top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Cevat Memduh Altar , Doğan Öz, Ekrem Zeki Ün,Turhan Feyzioğlu



Bugün 24 Mart. Cevat Memduh Altar , Doğan Öz, Ekrem Zeki Ün ve Turhan Feyzioğlu'nun ölüm yıldönümleri.

BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.

Cevat Memduh Altar kimdir?



Geniş müzik kültürü ve araştırmacı kimliğiyle Türkiye'yi uzun yıllar uluslararası planda temsil etmiş olan Cevad Memduh Altar, müzikolog, sanat ve müzik tarihçisi, yazar ve çevirmen, araştırmacı, eğitimci ve yönetici olarak cumhuriyet döneminin önde gelen aydınlarındandı.






Cevad Memduh Altar, 14 Eylül 1902’de, Hariciye memuru olan İsmail Memduh beyle İhsan hanımın ikinci çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Çocukluğu, İlmiye Eshabı’ndan ve Şeriyye Mahkemelerinde çok önemli görevlerde bulunmuş bir hâkim (kadı) olan büyükbabası Osman Nuri Efendi’nin (kabri Fatih Camii kabristanındadır) Sultanahmet’teki konağında geniş bir aile ortamı içinde geçti.

1909 yılında Ayasofya’da Mekteb-i Edep adında bir ilkokulda eğitimine başlayıp daha sonra Ayasofya Merkez Rüştiyesi’ne (orta okul) gitti. Yetiştiği entelektüel çevre dolayısıyla küçük yaşta klasik müziğe merak saran ve ailenin yakın dostu Tektaş ailesinin oğlu Ekrem beyden keman dersleri almaya başlayan Cevad Memduh, Nişantaşı Sultanisi’nde lise öğrenimine geçtikten sonra, devam etmekte olduğu YüksekTicaret Okulu’nu bırakarak, 1921 yılıda 19 yaşındayken yurtdışına müzik öğrenimi görmeye gitti.



Bu tarihten sonra 1927 yılına kadar, önce Viyana’da bulundu; daha sonra Leipzig Devlet Konservatuvarı’nda, Franz Lizst’in en iyi öğrencilerinden biri olan Johannes Merkel, devrin tanınmış büyük bestecilerinden Stefan Krein, ünlü müzikolog ve kompozitör Prof. Dr. Hermann Grabner ve zamanın daha başka ünlü teori hocaları ile müzik felsefesi ve müzik estetiği üzerine çalıştı; ayrıca Leipzig’de dünyanın en eski senfoni orkestrası olan Gewandhausorchester’ın ikinci Konsertmayster’i olan Hugo Hamann’ın öğrencisi olarak keman ve viyola çalıştı. Ülkesine döndükten sonra Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nü de bitirdi ve böylece yüksek eğitimini geniş bir perspektif içinde tamamlamış oldu.


1927 yılında yurda döndükten sonra, İstanbul’da Sanayii Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi)’nde kısa bir süre görev aldıktan sonra, önce Ankara Erkek Lisesi’nde müzik öğretmeni, sonra da Ankara’da Musiki Muallim Mektebi’nde teori öğretmeni olarak göreve başladı. 1930-35 arası Gazi Terbiye Enstitüsü’nde sanat ve müzik tarihi öğretmenliği, 1950-70 arası Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’nda sanat tarihi ve estetik öğretmenliği yaptı. 1960yılından başlayarak emekli olduğu 1967’ye kadar da Ankara Devlet Konservatuvarı’nda sanat tarihi, opera tarihi ve estetik dersleri verdi. Emekliliğinden sonra kendini yazı hayatına daha yoğun bir biçimde vererek müzikoloji alanında ülkesine önemli eserler kazandırdı. 1979 yılında, 52 yıl boyunca eğitici, bürokrat ve sanat adamı olarak görev yaptığı Ankara’dan ayrılıp doğum yeri olan İstanbul’a geri dönerek, 1983-1993 yılları arasında, Bakanlar Kurulu kararıyla, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda yüksek lisans düzeyinde sanat felsefesi ve müzik estetiği konularında dersler verdi. 1988’de aynı üniversite tarafından kendisine “fahri profesörlük” unvanı verildi.



