HaberciGazete
Feridun Çölgeçen, A.Şükrü Esmer, Sabahattin Selek, M.Hacıhasanoğlu, N.Rıza Ahıskan, Sevim Çağlayan

Bugün 19 Ocak. Sinemamızın unutulmaz karakter oyuncusu Feridun Çölgeçen, tarihçi yazar Ahmet Şükrü Esmer, tarihçi Sabahattin Selek, kasaba kültürünü edebiyata taşıyan yazar Muzaffer Hacıhasanoğlu, bestekâr Necmi Rıza Ahıskan ve ünlü sahne sanatçısı-aktrist Sevim Çağlayan'ın ölümlerinin yıldönümü.
BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla, sevgiyle anıyoruz.
Feridun Çölgeçen kimdir?

Doğum Tarihi10 Mayıs 1911Ölüm Tarihi19 Ocak 1978Doğum YeriİstanbulEğitim DurumuKonservatuvar
Cumhuriyetin ilk milletvekillerinden Sami Bey’in oğlu. Ankara Gazi Lisesi mezunu, Konservatuvar terk. 1935-37 arasında Almanya, Belçika ve Fransa’da tiyatro kurslarına gitti. Merkez Bankası’nda, DDY’d e çalıştı; Fransızca öğretmenliği, Konya Halkevi yönetmenliği yaptı. 1933’de Cici Berber (Muhsin Ertuğrul)’de yan rolle ilk kez kamera karşısına geçti. 1935’de Raşit Rıza topluluğunda Hedefsiz Buseler’le tiyatroda profesyonel oldu. Nejat Uygur T.’da oynadı. ABD’de 2 kez evlenip boşandı. 1957’de Avrupa’ya, oradan da ABD'ye gitti. 19.01.1978’de öldü. 20’si yabancı, 400’ün üzerinde film çevirdi.
Ahmet Şükrü Esmer kimdir?

Ahmet Şükrü Esmer 1893 yılında Kıbrıs'ta Magosa kentinde doğdu. Birinci Dünya Harbi sonrası Ahmet Emin Yalman, Tahsin Til ile birlikte Vatan gazetesini çıkardı (1923). Vakit gazetesi adına birinci dönem Lozan barış anlaşması görüşmelerini, Ahmet Cevdet, Hüseyin Cahit Yalçın, Velid Ebüzziya ile beraber takip etti. İkinci Dünya Harbi sırasında Amerika'da büyük elçilik yaptı. 1949-1950 yılları arasında Basın Yayın Genel Müdürlüğü de yapan Prof. Esmer, zamanın Ulus gazetesinde dış politika yazıları yazdı. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Dış Politika dersleri verdi. Bir dönem İstanbul milletvekilliği de yapmış olan siyaset tarihçisi yazar Prof. Ahmet Şükrü Esmer 1982 yılında vefat etti Avrupa'da Otomobil ile 9000 km. (1934), Siyasal Tarih (1939), Siyasi Tarih (1944), Siyasi Tarih: 1919-1939 (1953), Hindistan'da Gördüklerimiz (Kolektif -1953), Yeni Türkiye (T. Z. Tunaya, H.A. Yücel ile, 1959), Turkey and Her Neighbors (1964), Prof. Dr. Ahmet Şükrü Esmer|e Armağan (Kolektif, 1981), Olaylarla Türk Dış Politikası 1919-1995 (Kolektif -1996), Savaş İçinde Türk Diplomasisi 1939-1945 (1999)
Sabahattin Selek kimdir?

(d. 1921 Erbaa, Tokat) - (ö. 19 Ocak 1990, İstanbul), Türk yazar ve siyasetçi.
Tokat'a bağlı Erbaa ilçesinde 1921 yılında dünyaya gelen Selek, Erzincan Askeri Ortaokulu'nu, Bursa Askeri Lisesi'ni ve daha sonra da Kara Harp Okulu'nu bitirdi. Mezun olduktan bir süre sonra da subay olarak orduya katıldı. Ancak fazla uzun sürmeden 1944 yılında bu işinden ayrılarak 1947-50 döneminde Ant gazetesinde ve sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi'nin İşçi Bürosu'nda görev aldı. Ardından 1957 yılında Selek Yayınevi'ni kurdu. 27 Mayıs Darbesi sonrasında da Basın İlan Kurumu'nda kurucu genel müdür olarak göreve başladı. 1940'ların ikinci yarısında CHP İstanbul İl Başkanlığı bünyesinde işçi bürosu oluşturulmuştur. Başkanlığına CHP il örgütünden Dr. Rebii Barkın, genel sekreterliğine yine CHP örgütünden Sabahattin Selek getirilmiştir. Sabahattin Selek, 1966 yılında Anadolu İhtilali adındaki eseriyle Yunus Nadi Ödülü'nü kazandı. Daha sonra da 1973-77 yılları arasında CHP Ankara milletvekili olarak mecliste görev yaptı.
Eserleri
Anadolu İhtilali – 1963
İnönü'nün Hatıraları – 1969
Millî Mücadele – 1971
Muzaffer Hacıhasanoğlu kimdir?

