Merhaba!
Hoş geldiniz!
Yanılmıyorsam, 50 yıl önceydi. Ülkemiz Süleyman Demirel'in yönetimindeydi. "Planlı kalkınma" anlayışına karşı çıkan Demirel, "millet plan değil, pilav istiyor" demekteydi. Bu anlayış doğrultusunda, hazırlanmakta olan "5 Yıllık Kalkınma Planı"ndan "milli gelir dağılımı"yla ilgili bölümlerin çıkarılmasını emretmişti; yani devletin bilgilerini "sansürlemişti" .
Satır satır okuduğum kocaman Plan'da, bir cümle kalmıştı ama; dikkatimi çeken: "Gelir dağılımındaki eşitsizliği, sermaye birikimi sağlamak amacıyla bir süre daha görmezden geleceğiz" gibi bir cümleydi...
"Gelir dağılımındaki adaletsizlik, eşitsizlik" o zaman da geçerliydi, günümüzde katmerlenerek arttı.. En basit belgesi; "asgari ücretten vergi alındığı bir dönemde, ülkemizdeki milyoner/milyarder sayısının artmakta oluşudur."
"Toplumun en zengin yüzde 20'sinin gelirinin, en yoksul yüzde 20'sinin gelirine oranı
7,4'ten 7,6'ya yükseldi." diyor iktidarı üzmemek için istatistiklerle sürekli "oynayan" Türkiye İstatistik Kurumu bile...
Bu, yalnız bizim ülkemiz için değil, aynı yönetim modelini sürdüren dünya ülkeleri için de böyle... Yani bir "sistem gereği."
23 Ocak'ta başlayan Davos Zirvesi öncesi, uluslararası yardım kuruluşu Oxfam küresel paylaşım raporunu açıkladı: "Çalışmayı ödüllendir, zenginliği değil" ilkesiyle sunulan rapora göre, dünyadaki en zengin %1'lik kesim geçen yıl yaratılan küresel servetin % 82'sine sahip. Geçen yıl, her iki günde bir yeni milyarder ortaya çıktı. Dünyadaki toplam milyarder sayısı 2 bin 43 yalnızca. Bu milyarderler, geçen yıl servetlerine 762 milyar dolar daha ekledi. Dünya servetinin yarısına sahip olan kişi sayısının kaç olduğunu tahmin edersiniz... Hiç zorlamayın belleğinizi; akıl alacak gibi değil; sadece 42 kişi... ABD'de üretilen servetin yarısına sahip olan kişi sayısı sadece 3... Oysa, dünyanın nüfusunun yarısı olan 3 milyar 700 milyon kişi "servetten pay alamıyor." Oysa... "Dünyadaki her çocuğun okula gitmesi için milyarderlerin servetlerinden ödeyeceği vergi oranı" sadece ve sadece % 1.5... Ödeniyor mu sanıyorsunuz: Oxfam "gelir adaletsizliği tarihin en yüksek noktalarında gezinirken, bu acımasız farkın taşıyıcı kolonlarını şöyle sıralıyor" : "Vergi kaçırma, şirketlerin siyaset üzerinde artan etkisi, işçi haklarının uğradığı erozyon ve kemer sıkma politikaları..."
Alâettin BAHÇEKAPILI,
Ataşehir Ev Kültür dergisi, Şubat 2018, Sayı: 138, sayfa: 2
Komentáře