HaberciGazete
Dört güncel haber...

TANAL’DAN NEBATİ’YE “ZAM EYLEM PLANI”LI TEPKİ

MAHMUT TANAL, DEPREMZEDELERE DEDAŞ DARBESİNİ ŞİKAYET ETTİ! CHP’nin hukukçu vekili Mahmut Tanal, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da depremden zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası’ndaki hesaplarına yatan tarımsal destekleme paralarının özel elektrik şirketine aktarılmasını ve DEDAŞ’ın depremzede vatandaşlara, 3 ay erteleme kararına rağmen, fahiş rakamlı faturalar kesmesini Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet etti.
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da depremden zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası’ndaki hesaplarına yatan tarımsal destekleme paralarının, borç gerekçesiyle özel elektrik şirketi DEDAŞ’ın hesabına aktarılmasını ve DEDAŞ’ın her iki ilde depremzede vatandaşlara yüksek rakamlı elektrik faturaları kesmesini Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet etti.
Tanal, kısa adı DEDAŞ olarak bilinen Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’dan (EPDK) da şikayetçi oldu.
HUKUKA AYKIRI
CHP’nin hukukçu vekili Mahmut Tanal, Kamu Denetçiliği Kurumu’na sunduğu şikayet dilekçesinde, DEDAŞ’ın elektrik dağıtım, perakende ve satış hizmeti sunduğu Şanlıurfa ve Diyarbakır’da depremzede çiftçilere verilen tarımsal destek ödemelerine ve kazançlarına, tarımsal sulamadan kaynaklı elektrik borçlarına mahsuben bloke işlemi uygulanmasının ve afet bölgesindeki depremzede vatandaşlara kesilen fahiş bedelli elektrik faturalarının hukuka aykırı olduğuna vurgu yaptı.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (Dicle EDAŞ / DEDAŞ) ve Dicle Elektrik Perakende Satış A.Ş. (Dicle EPSAŞ) aracılığıyla GAP bölgesindeki illerimiz Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Şırnak’ta elektrik dağıtım ve elektrik perakende satış hizmeti sunulduğunu dilekçesinde hatırlatan Tanal, aynı grubun çatısı altındaki Dicle EPSAŞ’ın da Dicle EDAŞ’la birlikte halk arasında “DEDAŞ” ismiyle anıldığını aktardı.
Tanal, güncel olarak DEDAŞ ile ilgili en önemli şikâyet konularından birinin ise tarımsal üretimi teşvik etmek ve üretimi arttırmak amacıyla bakanlık tarafından Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde depremzede çiftçilere verilen destek ödemelerine ve kazançlarına DEDAŞ tarafından elektrik borçlarına mahsuben hukuka aykırı şekilde hesaplarına bloke konulmasına ilişkin olduğunu belirtti. DEPREMDEN SONRA DEDAŞ DA FATURAYLA DARBE VURDU!
Ek olarak depremin vurduğu ve afet bölgesi olarak ilan edilen Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde deprem sonrası elektrik, su ve doğalgaz faturalarının da 3 ay erteleneceğinin açıklanmasına rağmen DEDAŞ tarafından fahiş bedelli faturalar kesildiğini anlatan Tanal, “Deprem dolayısıyla büyük bir yıkım yaşayan bölge vatandaşları, DEDAŞ’ın depreme rağmen kendilerine gönderdiği fahiş bedelli fatura ile bir darbe daha almıştır. Bahse konu elektrik dağıtım şirketinin bu uygulaması dürüstlük kuralına aykırıdır ve hakkın kötüye kullanılması anlamına gelmektedir” değerlendirmesini yaptı. ÇİFTÇİNİN ZİRAAT’E YATAN DESTEKLEMESİ DEDAŞ’A AKTARILDI
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden sonra Tarım ve Orman Bakanlığı’nın afet bölgesi ilan edilen 11 ilde mağdur çiftçilere mazot ve gübre desteklerini nakdi olarak ödeme kararı aldığını anımsatan Tanal, buna rağmen DEDAŞ’ın ise tarımsal sulamadan kaynaklı elektrik borçlarını gerekçe göstererek, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerindeki depremzede çiftçilerin hesaplarına bloke koyduğunu, çiftçiler adına Ziraat Bankası’na yatan destekleme paralarının DEDAŞ’a aktarıldığını, bu sebeple depremzede çiftçilerin mağdur edildiğini, üretimin aksamasına sebebiyet verildiğini kaydetti.
