top of page
Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Ataşehir'de 15 adımda 15 haber


İnsanların mutlu, güven duygusu içinde yaşayabileceği çevreler istemesi ve böylesi bir çevrede yaşamak için gayret/duyarlılık göstermesi en doğal hakları: Tabii istek ve özlemlerine ulaşabilmeleri için de sorumluluklarını da bilmek koşuluyla.

Öyle zaman olur ki, sokağa çıkarken görmeniz olası olumsuzlukları zaman içinde kanıksarsınız, "aman görmeyeyim" duygusuyla hareket edersiniz. Ama iki gözünüz var, görürsünüz, beyniniz "bil" komutu verir, ardından da "başkaları da bilsin." En çok da gazetecilerin beyni böyle çalışır.

Şimdi size İstanbul'un çekim merkezlerinden Ataşehir'de, sözün gelişi 15 adımda 15 haber sunacağım. 13'ü Atatürk Mahallesi'nden, ikisi de Barbaros Mahallesi'nden...

Yukarıda görüyorsunuz; Uluslararası İstanbul Finans Merkezi'nin inşaatı hâlâ bu durumda. Hâlâ diyorum, "Ataşehir Finans Merkezi" olarak projelendirilen, sonra gizli bir kararla kurulduğu bölge Ataşehir sınırlarından ayrılan, Ümraniye'ye bağlanan, böylece Ataşehir Belediyesi'nin 100 milyon (vergi vb yoluyla) gelir elde etmesi engellenen proje şimdiye bitmiş olması ve açılması gerekiyordu; öyle söz verilmişti. Güncel olarak durumu bu.



Ünlü mimarımız Mimar Sinan'ın Osmanlı toprağına değer katan yapıtlarının sayısı yüzlercedir; cami, köprü, külliye, hamam, çeşme... Bugün tümü çok sağlam olarak hizmet veriyor. Bir de, Mimar Sinan'ın yapıtlarının kopyası olarak 10 yıl kadar önce büyük törenlerle açılan şu camiye bakın. Taş süsü verilen (hangi maddeden döküldüğünü bilmiyorum) betonlar çürümeye yüz tutmuş, acil olarak onarıma alınmış 10 yıllık caminin kimi yerleri... Moral bozmamak için başka fotoğraflar paylaşmıyorum.


Ataşehir Meyda'nındaki büyük marketin önüne yaklaştığını gördüm. Direksiyon başında bana bakıyordu. Bir şey soracak sandım. Bir süre bakıştık. Bir eylem görmeyince, markete girdim. 15 dakika kadar sonra çıktığımda, otomobil yaya kaldırımının üzerinde park etmiş durumda bekliyordu. Sürücüsü kadın saçlarını dalgalandırarak geldi, yayaların şaşkın bakışları arasında aracına bindi, biraz daha oyalandı, galiba radyosunun düğmesini açtı, çevreye müzik yayıldı: "Onun arabası var, güzel mi güzel."


Atatürk Mahallesi'nde Meriç Caddesi ile Turgut Özal Bulvarı'nın kesiştiği noktada özellikle okulların açılmasından sonra trafik bu durumda. Arabasının burnunu sokan geçiyor. Burada hiç değilse okulların açılış ve kapanış saatlerinde bir trafik polisi görevlendirilemez mi; Ya da en iyisi buraya trafik lambası konulması neden düşünülmez? Kavşaktaki geçici olarak kurulan "indirim çadırı" da kalıcı hale geldi, bir yıldır yerinden kıpırdamadı!!!



Amfili Park'ta düzenleme çalışmaları sürüyor. Parklarda kiralanan büfelerin zamanla genişleyip, yayılıp restoranlara dönüşmesini yaşayan Ataşehirliler, korkuyor haliyle... Amfili Park'taki düzenlemede "spor aletleri konulmak amacıyla" yerler de ayrılmış... Büfe konulur mu diye korkmaya gerek yok!


Yollardaki kilittaşlar sökülmüş, parketaşı süsü verilerek asfalt dökülmüş, kaldırımlara renkli renkli boyalı mıcırlar(!) döşenmiş, kaldırım taşları da yenilenmiş. Eee arada kalan bölümün yeşillendirilmesi, çiçeklendirilmesi ne zaman yapılacak; bir yıldır böyle duruyor buraları...


