
Bugün 29 Eylül. İsmet Kür, Bilal İnci,Sibel Tüzün, Doğan Duru, Güneş Duru, Berke Üzrek, Orhan Ak, Melih Görgün ve Şahin Irmak'ın doğum günü.
BRT Yayın Grubu olarak, aramızda olmayanları saygı iler anarken, yaşayan değerlerimize sağlıklı, mutlu, huzurlu yaşlar dileriz.
Doğum günü: İsmet Kür kimdir?

(doğum adı: Zorluhankızı , 29 Eylül 1916 - 21 Ocak 2013), Türk eğitimci, gazeteci, köşe yazarı ve ağırlıklı olarak çocuk edebiyatı yazarıdır . Yazıları arasında çocuk hikayeleri, romanlar, anılar, kısa öyküler, şiirler ve kurgu dışı eserler yer aldı. Gazeteci olarak BBC World Service , Cumhuriyet , Barış ve Yeni İstanbul'da çalıştı . Ayrıca Ankara Radyosu , TRT ve Bayrak'ta programcılık yaptı .
Kişisel yaşam
İsmet Kür, 29 Eylül 1916'da Kadıköy , Göztepe'de, Konstantinopolis , Osmanlı İmparatorluğu'nda (şimdiki İstanbul , Türkiye), yazar ve şairlerin uğrak yeri olan bir konakta doğdu. [5] Babası gazeteci, yazar ve politikacı olan Avnullah Kazım , annesi ise entelektüel bir kadın olan Ayşe Nazlı'dır. Ablası Halide Nusret Zorlutuna (1901–1984) şair ve yazardı. [2] [5] Soyadı Kanunundan Sonra1934'te yürürlüğe girdi, "İsmet" adının daha çok erkekler için kullanılmasından dolayı "Zorluhan'ın kızı" anlamına gelen "Zorluhankızı" soyadını aldı ve kafa karışıklığına neden oldu. Babasının 6-7 kuşaklık soyundan bir bey , Türkiye'nin doğusunda Erzurum ilindeki Zorluhan'ın bir reisiydi .
Edirne'deki Kız Öğretmen Okulu'ndan mezun olduktan sonra , Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nde ( Türkçe : Gazi Eğitim Enstitüsü ) 1938'de öğretmen unvanını aldı.
Klasik müziğe ve resme hayran olan bir matematikçiyle evliydi. Bu evlilikle "Kür" soyadını aldı. Gazeteci ve yazar Pınar Kür (1943 doğumlu) ve heykeltıraş Işılar Kür adında iki kızı oldu . NTV kanalında program yapımcısı olan, Pınar Kür'ün oğlu ve torunu Cem'in babası olan Emrah Kolukısa (1972 doğumlu) bir torunu vardır .
Kür, iki küçük kızıyla birlikte burslu olarak İngilizce öğrenmek için Londra'ya gitti. 1953'te Kent Drama Okulu'na girdi. Ayrıca 1956'dan 1960'a kadar New York'ta çocuklarıyla birlikte yaşadı. Orada 1960'da New York Üniversitesi'nde çocuk ve gençlik psikolojisi , yetişkin eğitimi , insan ilişkileri , eğitim tarihi ve 19. yüzyıl Rus edebiyatı derslerine katıldı .
ABD'de bulunduğu süre içerisinde Türkiye Büyükelçisi'nin eşiyle birlikte "Kadınlar Derneği"ni kurdu.
Bir röportajda, çok yaşlılığını tenis, voleybol, kayak ve jimnastik yapmasına ve her sabah egzersiz yapmasına borçlu olduğunu söyledi. Eylül 2012'de beyin enfarktüsü geçirdi ve yatalak oldu. 21 Ocak 2013'te 96 yaşında evinde öldü. 23 Ocak'ta Teşvikiye Camii'nde düzenlenen cenaze namazının ardından Ayazağa Mezarlığı'na defnedildi .