Cevad Memduh Altar, eğitmenlik görevinin yanı sıra yönetici olarak, 1935 yılından başlayarak emekli olduğu 1967yılına kadar Ankara’da sırasıyla şu görevlerde bulundu: Millî Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Şube Müdürü (1935), Başbakanlık Basın ve Yayın Genel Müdürlüğü Radyo Dairesi Şube Müdürü (1943), aynı Genel Müdürlükte Radyo Dairesi Müdürü (1944), aynı Genel Müdürlükte Genel Müdür Yardımcısı (1945), Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Müdürü (1951), Millî Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü (1954), Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Vekili (1954), TRT Genel Müdür Program ve Haber Yardımcısı (1964).

Cevad Memduh Altar, sanat tarihçisi ve müzikolog kimliğiyle 1927’den itibaren Ankara’da şahsen tanıma şansına eriştiği Atatürk’ün direktifleri altında, Ankara Devlet Konservatuvarı, Devlet Tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi gibi sanat kurumlarının kuruluş çalışmalarına, Paul Hindemith, Karl Ebert, Ernst Praetorius gibi dünya çapında Alman uzmanlarla birlikte etkin bir biçimde katılarak ülkenin kültür hayatına uzun yıllar hizmet etti. 1939-1950 yılları arasında Ankara Radyosu’nda “İzahlı Müzik” programları hazırlayarak çok sayıda radyo ve TV programına müzik tarihçisi olarak katkıda bulundu; bu programları sayesinde Türkiye’deki klasik müzik dinleyici kitlesinin çekirdeğinin oluşturulmasına büyük katkısı oldu.

Cevad Memduh Altar, ayrıca önemli bir araştırmacı olarak Venedik, Viyana, Vatikan, Berlin, Varşova ve Saraybosna’daki devlet arşivlerinde Türk kültürüyle ilgili incelemelerde bulundu; uluslararası ve ulusal kongrelerde, sempozyumlarda, seminerlerde ve toplantılarda müzik ve sanatla ilgili çeşitli konularda çok sayıda konferanslar verdi, bildiriler sundu; bunların birçoğu yurtdışında yayımlandı. 1927yılından başlayarak ömrünün son yıllarına kadar, evrensel değerdeki klasik müziğin ve sanatın Türkiye’de kurumsallaşması ve tanınıp sevilmesi amacıyla kültür, müzik ve sanat ağırlıklı konularda kitaplar, araştırma yazıları, bildiriler yazdı, müzik ve sanat, tarih ve felsefe konularında sayısız makaleler yayımladı, konferanslar verdi; davetli olarak gittiği ülkelerdeki gezileriyle ilgili izlenimleri gazetelerde yayımlandı; ayrıca çeşitli çeviriler yaptı. Böylece Altar’ın 1927-1993 yılları arasında 66 yıl süren yoğun bir çalışma yaşamı oldu. Kültüre adanmış uzun yaşamı boyunca çeşitli vesilelerle tanıdığı ulusal ve uluslararası çaptaki çok önemli şahsiyetlerle tanışıp görüşerek ilişkilerini kişisel ve mesleki açıdan yıllarca sürdürdü.


UNESCO Türkiye Ulusal Komisyonu kurucu üyesi, Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği (AICA) üyesi ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi aslî üyesi olan Altar, Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın davetiyle İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kuruluşunda da aktif görev alarak Vakıf Senedi’ni aylarca süren titiz ve ileri görüşlü bir çalışmayla bizzat hazırladı; 1986-1993 yılları arasında bu vakfın yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı.