Keşke diyorum, keşke yapılanlar da dayanıklı bir şey olsaydı: Yılını doldurdu doldurmadı şimdi her yerde bu görüntüler. Bakalım ne zaman "yamanacak"?


Yerel yönetimlerin yol yapması, yayalar için, engelliler için önlem alması görevleri. Ama bizim de görevimiz yok mu, kuralları ihlal etmemek gibi. Engelliler-yayalar için bırakılan yerim önüne park edersek, görevimizi/sorumluluğumuzu unutmuş olmaz mıyız?


Fırat Caddesi ile Dicle Caddesi'nin kesiştiği bu noktaya Ataşehir Belediyesi park planlamıştı. Yıllar geçti aradan, görselini izlememden... Yapılacak mı? Yakında yabani hayvanlar ulur buralarda...



Belediye ve duyarlı sivil toplum kuruluşları mahallenin çeşitli yerlerine hayvanlar için ihtiyaç maddesi (yem, su) bırakıyor. Ne güzel. Doğal koşullar ve ilgisizlik nedeniyle çoğu kirleniyor, amacını yerine getiremiyor. Rotary Clup ile Volume Mühendislik'in "patili dostlarımız için" bu uygulamasını görünce "kireçlenmiş ellerimle" bir alkış tutturdum ki!


Öğretmenler, yöneticiler ve veliler olarak çocuklarımızı karşı karşıya bulunduğumuz tehlike konusunda biraz daha bilinçlendirmeli, maske-mesafe ve hijyene dikkat etmelerini sağlamalıyız.


Bunlar Emlak Bankası tarafından yapımına başlanan Ataşehir'den kalma oturma yerleri... Belediye sitelerin bahçelerine kadar banklar yerleştiriyor da, bunları onarmayı neden düşünmüyor? Hadi yenisini neden koymuyor demiyorum, savurganlık olur. "Bir bardak suyu dökmeden, saçmadan içtikten sonra ancak ikincisini isteme hakkımız doğar." Yıllar önce, TRT'de yaptığım Har Vurup Harman Savurma programımda böyle söylemiştim. Haksız mıyım?


Spor yaparken doğal olarak su gereksinmemiz oluyor. Yanımızda su taşımamız doğal. Doğal olmayan, boş plastik şişeyi spor alanında bırakıp gitmek....

Vatandaş, iki yanından yol geçen, köşebaşı işyerini yenilemiş. Hayırlı olsun. Yenileme sırasında belediyenin daha önce döşediği kaldırımlar bu hale gelmiş. Aylardır böyle duruyor: E komşum, niye belediyenin gelip yenilemesini bekliyorsun ki, çevre güzelliği duvarının içi kadar dışı da değil mi? Binanın üç tarafına döşeyeceğin kaldırım için aylarca belediyeyi beklemek yerine siz yapsanız diyorum... Darılmaca, gücenmece yok...


Bu da bir başka komşuya seslenişim: Komşu komşu huuu! Yaya kaldırımları yayalara aittir.









Bu seslenişim de Trafik Vakfı'na... İstanbul'un her yerinde faaliyet gösteriyorsunuz, Ataşehir'de de... İçişleri Bakanlığı'nın verdiği "Basın Plakaları"na da özen göstermiyorsunuz araç çekerken; amenna. Şimdi bu direkte Durak levhası var, burak 20 metre geriye konulmuş. Ben bir süre önce bu levhaya 12 metre uzağa Basın Plakalı aracımı park ettim. Duraklara 15 metre mesafeye park edilemezmiş; kusura bakmayın 3 metre yanıldım. Aracımı çektiniz, otopark otopark dolaşıp buldum, cezayı ödedim, toplam 280 lira mı neydi? Şimdi soruyorum: 15 metre mesafeyi direkteki levhadan mı ölçeceğiz, 20 metre uzaklıktaki korunaklı duraktan mı? Bakın bu araçların burada işi ne, demiyorum, ben muhbir değilim, muhabirim. Anlayana.


Değerlendirmeler ve görseller: Alâettin BAHÇEKAPILI

91 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page