Profesyonel kariyer
Eğitimci ve diplomat
Kür, 21 yıl Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı. 1950'lerde Londra'daki BBC World Service'de çalıştı. 1956'da Amerika Birleşik Devletleri bölgesi için Öğrenci Müfettiş Yardımcısı olarak atandı ve ardından New York'ta Öğrenci Müfettişi görevine terfi etti. 1960 yılına kadar burada Türk Kültür Ataşesi olarak da görev yaptı.
Gazeteci
Cumhuriyet'te uzun süre gazetecilik yaptı . Barış ve Yeni İstanbul gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı .
Yazar
Kür, başta Kemal Tahir (1910–1973) olmak üzere birçok yazarın arkadaşıydı. Araştırma, deneme, öykü, şiir, roman türünde 27 kitabın yazarıdır. ve hatıra. Ayrıca radyo ve tiyatro oyunları için skeçler yazdı . İlk şiirini 1927'de Çocuk Dünyası dergisinde , ilk öyküsü Mutlu Tahayüller'i ise Ağustos 1931'de Muhit dergisinde yayımladı.
Ankara Radyosu'ndaki "Çocuk Saati" programı için 100'den fazla skeç yazdı . Ayrıca Türkiye'de TRT ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Bayrak radyo istasyonlarında çocuk programları yaptı .
Anılarını Yarısı Roman (1995) ve Yıllara mı Çarptı Hızımız'da (2008) yayımladı. Osmanlıca Çocuk Dergileri , Osmanlıca çocuk dergileri üzerine yaptığı bir araştırma çalışmasıdır ve tanınmasını sağlamıştır. Ölümüne kadar yazmaya devam etti.
Kür, "Harfliler Derneği" ve "Türkiye Yazarlar Birliği" üyesiydi. [7]
İşler
çocuk
Mutlu ve Zorlu Yıllar - Coşkun'un Serüvenleri . Can Yayınları. 2017. s. 144. ISBN'si 978-975-071-202-9.
Bilinmeyene Yolculuk / Coşkun'un Serüvenleri -2 (Türkçe). Can Yayınları. 2013. s. 168. ISBN 978-975-071-597-6.
Kardan Çocuk ve Küçük Kara Köpek . Bu Yayınevi. 2011. s. 72. ISBN'si 978-605-356-007-4.
Mavi'nin Serüvenleri 3/ Sokak Köpekleri . Bu Yayınevi. P. 160. ISBN'si 978-605-549-632-6.
Mavi'nin Serüvenleri 2 / Yeni Dostlar Arasında . Bu Yayınevi. 2011. s. 160. ISBN'si 978-605-549-631-9.
Mavi'nin Serüvenleri 1/ Eski Ev . Bu Yayınevi. P. 160. ISBN'si 978-605-549-630-2.
Ne Güzel Şey . Bu Yayınevi. 2006. s. 65. ISBN'si 978-994-437-643-3.
romanlar
Onuncu Sigara . Everest Yayınları. 2007. s. 203. ISBN'si 978-975-289-418-1.
Karvera Nereye (Türkçe). Bu Yayınları. 2001. s. 304. ISBN 978-975-602-264-1.
Karvera (Türkçe). Bu Yayınları. P. 248. ISBN 978-975-565-245-0.
anılar
Yarısı Roman (Türkçe). Everest Yayınları. 2011. s. 433. ISBN 978-975-289-320-7.
Anılarla Mustafa Kemal Atatürk . Alfa Yayınları. 2010. s. 136. ISBN 978-975-297-924-6.
Yıllara mı Çarptı Hızımız . Everest Yayınları. 2008. s. 305. ISBN 978-975-289-558-4.
Kısa hikaye
Kocaman Bir Örümcektir Zaman . Gerçek Sanat Yayınları. 2001. s. 94. ISBN'si 978-975-360-174-0.
kurgu olmayan
Almanya'daki Çocuklarımızın Başarısızlık Nedenleri
Türkiye'de Süreli Çocuk Yayınları . Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. 1991. s. 601. ISBN'si 978-975-160-346-3.
Sevgiyle Bütür Çiçekler . Akbank Yayınları. 1989.