ÇİFTÇİ ÇARESİZ BIRAKILDI
Devletin sorumluluğuna vurgu yapılan Anayasanın ilgili maddelerini hatırlatan Tanal, şunları kaydetti: “Yaşanan deprem felaketi sebebiyle Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde bulunan depremzede çiftçiler, nakdi sıkıntı içerisine girmiş ve üretimi durdurmak zorunda kalmıştır. Çiftçilerin yaşadığı büyük yıkıma karşılık, devlet tarafından destek ödemesi yapılmış ve çiftçilerin yaşadığı ekonomik sıkıntıların giderilmesi amaçlanmıştır. Bahse konu elektrik dağıtım şirketi tarafından içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum göz ardı edilerek, çiftçilerin en azından rahat bir nefes alabilmesi için kendilerine destek amaçlı yatırılan paraya el konulmuştur. Depremzedelerimizin hesaplarındaki blokenin kaldırılması, destek ödemelerine erişiminin sağlanması gerekmektedir. Çiftçinin yeni yatan mazot ve gübre desteği parasına, ‘tarımsal sulamada kullanılan elektrik enerji borçları’ gerekçesiyle el konulması; krizden, afetten, depremden zarar gören çiftçinin emeğinden nemalanmaktır. Depremden dolayı ciddi bir darbe çiftçiler, destek ödemesine konulan bloke neticesinde afet sonrası çaresiz bırakılmıştır.”
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Anayasanın “Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması” başlıklı 45. maddesi uyarınca devletin, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırma yükümlülüğü bulunduğuna dikkat çekti.
Ayrıca 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun “Tarımsal desteklemelerin finansmanı” başlıklı 21. maddesi gereğince çiftçilere milli gelirin yüzde 1’i oranında tarımsal destek verilmesi gerektiğini kaydeden Tanal, “Devletin tarımsal üretimi desteklemek maksatlı yaptığı yardımlara olağanüstü halin ilan edildiği bir dönemde çeşitli kamu tüzel kişileri tarafından ‘borç tahsilatı’ gerekçesiyle el konulması, olağanüstü hâl ilan edilen dönemde bile ticari anlayışla hareket edilmesi; çiftçinin, deprem afetinde özel elektrik şirketinin sömürü kaynağı konumuna düşmesi, başta vicdanlara ve ahlaka olmak üzere hukuka aykırıdır. İşbu durum çiftçinin, bu mazotuna, gübresine ve üretimine konulmuş bir blokedir” ifadelerini kullandı.
CHP’Lİ YEŞİL; DEPREMZEDE ÇOCUKLARI CEMAAT VE TARİKAT YURTLARINA YERLEŞTİRMEK DEVLET OLMAKLA BAĞDAŞMAMAKTADIR.

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na deprem bölgelerinden kimsesiz çocukların hangi cemaat ve tarikatların yurtlarına yerleştirildiğini sordu.
Yeşil verdiği soru önergesinde; “6 Şubat 2023’te Türkiye’yi sarsan ve 10 ili doğrudan etkileyen deprem neticesinde on binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve yine on binlerce vatandaşımız yaralanmıştır. Bu ağır bilanço sonrasında bölgede düzen yeterince tesis edilmemiş ve milli güvenliği de etkileyen farklı hususlarda önlem almak zaruret halini almıştır.”
ÖNCELİĞİMİZ YETİM KALAN ÇOÇUKLARIMIZDIR
Deprem sonrasında öksüz veya yetim kalan çocukların durumunun öncelikli olduğunu belirten Yeşil; “Geçtiğimiz günlerde bir internet haber sitesinde çıkan haberde; Kahramanmaraş merkezli depremde yetim kalan ve Gaziantep'ten Sakarya'ya getirilen dokuz yetim çocuğun Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olan ancak işletmesi İsmailağa Cemaati'ne yakın Sakarya Erenler İlme Hizmet Vakfı tarafından yürütülen Mekke Mescidi-Hanife Akın Kuran Kursu'na yatılı olarak verildiğinden söz edilmiştir. Haberin devamında vakfın yöneticisi kendisini İsmailağa Cemaati’nin müridi olarak tanıtarak Diyanet ile birlikte eğitim verdiklerini doğrulamıştır. Bunun yanı sıra deprem bölgelerinden kimsesiz çocukların farklı cemaat ve tarikatların yurtlarına yerleştirildiği hususunda bilgiler gelmektedir” dedi.
ÇOÇUKLARIMIZDAN ELİNİZİ ÇEKİN
2005 yılında Endonezya'nın Aceh bölgesinde meydana gelen tsunamide yetim kalan 300 çocuğun Hıristiyan misyonerler tarafından yaşadıkları bölgelerden alınarak Hristiyan dininin prensiplerine göre yetiştireceklerine değinen Yeşil, “Afet bölgelerinden alınan çocukların misyonerler tarafından kendi tedrisatlarından geçirilmeleri yeni bir usul değildir. Kimsesiz veya öksüz ve yetim depremzede çocukların yaşadığı travmayı atlatmalarının yolu, onlara gerekli psikolojik desteği sağlayarak onları devlet himayesinde yetiştirmektir. Kimsesiz kalmış, ebeveynlerinden herhangi birisini kaybetmiş acı içerisindeki çocukları cemaat ve tarikatların himayesine vermek devlet olmakla bağdaşmamaktadır.”
