top of page

Bugün 12 Mart. Unutma/Unutturma

Yazarın fotoğrafı: HaberciGazeteHaberciGazete




Türk Siyasal Hayatında 12 Mart Rejimi olarak adlandırılan dönem, 12 Mart 1971 günü Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanı beş generalin verdikleri muhtıra ile başladı.

Muhtıranın en başta görülen amacı, Başbakan Süleyman Demirel’in ve AP’nin hükümetten uzaklaştırılması yoluyla, teknokrat ve bürokratlardan oluşan reform yanlısı, partiler üstü bir hükümetin kurulmasıydı.

Darbe her ne kadar sol bir söylemle yapılmış olsa da; asıl amaç, ordu içindeki yüksek komuta çemberi dışında yer alan subaylar tarafından yapıldığı söylenen sol bir darbe hazırlığının önüne geçebilmekti. Ordu bu müdahale sayesinde emir komuta zinciri içerisinde bir müdahalede bulunarak, inisiyatifi ele geçirmiş ve aşağıdan gelecek bir hareketin önüne geçmişti. Nitekim darbenin hemen ertesinde, 5 general 1 amiral ve 35 subayın görevden alınarak tasfiye edilmesi, bu iddiayı doğrulamaktaydı


12 Mart Muhtırasının Sonuçları

19 Mart’ta Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, bir gün önce CHP’den istifa eden Kocaeli Senatörü Nihat Erim’i hükümeti kurmakla görevlendirdi.

Başbakan olarak yaptığı ilk toplantıda, reformları yapmanın hükümetin başlıca görevi olduğunu söyleyen Erim, “beyin takımı” ndan oluşan bir hükümet kurmayı tercih etmişti. Bu hükümetteki 25 bakandan sadece 11’i parlamenterdi.

Ancak ülkenin içinde bulunduğu sağ – sol çatışmasının bu dönemde de hızını kaybetmeksizin devam etmesi, bu dönemdeki reform umutlarını boşa çıkarttı. Bunun üzerine yüksek askeri komuta tarafından bu çatışmaların kaynağı olarak görülen ve Türkiye için “lüks” bir anayasa olarak değerlendirilen 61 Anayasası’ndaki özgürlüklerin kırpılmasına öncelik verildi.

Özellikle bu dönemde THKP – C mensuplarınca İsrail’in İstanbul başkonsolosunun kaçırılarak öldürülmesi olayı sonucunda, ülkenin ileri gelen birçok yazar, sendikacı ve öğretim üyesi gözaltına alınarak kovuşturmalara uğradı. Reform vaatleriyle iktidara gelen hükümetin, bu noktadan sonra bütün enerjisini sol örgütlerin tasfiyesine harcadığını düşünen hükümetin reform yanlısı 11 üyesi, bu uygulamalar karşısında 3 Aralık 1971’de istifa etti.

Bu isimlerden Çalışma Bakanı Atilla Sav, istifa gerekçelerini, Atatürkçü amaçlarla reformlar gerçekleştirmek için kurulan hükümetin bu reformları gerçekleştirebilme olanağının kalmamasıyla açıklıyordu.

Nihat Erim, II. Hükümeti’ni kurmak için 11 Aralık 1971 günü, bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanı’na sundu. Erim hükümetleri döneminde, TRT’nin özerkliği kaldırıldı, temel hak ve özgürlüklere sınırlamalar getirildi, Kanun Hükmünde Kararname ve Devlet Güvenlik Mahkemesi gibi kurumlar oluşturuldu. Türkiye İşçi Partisi ve Milli Nizam Partisi gibi partiler kapatıldı.

Bu uygulamalar, reform amacıyla kurulan Erim hükümetlerinin gündeminde sadece aşırı sağı ve solu bastırmak ve bunların kaynağı olarak görülen anayasadaki özgürlükleri kısıtlama gibi önceliklerin kaldığını gösterdi. Nitekim ikinci Erim hükümeti de kısa bir süre sonra tarihe karışacaktı. Bu hükümet döneminde ülkeyi kararnameyle yönetmek için meclisten yetki talep eden Erim, bu isteği reddedilince Nisan 1972’de istifa etti. Onun yerine Milli Savunma Bakanı Ferit Melen geçti.


Sonuç:

12 Mart Muhtırasının hiç şüphesiz partiler üzerinde de büyük etkileri olmuştu.

AP açısından bu muhtıranın en önemli özelliği, görünüşte Süleyman Demirel’i ve partisi AP’yi iktidardan uzaklaştıran bir hakaret olmasına rağmen AP’nin bu dönemden neredeyse hiçbir zarar görmeden çıkmasıydı.