Anneler Sizin İçin (1964)
şiirler
99. Kat Şiirleri . Everest Yayınları. 2005. s. 80. ISBN 978-975-289-266-8.
Yaşamak (1945)
HAKKINDA YAZILANLAR
Dalyaya iki kala İsmet Kür’e maşallah Hürriyet 25 Şubat 2012 Hiç 98 yaşında berrak bir hafızası, tıkır tıkır bir programı ve kesintisiz çalışma hayatı olan biriyle tanıştınız mı? İsmet Kür işte böyle biri. Hem yetişkin hem de çocuklar için yazan verimli bir edebiyatçı, eğitimci, gazeteci... Üstelik yazar Pınar Kür ve heykeltıraş Işılar Kür’ün annesi, şair Halide Nusret Zorlutuna’nın kardeşi, başta Kemal Tahir olmak üzere ünlü edebiyatçıların dostu. Aman nazar değdirmeyin ve anlattıklarına kulak verin... Efendim, yeni şair ve yazarları eskisi kadar izleyemiyorum. Maşallah sayıları çoğaldı ve benim vaktim çok azaldı... 98 yaşında bir santimi bile yitirilmememesi gereken bir nesne zaman. Gençlikte insan önündeki zamanı çok uzun ve geniş sanıyor. Hele de bir şey yapmak istiyorsanız özellikle ölçülü kullanmak zorundasınız. Maalesef geç uyanıyorum, en erken 10.00-10.30. Gayet tabii hareketlerim de yavaşladı. Eskiden yüzümü yıkamak, dişlerimi ovmak az zamanımı alırdı, şimdi öyle değil. Günaşırı yatak jimnastiği yapıyorum, ömrüm boyunca çok hareketliydim. Gençliğimde çok spor yapmasam halim iyi olmazdı. Tenis, voleybol, kayak ve her sabah egzersiz, aletli jimnastik... Yeni bir çocuk-gençlik kitabı üzerine çalışıyorum: ‘Gel Katıl Bize’. 9’dan 99’a kitapsever dostlarım için yazıyorum. Toplam kitap sayısı 28 oldu galiba. Büyüklere yazarken daha özgür hissediyorum. Kahvaltıdan sonra CNNTürk’te Medya Mahallesi’nin başına oturuyorum, aklı başında bir hanım (Ayşenur Arslan) yapıyor. Eskiden beri kızartma yemem. Sigaraya kırkımdan sonra başlamıştım, 65-70 yaşında bıraktım. Dostlarımla buluştuğumda nadiren tek rakı içerim. Onu da, ilk kez ikinci çocuğum Işılar doğduktan sonra tattım. Öğleden sonra çalışmaya oturuyorum, kahvaltı faslım iki saat sürdüğü için öğleni atlıyorum.
SİLİVRİ’Yİ BOYLARDIM
Her gün çalışmaya gayret ediyorum. Selçuk Üniversitesi’nden bir hanım kız benim için doktora tezi hazırlamış, bir başkası daha hazırlıyor. Onu okurken unuttuğum eserlerimi de hatırlıyorum. Yazmaya başlamadan önce her şeyi ince ince tasarlarım, çabuk yazarım. En beğendiğim yetişkinlere yazdığım ‘10. Sigara’. Ancak pek şanslı bir kitap değildi, defalarca baskı yapmadı. İşkence sahnelerini yazarken tansiyonum 24’e fırlamıştı. Biri babamdan kalma, 100 seneden eski iki daktilom var. Uzun süre Cumhuriyet’e makale yazdım, şimdi olsa Silivri’yi boylardım herhalde. Bayağı sert yazılardı. Onları yeniden düzenleyip Sözcü’ye göndermeyi düşünüyorum. Barış ve Yeni İstanbul gazetelerinde de köşe yazdım ve eğitim sayfası hazırladım. ‘Yarısı Roman’ ve ‘Yıllara mı Çarptı Hızımız’ anı kitaplarım... Şimdi de ‘Varan 3’ diye politika ağırlıklı bir kitap yazmaya hazırlanıyorum. Babam Avnullah Kazimi gazeteci ve politikacıydı, zincirlere vuruldu. Ne yazık ki altı aylıkken kaybettim. Babamla yaşayabilseydim, fikirlerinden faydalanabilseydim, iyi bir politikacı olurdum. Partilerden teklif aldım ama kabul etmedim. Bizim Meclis’tekilerin emir kulu olmaya yatkın olmaları bana uymuyor. Halk Partisi’nin ilk yıllarında gazeteci olarak Ecevit’le seyahatlere gittim, Ecevit’i hâlâ severim. Demokrat Parti’yi hiç sevmedim. Her gün Sözcü ve Vatan okurum, kitap eki için Cumhuriyet alırım. Mustafa Mutlu sert yazardı ama patronlar kulağını büktü herhalde... Bir de Can Ataklı’yı okurum. Hürriyet’te Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun’u da takip ederdim. Oktay Ekşi’yi beğenirdim, Meclis’te sesinin çıkmamasına hayret ediyorum.