Cevad Memduh Altar, kültür alanındaki hizmetlerinden dolayı Fransa’nın Officier d’Académie Nişanı’na, Federal Almanya’nın Schiller Madalyası’na ve Türkiye’de Sevda-Cenap And Müzik Vakfı’nın ilk Altın Onur Ödülü Madalyası’na layık görüldü.

Cevad Memduh’un kişisel meraklarının arasında, kültür ve sanat dünyanın ünlü kişilerinin el yazılarını ve imzalarını toplamak, uzayla ilgili çalışmaları izleyip gazete ve dergi kupürlerini biriktirmek ve felsefî konularda kitaplar okuyup bu türden düşünceleri üzerinde makaleler yazmak da vardı.



Almanya’da evlendiği eşi Johanna Schumann’ı Türkiye’ye döndükten bir süre sonra bir hastalık sonucu kaybeden Cevad Memduh, 1933 yılında Hariciye memurlarından Sefa Feyzi beyin kızı Zeynep hanımla evlendi; 62 yıl süren mutlu bir evliliğin aile reisi olan Cevad Memduh’un 1939’da kızı Ayşe, 1943’te kızı İnci, 1945’te de oğlu Ahmet doğdu. Erol, Yasemin ve Mehmet adlarında üç torun sahibi olan Altar, büyük özverilerle Türkiye’nin sanat ve kültür hayatına adanarak dolu dolu yaşanmış 93 yıllık bir ömrün sonunda, 24 Mart 1995 günü aramızdan ayrıldı.

(Hazırlayan: İnci Kut, Ocak 2011)



Doğan Öz kimdir?



Doğan Öz, Türk hukukçu ve Cumhuriyet Savcısı. 1934 yılında doğdu. Ankara'da Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapıyordu. Devletin içindeki kontrgerilla yapılanmasını araştırırken 24 Mart 1978'de Ankara'da kontrgerilla tarafından taşeron olarak kullanılan ülkücü İbrahim Çiftçi'ye öldürtüldü.

Ekrem Zeki Ün kimdir?



Yapıtlarını sürekli bir arayışın ürünleri olarak veren Ün, bestelediği her yeni yapıtında kendini yenilemeyi öngörerek önceki yaratılarını beğenmediğini açıklamış, özeleştirel yaklaşımdan güç almıştır.

İstiklal Marşı’nın bestecisi ve Orkestra şefi Osman Zeki Üngör’ün oğlu olan Ekrem Zeki, 14 yaşındayken devlet bursuyla Paris’e gönderilerek, Ecole Normale de Musique’de altı yıl öğrenim yapmış, Line Talluel, Marcel Chailley ve Jacqyes Thibaund ile keman, L. Laurant ve Alexander Cellier ile armoni çalışmıştır. Paris’teki son iki yılında ise Georges Dandolet’ten kompozisyon dersleri almıştır. 1930 yılında yurda dönen Ün, babasının müdürlük yaptığı Musıki Öğretmen okulu’na öğretmen olmuş, 1934 yılında İstanbul’a yerleşerek öğretmenliğini sürdürmüş, 1938’de piyanist Verda Ün ile evlenmiştir. 1945 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı’nda keman öğretmenliğine getirilmiş ve konservatuar öğrenci orkestrasını yönetmeye başlamıştır. Ayrıca İstanbul Şehir Orkestrasını da konuk şef olarak yönetmiş, Cemal Reşit Rey’in çalışmalarına destek olmuştur.

Fransa’da öğrenciyken besteler yapmaya başlayan Ekrem Zeki Ün, ilk yıllarda izlenimciliğin etkisindedir. Daha sonra Henri Bergson’un felsefesine yakınlık göstermiş, 1934 yılından sonra ise makamsal müziğimizden yararlanmıştır. Besteciliğinin son dönemi kabul edilen 1965 sonrası yapıtlarında “doğu mistisizmi”ne özgün bir yaklaşım getirmiştir.

