıştı. Sanatçı 16 Haziran 2021'de aramızdan ayrıldı.


Ayşe Şasa kimdir?




Ayşe Şasa

Doğum

1 Ocak 1941


İstanbul, Türkiye

Ölüm

16 Haziran 2014 (73 yaşında)


İstanbul, Türkiye

Defin yeri

Milliyet

Meslek


Ayşe Şasa, (1 Ocak 1941, İstanbul - 16 Haziran 2014, İstanbul), Türk senarist ve yazar.


Çerkes bir anne ve yarı Çerkes yarı Kürt bir babadan dünyaya gelen Ayşe Şasa, 1 Ocak 1941 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babasının babası Bekir Şasa Orman Genel Müdürlüğü yapmış ve Ankara’nın Eskişehir çıkışında, yol kıyısında hatırasına oluşturulmuş bir orman vardır. Şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu, 1960 yılında mezun oldu. Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam etti (1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. Bu yıllarda kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Kemal Tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinde derin etkileri oldu. Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili Yeşilçam Günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. Bu ana kadar başından üç evlilik geçti. İkinci evliliğini ünlü yönetmen Atıf Yılmaz ile yaptı.

1980'li yıllarda ağır bir psikolojik rahatsızlık geçirdi. Doktorlar şizofren teşhisi koydu. On yıllık inziva dönemi sırasında sinema piyasasından tamamen çekildi. Bu süreçte yanında 3. eşi olan Bülent Oran vardı. Bu dönemden sonra, düşünsel anlamda kendisini değiştirdi, daha bilimsel/sezgici bir hayat sürmeye başladı. Bu yeni yaşam tarzı, eserlerine de yansıdı. İbn Arabi ve Andrei Tarkovsky üzerinde derin düşüncelere sahiptir.

Ölümü

16 Haziran 2014 tarihinde bir süre tedavi gördüğü zatürre rahatsızlığı sebebiyle hayatını kaybetmiş ve Sahrayıcedid Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Filmografi

Eser olarak

  • 1965: Son Kuşlar

  • 1967: Balatlı Arif

  • 1973: Güllü Geliyor Güllü

Senarist olarak

Yapım tasarımcısı olarak

1984: Ölmez Ağacı

Yönetmen yardımcısı olarak

  • 1965: Hep O Şarkı

  • 1965: Taçsız Kral

Kitaplar

















127 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page