BU KAFA YÜZ YIL GÖTÜRÜR
Okuyup yazmak ve farklı konularla meşgul olmak zihni berrak tutuyor. ‘Osmanlıca Çocuk Dergileri’ inceleme kitabım için Atatürk Kitaplığı’nda çalışırken düştüm, kafamın sesini duydum resmen. Cerrahpaşa’dan genç bir psikolog arkadaşım yemeğe çağırdı. Gelir gelmez “Aman çocuklar, Fenerbahçe ne oldu?” diye sorunca masadaki bir hanım dedi ki, “Kafanızdan şüphe etmeyin, sizi yüz yaşından fazla götürür”. Fenerbahçe başkanının bu kadar sıkı tutuklanıp eziyet görmesinin de başka sebepleri olduğuna eminim. Politikayla ilgileniyorum ama en çok keyif veren edebiyat. Tek torunum Pınar’ın oğlu Emrah Kolukısa 40 yaşında, NTV’de program yapımcısı. Oğlu Cem ilkokul üçte. Beni pek sevmiyor, kitapla arası iyi değil. Çok da az görüşüyoruz, halbuki babasıyla çok iyiydik. Çok televizyon seyrediyor, bilgisayarla oynuyor. Geniş bir kitaplıkları olmasına rağmen kitap kokusunun güzelliğini alamadı. Fakat çok iyi bir öğretmeni var, kompozisyonunun altına “Kür Ailesi’ne yeni bir yazar geliyor” notu düşmüş. Babaannesi Pınar “Aman sakın yazar olma” deyince tiyatrocu olmaya karar verdi.
SOYADIM ZORLUHANKIZI
Kür eşimin soyadı. Kızlarımın babası klasik müzik ve resim seven bir matematikçiydi. Kanun çıkınca Zorluhankızı soyadını aldım, çünkü İsmet’i erkek ismi sanıyorlardı. Babamın altı-yedi kuşak öncesi Erzurum’da Zorluhan Beyi, fakat çok sevildiği için İstanbul’a sürülüyor. Göztepe’de bir köşkte, edebiyatın içine doğdum. Ablam şair Halide Nusret Zorlutuna. Yazarlar, şairler evimizde toplanırdı. Ailede çok yazar olduğu için Işılar heykeltıraş oldu, fakat o kadar güzel yazar ki... Pınar benim yazarlığımı nasıl bulur pek bilmiyorum, fakat onun özellikle ilk kitaplarını çok beğenerim. ‘Tersine Akan Sular’dan sonra üslubu biraz değişmeye başladı. Az yazdığı için üzülüyorum ama kızamıyorum, içinden gelmiyor galiba. Televizyona sık çıkıyorum: Öğretmenler Günü, Atatürk’ün ölüm yıldönümü, Seda Sayan’ın programına bile çıktım. Herkes hayatımı çok dolu ve değişik buluyor ama mesele benim öyle bulmamam. Fotoğraf albümü hiç yapmadım. İçinde çok kıymetli fotoğraflar olan bir kutu yanlışlıkla atıldı mesela. Aklıma estikçe eski fotoğrafları da yırtıyorum zaten. Ben öldükten sonra çocuklar kıymet verir, saklamak zor, yük olmasın... Moda yaratmaya çok meraklıyım. Mina (Urgan) “Yaşlılar aynaya küser” diye yazmıştı, kendimi güzel bulmama imkân yok ama artan çizgilerime filan bakarım. Her hafta eve berber geliyor. Kocam rahmetli fazlaca kıskançtı, ne gerek var diye kızardı...