Ün’ün “eğitimci” yönü de önemlidir. Sadece konservatuarda değil, İstanbul’daki öğretmen okulunda, hatta ortaokul ve liselerde eğitimci olarak çalışmıştır. Onun eğitimci anlayışı “uluslar arası düzey”i Türkiye’de benimsetmeye yöneliktir. Bu görüşünü yaygınlaştırmak amacıyla eğitsel amaçlı çok sayıda kitap yazmıştır.

Ekrem Zeki Ün’ün yapıtlarının yayın ve seslendirme hakları ailesindedir. Ün’ün başlıca yapıtları şunlardır:

ORKESTRA YAPITLARI 1) “Yurdum”, senfonik şiir, 1955. 2) “Rapsodi”, viyolonsel ve orkestra için, 1956. 3) “Suit”, solo obua, timpani ve yaylılar için, 1969. 4) “Rapsodi”, flüt ve yaylılar için, 1972. 5) “Beyaz Geceler”, timpani ve yaylılar için, 1976.

KONÇERTOLARI 1) “Piyano Konçertosu No:1”, 1955. 2) “İngiliz Kornosu için Konçerto”, yaylılar orkestrası için, 1956. 3) “Keman Konçertosu”, 1961 – 1981. 4) “Flüt Konçertosu”, yaylılar orkestrası için, 1975. 5) “Piyano Konçertosu No:2”, 1976.

ODA MÜZİĞİ YAPITLARI 1) “Yunus’un Mezarında”, flüt ve piyano için, 1933. 2) “Ülkem”, viyolonsel ve piyano için, 1933. 3) “Andante”, solo keman ve yaylılar dörtlüsü için, 1933. 4) “Yaylılar Dörtlüsü No: 2”, 1935. 5) “Yaylılar Dörtlüsü No: 3”, 1937. 6) “İki Keman için Parçalar”, 1951. 7) “Trio”, yaylılar için, 1952. 8) “Obualı Kuartet”, 1954. 9) “Duo”, iki keman için, 1959. 10) “Sonat”, keman ve piyano için, 1963. 11) “Balkan Havaları”,yaylılar dörtlüsü için, 1964. 12) “Oynak”, yaylılar dörtlüsü için. 13) “Sonat”, obua ve piyano için, 1971. 14) “Söyleşi”, obua ve klarnet için, 1977. 15) “Sonatin”, obua ve piyano için, 1973. 16) “Trio”, obua, klarnet ve piyano için, 1979. 17) “Sözsüz Türkü”, viyolonsel ve piyano için, 1980. 18) “Bağdaşmazlık”, iki gitar için, 1982. 19) “Duo”, keman ve viyola için, 1985.

ŞAN VE PİYANO ESERLERİ 1) “La flüte de Jade”, 1928. 2) “Les Chanson de Bilitis”, 1928. 3) “Kel Emin Türküsü”, 1932. 4) “Yosmanın Türküsü”, 1932. 5) “Zile Türküsü”, 1933. 6) “İki Melodi”, 1934. 7) “Ses ve Piyano için Üç Parça”, 1963. 8) “Üç Nefes”, 1970. 9) “Kozanoğlu, Köroğlu, Dadaloğlu”, 1970.

KORO ESERLERİ 1) “Manastır Türküsü”, 1959. 2) “Asya’dan Geliş ve Aydın Türküsü”, 1971. 3) “Ölüm için Ağıt”, koro, yaylılar ve vurmalı çalgılar için, 1971. 4) “Dağlar”, 1979.

PİYANO ESERLERİ 1) “Duyuş”, 1934. 2) “İki Piyano Parçası”, 1934. 3) “Sonat”, 1956. 4) “İlkel Duyuş”, 1959. 5) “Prelüd”, 1959. 6) “Piyano için Küçük Parçalar”, 1960. 7) “Doğaç, Güzelleme, Yiğitleme”, 1962. 8) “Köçekçe”, 1962. 9) “Kaşık Havası”, 1970. 10) “Çocuklar için”, 1970. 11) “Alp Ertunga”, 1972.