CHP’Lİ YEŞİL’DEN, BAKAN YANIK’A SORU ÖNERGESİ
CHP’li Yeşil, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın yanıtlaması için verdiği önergesinde şunları sordu:
1) Afet bölgesinde yer alan il ve ilçelerdeki yetiştirme yurtlarında kalan evlatlarımızın akıbetleri ne olmuştur? Bu bölgelerde kaç evladımız devlet himayesinde bulunmaktadır?
2) Afet bölgesinde yer alan il ve ilçelerdeki yetiştirme yurtlarında kalan evlatlarımızın kaç tanesi hayatını kaybetmiş, kaç tanesi yaralanmıştır?
3) Afet bölgesinde yer alan il ve ilçelerdeki yetiştirme yurtlarında kalan evlatlarımız nerelere yerleştirilmiştir?
4) Depremde ebeveynlerini kaybeden evlatlarımızın sayısı nedir, evlatlarımız nerelere yerleştirilmiştir?
5) Depremde ebeveynlerinden herhangi birisini kaybeden evlatlarımız başka hangi cemaat ve tarikat yurtlarına yerleştirilmiştir?
CHP’Lİ AHMET KAYA: “ÜNİVERSİTELERİ VE YURTLARI BİR AN ÖNCE ÖĞRENCİLERİMİZE AÇIN”

CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, depremzedelerin konaklaması için boşaltılan KYK yurtlarının büyük çoğunluğunun boş olduğuna dikkat çekerek, “Trabzon’da 15.814 depremzedemizden sadece 1.297’si KYK yurtlarında kalıyor. 14 bin 666 olan KYK yurt kapasitesinin sadece yüzde 8,8’i kullanılıyor. Bu veriler ışığında iktidarın ‘KYK yurtlarını depremzede vatandaşlarımıza açıyoruz’ tezi geçerliliğini kaybetmiştir. Yaklaşık 4 milyon üniversite öğrencimiz üniversitelerin örgün eğitime kapatılmasıyla mağdur edilmiştir. KYK yurtları yeniden çocuklarımıza tahsis edilmeli ve üniversitelerimiz bir an önce örgün eğitime açılmalıdır.” dedi.
“ALELACELE BİR KARARLA YURTLAR BOŞALTILDI, ÖĞRENCİLER MAĞDUR EDİLDİ”
“Depremin ardından ülkeyi yönetenler alelacele bir kararla üniversitelerimizi örgün eğitime kapatma kararı aldılar. KYK yurtlarını boşalttılar. Yurtlarda bulunan öğrencilerimize ait eşyalar sorgusuz sualsiz çantalara, poşetlere doldurulup kapı önlerine bırakıldı. Çocuklarımız mağdur edildi. Bir sürü öğrenci bizlere bu meseleyi iletip şikayetçi oldular.”
“BİLİM İNSANLARI UYARDI, İKTİDAR BİLDİĞİNİ OKUDU”
“Sayın Genel Başkanımız çıktı ‘yapmayın etmeyin üniversitelerimizi kapatmayın, çocuklarımızı eğitimden koparmayın’ dedi. Bu ülkenin saygın bilim insanları bu meselede yetkin insanlar, söz sahibi insanlar açıklama yaptılar, ‘üniversiteleri kapamayın’ dediler. Fakat iktidar kulaklarını tıkadı, bildiğini okudu.”
“TRABZON’DA 15 BİN 814 MİSAFİR DEPREMZEDEMİZ VAR”
“Trabzon’a bugüne kadar toplam 15 bin 814 depremzedemiz geldi. Hoş geldiler, sefa geldiler, başımızın üstünde yerleri var. Trabzon konuksever insanların şehridir. Her birimiz o misafirlerimize kucak açtık. Bu misafirlerimizin nerede kaldıklarını ve kaç kişi olduklarını Valilikten aldığım günlük raporlarla takip ediyorum. 15 bin 814 depremzede misafirimizin 1297’si yani yüzde 8,2’si KYK yurtlarında kalıyor. Diğerleri kendi imkanlarıyla ev tuttular. Büyük çoğunluğu otellerimizde misafir ediliyor, apartlarda misafir ediliyor.
“KYK YURTLARININ SADECE YÜZDE 8,8’İNDE DEPREMZEDELER KALIYOR”
“Öğrencilerimizin boşalttığı KYK yurtlarına depremzedelerin yerleştirileceği söylenmişti. Trabzon’daki KYK yurtlarında durum nedir diye baktık. 14 bin 666 kişilik bu yurtlarımızda şu an kalan depremzede sayısı 1.297. Yani KYK yurtlarımızın yüzde 8,8’i dolu, büyük çoğunluğu boş.”