WARNER BROS’UN PATRONUNU REDDETTİ
Burs alıp hiç İngilizce bilmeden Londra’ya gittim, neredeyse 60 yıl önce. İki küçük çocuğumla azıcık paralarla yaşadım. BBC’de program yaptım. Aynı şekilde bir süre kültür ateşeliğimiz için çalıştım, çocuklarla New York’ta yaşadık. Canım sıkılınca havaalanı kafesine giderdim. Bir gün orada mektup yazarken, bir adam masama gelip sohbet etmeye başladı. Özel uçağıyla Los Angeles’a gelmemi teklif etti, reddettim. Sonradan öğrendim ki, ünlü film şirketi Warner Bros’un patronu Jack Warner’mış. Herkes beni çok cesur bulur ama yaşadıklarımda bir fevkaladelik görmüyorum.
DOĞUM GÜNÜ: BİLAL İNCİ KİMDİR?

Bilal İnci (1936-2005) 70'li yılların ünlü karakter oyuncusu. Daha çok kötü adamları canlandırmasıyla tanındı. Yönetmen ve oyuncu Kemal İnci'nin (1933-2018) kardeşidir. Bir süre İzmit Lisesi'nde okudu. İnci, çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sinema alanına yöneldi. İlk filmi 1966 yılında Karanlıkta Vuruşanlar olan İnci, Yeşilçam'ın vazgeçilmez kötü adam rollerini oynadı. Karakter oyuncusu olarak öne çıktı. Almanya'ya giderek sinemaya bir süre ara verdi. Daha sonra yurda dönen sanatçı, sinemada aralıklarla filmlerde oynadı. “Ezo Gelin”, “Dönüş”, “Bir Türke Gönül Verdim”, “Alageyik”, “Büyük Yemin”, “Beyaz Mendil”, ”Babanın Oğlu” rol aldığı bazı filmlerdir.Son dönemlerinde İzmir'de yaşayan ve restoran işleten İnci, bir dizi çekimi için İstanbul'a gitmişti. Yüksek tansiyon ve şeker hastası olan sanatçı, 15 Ekim 2005 tarihinde İstanbul Beyoğlu'nda bir otel odasında şeker hastalığının etkisiyle geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü. Düzenlenen törenin ardından cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bir başka sinema oyuncusu Perihan Doygun ile, eşinin 1994'teki ölümüne dek evli kalan usta aktörün kızı Elif İnci de bir sinema oyuncusudur. Türk sinemasının en önemli filmlerinden olan "Selvi Boylum Al Yazmalım"da çocuk oyuncu rolünde görev yaptı. Oğlu Murat İnci ise restoran işletmecisidir. Torunları Ayça İnci ve Ayçin İnci de oyunculuk yapmıştır. Bilal İnci, 1970'te 2. Adana Altın Koza Film Şenliği'nde Halit Refiğ'in yönettiği "Bir Türk'e Gönül Verdim" filmindeki rolüyle "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü.
Doğum günü: Sibel Tüzün kimdir?

Ayşe Sibel Tüzün (d. 29 Eylül 1971, İstanbul), Türk şarkıcı-şarkı yazarıdır. Pop müzik sanatçısı olan sanatçı opera ve batı müziği eğitimi almış, şarkılarını jazz, rock ve pop standartlarına göre seslendirmektedir.
1978–1988: İlk dönem ve kariyer başlangıcı
29 Eylül 1971 yılında İstanbul'da doğan Sibel Tüzün, 1978 yılında TRT İstanbul Radyosu Çocuk Korosu'nda ilk müzik eğitimine başladı. Orta okul yıllarında yine radyonun Gençlik Korosu'nda çok sesli müziğe ilk adımı atarak Gökçen Koray, Cenan Akın, Yücel Elmas, Hikmet Şimşek gibi öğretmenler ve koro şefleriyle çalıştı.