SOLO ÇALGI ESERLERİ 1) “Fuga”, Tartini’den düzenleme, keman için, 1934. 2) “Tema ve Çeşitlemeler”, keman için, 1970. 3) “Yudumluk”, keman için, 1972. 4) “Sonatin”, klavsen için, 1976. 5) “Ardış”, klavsen için, 1978. 6) “Prelüd”, gitar için, 1982.


Turhan Feyzioğlu kimdir?

1922 yılında Kayseri’dedodu.GaataraLisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1946’da Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde asistan oldu. Anayasa hukuku doktorası yaptıktan sonra, 1955’te profesörlüğe yükseldi. Ankara Hukuk Fakültesi dekanı seçildi.


Fakültenin yayını Forum dergisindeki yazıları nedeniyle, Demokrat Parti iktidarı ile çatıştı. Hakkında kovuşturma açılarak, bakanlık emrine alınınca, üniversiteden istifa etti.

1957 yılında CHP’den Kayseri milletvekili seçildi. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne seçildi.

Kurucu Meclis’te Anayasa Komisyonu başkanlığına getirildi. 1961’de II. Gürsel kabinesinde milli eğitim bakanlığı ve ilk koalisyon hükümetinde devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı yaptı. 1967’de CHP’de giderek güçlenmeye başlayan “ortanın solu” görüşüne katılmayarak, 47 milletvekili ve senatörle birlikte partiden istifa etti. Hemen ardından genel başkanı olduğu Güven Partisi’ni kurdu. Bir süre sonra Cumhuriyetçi Parti ile Güven Partisi’ni birleşti. Feyzioğlu, Cumhuriyetçi Güven Partisi’nin başına geçti.

1975 yılında Süleyman Demirel’in başkanlığında kurulan I. Milliyetçi Cephe Hükümeti, 1978’de kurulan Ecevit Hükümeti’nde devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerini birlikte üstlendi. Süleyman Demirel’in 1979’da kurduğu azınlık hükümetine dışarıdan destekledi. 12 Eylül askeri darbesinden sonra siyasetten çekildi.

26 Mart 1988 tarihinde Ankara’da kalp krizinden vefat etti.

ESERLERİ:

Kanunların Anayasaya Uygunluğunun Kazai Murakabesi (1951) Demokrasiye ve Diktatörlüğe Dair (1957) Devlet Adamı Atatürk (1963)

Atilla Mayda kimdir?



1936 yılında İzmir - Ödemiş'te dünyaya gelen Attila Mayda, 1963'te TRT Ankara Radyosu'nda ritm sanatçısı olarak çalışmaya başlamıştı. Komşuların radyo dinlemek için birbirlerinin evinde toplandığı radyonun altın çağında, Türkiye'deki sayısız eve sazıyla konuk olan Atilla Mayda, sanatıyla olduğu kadar şahsiyetiyle de son derece seçkin bir beyefendiydi. Bir radyo geleneği olarak şef, solistler ve saz sanatçıları dinleyicilere sırayla takdim edilirken, Attila Mayda'nın isminin bir assolist edasıyla en son anons edilmesi tatlı bir adet olmuş, bu da sanatçının ismini hafızalara unutulmayacak biçimde kazımıştı.

Bir TRT emekçisi olarak hayatını çalıştığı kuruma adayan Atilla Mayda, yurtdışında da ülkemizi en iyi şekilde temsil etti. THM ve TSM müdürlüklerinde geçen uzun yılların ardından 2001'de emekliye ayrıldı. TRT ailesinin unutulmaz isimlerinden, vurmalı sazlar üstadı, orkestraların renkli siması Attila Mayda, 24 Mart 2019 pazar günü aramızdan ayrıldı.

18 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör
bottom of page