Hatta AP, 71 muhtırası sayesinde, yıllardır karşısında olduğu 61 Anayasa’sının değiştirilmesi imkânına kavuştu. AP için bir diğer şans, 71 Muhtırası sonrasında parlamentonun feshedilmemiş olmasıydı. AP bu sayede, partiler-üstü hükümetlere bakan düzeyinde katılabilmiş ve aynı zamanda bu partiler-üstü hükümetlerin bütün kararlarına da en güçlü kanat olarak iştirak edebilmişti.

12 Mart muhtırası CIA raporunda

12 Mart muhtırası ile ilgili bir gün önce CIA istihbarat raporunda yer aldığı ortaya çıktı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından internet kullanıcılarının erişimine açılan belgelerde, 12 Mart 1971 tarihinde ordunun hükümete muhtıra verebileceğine dair bilginin bir gün önce CIA istihbarat bülteninde yer aldığı ortaya çıktı. CIA, hazırlanmasının üzerinden en az 25 yıl geçen ve gizliliği kaldırılan belgelerini internet üzerinden erişime açmıştı. Daha önce sadece Maryland'de bulunan Ulusal Arşiv'deki 4 bilgisayardan erişilebilen yaklaşık 12 milyon sayfalık belge CIA'in internet sitesine yüklenmişti. Bu belgeler arasında bulunan 11 Mart 1971 tarihli "gizli" damgalı istihbarat bülteninin "Türkiye" başlığında, dönemin Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin "24 saat içinde siyasi duruma müdahale edebileceği" bilgisinin yer aldığı görülüyor.

Bültenin Türkiye bölümünde şu ifadeler yer alıyor: "Ordunun üst komuta kademesi, kötüleşen siyasi duruma doğrudan ya da sivil yönetim görünümünde 24 saat içinde müdahale edebilir. Ordunun müdahale edeceğine dair artık soru işareti bulunmuyor ancak müdahalenin şekli ne olacak..." Bu ifadenin devamındaki satırın çıkarıldığı metin şöyle devam ediyor: "Silahlı Kuvvetlerin ne tür özel tedbirler alması gerektiğine dair karar, Silahlı Kuvvetler komuta konseyinin dün Ankara'daki toplantısında alınacaktı." Metnin bundan sonraki satırının da kapatıldığı görülüyor.

CIA belgeleri arasında yer alan ve ABD başkanlarına sunulan günlük brifinglerin 11 Mart 1971 tarihli nüshasında da Türkiye bölümü bulunuyor. Ancak dönemin ABD Başkanı Richard Nixon'a sunulan brifingdeki notların Türkiye ile ilgili kısmının tamamen kapatıldığı dikkati çekiyor. 12 Mart 1971 cuma günü öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanı Tağmaç ve kuvvet komutanlarının imzaladığı muhtıra TRT aracılığıyla halka duyurulmuş, ayrıca Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Senato ve TBMM'ye gönderilmişti. Hükümetin ve parlamentonun ülkeyi "anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine soktuğu" savunulan, bu nedenle yeni bir hükümet kurulmasının istendiği muhtırada, bunun olmaması halinde TSK'nın yönetime el koyacağı belirtilmişti. Muhtıranın ardından Süleyman Demirel başbakanlığındaki Bakanlar Kurulu, Silahlı Kuvvetlerin muhtırasını anayasa ile bağdaştıramadıkları için istifa etmişti.12 Mart 1971 cuma günü öğle saatlerinde Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve kuvvet komutanlarının imzaladığı muhtıra TRT aracılığıyla halka duyurulmuş, ayrıca Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Senato ve TBMM'ye gönderilmişti. Hükümetin ve parlamentonun ülkeyi "anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine soktuğu" savunulan, bu nedenle yeni bir hükümet kurulmasının istendiği muhtırada, bunun olmaması halinde TSK'nın yönetime el koyacağı belirtilmişti. Muhtıranın ardından Süleyman Demirel başbakanlığındaki Bakanlar Kurulu, Silahlı Kuvvetlerin muhtırasını anayasa ile bağdaştıramadıkları için istifa etmişti. Cumhurbaşkanı Sunay, 19 Mart 1971′de hükümeti kurması için Kocaeli Milletvekili Nihat Erim’i, CHP'den istifa etmesi şartıyla başbakan olarak görevlendirdiğini açıklamıştı. Nihat Erim de CHP Genel Başkanı İsmet İnönü ile yaptığı konuşmadan sonra istifa etmişti. Erim'in kurduğu hükümet, 7 Nisan 1971'de güven oyu alarak çalışmaya başlamıştı.

86 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page