Beşiktaş Atatürk Lisesi'nde okuduğu yıllarda pop ve rock müzikle ilgilendi ve 1986 da Milliyet Liselerarası Müzik Yarışması'nda okuluna üçüncülük kazandırdı. Aynı yarışmada besteci aranjör Melih Kibar ile tanışarak reklam filmleri seslendirmeye başladı. Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Erol Evgin gibi birçok sanatçıya albümlerinde ve sahne çalışmalarında eşlik etti.
1988 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera ve Konser Şarkıcılığı Bölümüne birincilikle alınan Tüzün, klasik müzikte öğrenciliği, jazz ve pop müzikte de yorumculuğu sürdürdü. 1991 yılında profesyonel müzik yaşamına adım attı. TRT Altın Anten, Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması ve Eurovision Şarkı yarışmalarına katılarak ödüller aldı.
1992–1998: Ah Biz Kızlar, Nefes Kesen Aşklar, Hayat Buysa Ben Yokum
6 Aralık 1992'de Raks Müzik Yapım'la anlaşma imzalayarak, 25 Haziran 1993'te ilk albümü "Ah Biz Kızlar"'ı piyasaya sürdü. Albümde Şehrazat, İskender Paydaş, Ümit Kuzer, Ozan Doğulu, Kenan Doğulu gibi isimlerin yanı sıra Tüzün'ün eserleri vardı. Klip sektörü yeni gelişmeye başladığı halde[kaynak belirtilmeli] albüm üç hit parça çıkardı: Ah Biz Kızlar, Beni Bağlamaz ve Şamata. Bu başarıyla Sibel yaklaşık iki yıl süreyle yurt içi ve yurt dışında pek çok konser verdi.
1994 yılında Londra'da Robert Bricknell ile bir süre şan derslerine devam etti.[2] Ardından Türkiye'ye dönüp Raks Müzik'le ikinci albüm çalışmalarına başladı. "Nefes Kesen Aşklar" isimli albüm yayınlandı. Kısa sürede yakalanan satış grafiğiyle beraber Kaçın Kurası, Gözümün Bebeği, Anca Beraber(Too Late) gibi hitler çıktı. 1997 yılında Avrupa Konserleri'nden sonra Tüzün, Arinna Müzik'i kurdu.
1998 Haziran ayı içinde piyasaya çıkan "Hayat Buysa Ben Yokum" albümünde sekiz parçanın sözlerini Tüzün yazdı. Albümün prodüktörlüğünü de üstlenen Tüzün, o güne kadarki tarzının çok dışında bir çalışmaya imza atarak, bir hard rock albümü yapmıştı. "Hayat Buysa Ben Yokum"un Charles Richards tarafından çekilen klibi Fransız müzik kanalı MCM'de gösterildi. Tüzün, 1998 ve 2001 yıllarında 2 rock albümü yapmıştır.
2001–2005: Yine Yalnızım, Kırmızı
2001 Mart ayı içinde Bay Müzik' le anlaşarak "Yine Yalnızım" albümünü piyasaya sundu. 2002 yılında yapımcı olarak yine Arinna Müzik' le çalışmaya karar veren Tüzün, albümde yer alacak on şarkının da söz ve müziklerini hazırladı. "Yine Yalnızım" ile pop rock yaparak pop günlerine dönebileceğinin sinyallerini veren Tüzün, 2003 Mayıs ayı içinde piyasaya çıkan "Kırmızı" albümü ile bunu gerçekleştirdi. Albüm, "Kırmızı", "Şikayet", "Yediveren Gülü" ve "Peşindeyim" gibi hitler çıkardı. Albümde yer alan "Kırmızı", "Yediveren Gülü" ve "Hakikaten" şarkıları program yapımcısı Michael Kuyucu tarafından Yunancaya çevrildi.