“MESLEKİ YETERLİLİKLERİ EKSİK BİR ŞEKİLDE MEZUN OLACAKLAR”
“Pandemi döneminde bu çocuklarımız zaten iki yıl okullarından ayrı kaldılar. Eğitimlerinden uzak kaldılar. Bir de deprem nedeniyle üniversiteler çocuklarımıza kapatılarak, uzaktan eğitim uygulanıyor. Çocuklarımız maalesef mesleki yeterlilikleri eksik olarak mezun olacaklar. Dolayısıyla vakit kaybedilmeden bu kararın tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Üniversitelerimizin açılması, çocuklarımızın üniversitelerle buluşturulması gerekiyor.”
“ÜNİVERSİTELER ÖRGÜN EĞİTİME AÇILMALI”
“Rakamlarla ortada. AKP iktidarının ileri sürdüğü, ‘KYK yurtlarını depremzedelere tahsis edeceğiz, onları orada misafir edeceğiz tezi’ geçerliliğini kaybetmiştir. Trabzon’da yurtların sadece yüzde 8,8’i dolu yüzde 91,2’si boş. Bu yüzde 8,8’i doluluğu sağlayan depremzede misafirlerimizi başka yerlerde rahatlıkla misafir edebiliriz. Bu veriler ışığında iktidara tekrar çağrıda bulunuyorum. Bu hatadan bir an önce vazgeçin. KYK yurtları tekrar öğrencilerimize tahsis edilmeli ve bir an önce üniversitelerimizde örgün eğitime başlanmalıdır.”
CHP’den, Samsun’da misafir edilen depremzedelere dayanışma ziyareti

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, partisinin İl Başkanı Fatih Türkel ve Atakum İlçe Başkanı Turgay Özçelik ile birlikte, deprem bölgesindeki kentlerden Samsun’a gelerek kamu kurumlarına ait tesislerde misafir edilen depremzedeleri ziyaret etti.
Türkiye’yi yasa boğan deprem büyük depremin hemen ardından, partisi tarafından Hatay’da görevlendirilen ve kentteki yardım faaliyetlerinin koordinasyonunda çalışan CHP’li Neslihan Hancıoğlu, Samsun’a dönüşünde ise kamu kurumlarına ait tesislerde misafir edilen depremzedeleri ziyaret etti.
İlk olarak, İl Başkanı Fatih Türkel ile birlikte Samsun Öğretmenevi’ne giderek burada misafir edilen depremzedelere geçmiş olsun dileklerin ileten Hancıoğlu, burada sunulan imkanlar ve hizmetler konusunda öğretmenevi yöneticilerinden de bilgiler aldı.
CHP’li Hancıoğlu daha sonra Atakum İlçe Başkanı Turgay Özçelik ile birlikte, yaklaşık bin 500 depremzedenin misafir edildiği Turgut Özal ve Münevver Ayaşlı Öğrenci Yurtlarını ziyaret etti. Hancıoğlu, ziyaretlerin ardından yaptığı değerlendirmede ise şunları kaydetti:
“Yaşadığımız bu büyük felaketin yaralarını, büyük bir dayanışma ve seferberlik ruhuyla aşacağız. Kamu kurumlarından, yerel yönetimlere, özel sektörden yurttaşlarımıza kadar Samsun da bütün imkanlarını bunun için seferber etmiş durumda. Bu büyük seferberlikte katkısı olan emeği olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Deprem bölgesinde, çadır kentler ve konteyner kentlerin oluşturulmaya başlamasıyla birlikte, bölgeye dönüş sürecinin de yavaş yavaş başladığını gözlemliyoruz. Bugün ziyaret ettiğimiz kurumların yöneticilerinden de benzer bilgiler aldık. Deprem bölgedeki geçici barınma sorunu aşıldıkça, bu geriye dönüşlerin hızlanacağı da anlaşılıyor. Samsun’daki kamu kurumlarına ait tesislerde misafir edilen yurttaşlarımızın da bu konudaki talebi, dönüş süreçlerinin organize edilmesidir. Bu konuda da yetkililerle görüşeceğiz.
Öte yandan kamuya ait tesislerde misafir edilen yurttaşlarımızın haricinde, deprem bölgesinden gelerek kendi ekonomik imkanlarıyla ya da destek alarak Samsun’a yerleşen çok sayıda aile de mevcut. Bu aileler de yeni bir düzen inşa etmeye ve hayata tutunmaya çalışıyorlar. Onların da öncelikli ihtiyaçlarını gidermek adına çalışmalar yürütüyoruz.”