"Kırmızı" albümüne 5 klip çeken ve bazı kliplerinin yönetmenliğini de üstlenen Tüzün, 2004 yaz aylarında ise çok daha farklı bir projeye imza attı. Türkiye'de ilk defa remikslerin, Yunanca versiyonların, video-kliplerin, klip arkası görüntülerinin ve sanatçıyla yapılmış bir röportajın yer aldığı, bir CD ve bir VCD'den oluşan Akdeniz müziği tarzındaki[3] "Kıpkırmızı" albümü Arinna Müzik tarafından piyasaya sunuldu. 2004 yılı sonunda nota kitabı olarak da yayınlanan "Kırmızı"’nın ardından, kızı Elaya’nın doğumu için albüm çalışmalarına bir süre ara veren Tüzün, 2005 Ekim ayında yine bir ilke imza attı. İlk tekli çalışması "Seviyorum, Seveceğim", Türkiye’de ilk kez internet üzerinden MP3 formatında satışa çıktı. Albüm satış rakamlarıyla dikkat çekmiştir.[4]
2005–2013: Eurovision, Aç Telefonu, Yaz Aşkı ve Saten
Sanatçı TRT tarafından, Atina'da düzenlenen 2006 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye adına yarışmak için seçildi.
2006 yılında Tüzün, 51. Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye'yi Atina’da temsil etti. Söz ve müziği kendisine ait olan "Süper Star" adlı şarkıyla dikkatleri çeken Tüzün, yarışmanın 11'incisi oldu. Eurovision'un ardından İsveç, Litvanya, Finlandiya ve Yunanistan'da konserler veren Tüzün ayrıca İngiltere, İspanya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'tan albüm teklifleri aldı. 2007 Mayıs ayında ilk sinema filmi "Çılgın Dersane Kampta"da rol aldı. 2008 Ocak ayında vizyona giren film büyük başarı elde etti.
2008 yılında "Aç Telefonu" ve "Yaz Aşkı" adlı şarkıları dijital platform üzerinden dinleyicileriyle paylaştı. "Aç Telefonu"nun sözleri Zeynep Talu, Zeynep Çetinsoy'a, bestesi Lionel Richie, Enrique Iglesias, Phil Collins ve Lil'Kim gibi dünyaca ünlü sanatçılarla çalışan Marcus Brosch'a, aranjesi de dünya çapında 46 platin ve 40 altın plak ödülü sahibi, N'Sync ve Backstreet Boys'la çalışmalar yapan Toni Cottura'ya aitti.
2010 Ekim ayında "Saten" albümünü piyasaya sundu. 2012 yılında Show TV'de yayınlanan Survivor Ünlüler-Gönüllüler'de yarıştı.
2013-günümüz: Tekliler, Müzikaller
2014 yılından 2019 yılına kadar aralıklarla tekliler yayınlamaya devam etti. 2015-2017 arasında Kraliyet Sanat Akademisi'nde müzikal tiyatro eğitimi aldı. 2017'de Zülfü Livaneli'nin aynı adlı romanından uyarlanan Mutluluk müzikalinde rol aldı.[5] Ağustos 2020'de Ankara Anlaşması ile Londra'ya yerleşti.[6]
Sibel Tüzün, müzik çalışmalarına şarkı yazarı, yorumcu ve yapımcı olarak devam etmektedir.
Doğum günü: Doğan Duru kimdir?

Doğan Duru (d. 29 Eylül 1973, İzmit), Türk müzisyen, Redd grubunun solisti, ritim gitaristi, söz yazarı, besteci ve tenor.
Üniversite öğrencisi iken kardeşi Güneş Duru ile kurdukları Invictus Band grubu ile uzun süre İstanbul'da çeşitli mekanlarda konserler verdi. 1996 yılında Berke Hatipoğlu ile Ten grubunu kurdu. Daha sonra, gruba Güneş Duru ve İlke Hatipoğlu'nun katılmasıyla grup çekirdek kadrosunu oluşturdu. Bu grupla 2002 yılına kadar İstanbul'da çeşitli barlarda sahne aldılar. Ten grubu, adını Redd olarak değiştirerek 2000-2004 yıllarında albüm için çalışmalara başladı.
Doğan Duru 1993-2000 yıllarında, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü'nde lisans ve yüksek lisans eğitimlerini tamamladı. Bu dönemlerde İtalya'dan gelen özel bir davet üzerine Milano'ya gitti ve opera eğitimini burada devam ettirdi. Scuola Musicale Di Milano'da bulunan, Scala Operası'ndan Carlos Del Bosco'la birlikte opera çalışmalarına devam etti. 2001 yılında Ripatransone Workshop çalışmalarına, konuk sanatçı olarak davet edildi ve bu orkestra ile İtalya'nın güney bölgesinde verdikleri konserlerde solist olarak Puccini aryalarını seslendirdi. 2002 yılında, İtalyan hükûmeti tarafından, özel yetenekli öğrencilere İtalyan hükûmeti tarafından verilen sanat bursuna hak kazandı. Guisseppe Verdi Konservatuvarı'nda opera ile ilgili araştırmalarını ve çalışmalarını sürdürdü. Bu dönemlerde Milano'da şan resiltalleri ve konserler verdi.
2002 Mart ayında Türkiye'ye dönen Doğan Duru İstanbul Operası'nın sınavlarını kazanıp İstanbul Operası'nın sözleşmeli sanatçısı oldu. Korolarda ve operalarda çeşitli roller alan Doğan Duru, 2002'de İstanbul Operası'ndan ayrıldı. 2002 yılında Temmuz ayında İspanya'da yapılan II. Uluslararası Malaga Jimena Festivali'ne davet edilen Duru, Malaga Pablo Ruiz Picasso orkestrası ve Coda Ensemble grubu ile orkestra şefliğini Andrés Rodrigo López'in yaptığı konserlerde solist sanatçı olarak sahne aldı. Burada Missa Brevis ve Mozart Requiem seçkin eserlerini seslendirdi.
Yönetmenliğini Tunca Yönder'in yaptığı, Kemalettin Tuğcu'ya ait iki ayrı dramanın film müziklerini yapan Doğan Duru. 1997 yılında, yönetmenliğini Mehmet Birkiye'nin yaptığı, Atilla Birkiye'nin yazdığı, Serdar Yalçın'ın bestelediği "Anlat Şehrazat" müzikalinde yaklaşık 1.5 yıl kadar oyunculuk ve şarkıcılık yaptı.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde bulunan Sanat ve Tasarım Fakültesi'nde, Sanat Eleştirisi, Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü'ndeki yüksek lisans eğitimini 2006 yılı eylül ayında popüler kültür üzerine yaptığı tez çalışması ile tamamlayan Doğan Duru,2007 yılında Sabancı Üniversite'sinde şan dersleri, 2008 - 2009 yılında da Aralık Derneği'nde de opera tarihi dersleri vermiştir.14 Ağustos 2008 tarihinde müzik yönetmenliğini Sabri Tuluğ Tırpan, denetmenliğini Işıl Kasapoğlu'nun yaptığı Rock on Broadway müzikalinde yer aldı.
1996'dan bu yana birlikte müzik yapan, 2005 yılında ilk albümleri olan 50/50'yi yayınlayan Redd grubu ile çalışmalarını sürdürmektedir. 50/50 (2005), Kirli Suyunda Parıltılar (2006), Plastik Çiçekler ve Böcek (2008), Gecenin Fişi Yok DVD (2008),Prensesin Uykusu (2010) ve Hayat Kaçık Bir Uykudur (2012), albümlerinde şarkı sözlerinin tamamı, müziklerin büyük bir bölümü Doğan Duru'ya aittir. 2011 yılında Fox TV'de yayınlanmaya başlayan Derin Sular dizisinin jenerik müziğinin besteleyen ve sözlerini yazan Doğan Duru, 2011 yılında da yönetmenliğini ve senaryosunu Cemil Ağacıkoğlu'nun yaptığı Eylül filminin müziklerini yapmıştır, bu film 6. Dadaş Film Festivali'nde en iyi film müziği dalında ödül kazanmıştır.
Bugün 29 Eylül. Bugün ayrıca Güneş Duru, Berke Üzrek, Orhan Ak, Melih Görgün ve Şahin Irmak'ın da doğum günü.
Comments