(1924 – 19 Ocak 1985, İstanbul)
Türk öykü ve roman yazarı. Kasaba insanını konu alan öyküler yazmıştır.
Çankırı’da doğdu. 1948’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra çeşitli ilçelerde sıtma savaş hekimliği ve hükümet tabipliği yaptı. 1953’te İşçi Sigortaları Ankara Hastahanesi’nde asistanlığa başladı. 1958-1961 arasında Tosya Devlet Hastahanesi’nde iç hastalıkları uzmanı olarak çalıştı. Ayvalık ve Malatya’da çeşitli sağlık kuramlarındaki görevlerinden sonra Ankara’da serbest hekimlik yapmaya başladı.
Edebiyata 1943’te Büyük Doğu dergisinde Muzaffer Doluca imzasını kullandığı şiirlerle başladı. 1947’de Varlık dergisinde yayımladığı “Bir Fotoğraf Canlanıyor” adlı öyküsüyle dikkati çekti. Öykülerinde kasaba insanının bireysel sorunlarını, aile ve toplum ilişkilerindeki sağlıksız yönleri anlattı. Vatan, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde tefrika edilen “Kasaba Kadınları”, “Evlerde Sevgi Yoktu”, “Tadsız Dünya” ve “Emin Efendi” adlı romanlarım kitap olarak çıkarmadı. Romanlarında ve son yıllarda yazdığı öykülerde toplumsal sorunlara ağırlık verdi. 1979’da yayımladığı Eller adlı öykü kitabıyla 1980 TDK Öykü Ödülü’nü kazandı.
• YAPITLAR (başlıca): Bir Teşbih Tanesi, 1951; Bu Dağın Ardı, 1954; Eller, 1979; Atatürk Bakıyor Bize, 1981; Trenler Yine Gidiyor, 1982; Dağ Başındaki Ölü, 1984.
Necmi Rıza Ahıskan kimdir?

Rıza Necmi Ahıskan, Türk Sanat Müziği'nin kadife sesli, unutulmaz yorumcularındandır. Aynı zamanda bestecidir.
1915'te İstanbul'un ilçesi Bakırköy'de doğdu. İlkokulu Bakırköy Rüştüye Mektebi'nde okudu. Beşiktaş Şark Lisesi'nin orta bölümünden sonra Sultanahmet Ticaret Lisesi’ni bitirdi.
Sesinin güzelliği 8-9 yaşlarında ağaçlara çıkıp ezan okuduğunda farkedildi. Hafız Rıza Bey, Refik Fersan, Suphi Ziya Bey, Lemi Atlı, Refik Talat Alpman gibi devrinin ünlü hanende ve sazendelerinden dersler aldı. İstanbul Radyosu'nun açılışından itibaren, mikrofona okudu. 1938'de sesini radyodan duyup çok beğenen çok beğenen dönemin Münakalat Vekili (Haberleşme Bakanı) Ali Çetinkaya'nın ısrarıyla, Ankara Radyosu kadrosuna katıldı. 1941'de İstanbul Konservatuvarı İcra Heyeti Üyesi oldu. Bir yıl sonra sahne konserlerine başladı. 1943 yılında müziği ikinci plana alıp ticarete atıldı. Ancak İstanbul Radyosu'ndaki programlara katılıp zaman zaman da konserler verdi.
Özellikle "Ada Sahilleri" şarkısının yorumuyla unutulmazlar arasına giren Necmi rıza Ahıskan, 1994 yılında, 79 yaşında vefat etti.
2011'de TRT Arşiv Serisi'nden "Necmi Rıza Ahıskan'dan Seçmeler adlı bir albüm çıkarıldı.
Sevim Çağlayan kimdir?

Sevim Çağlayan, 9 Haziran 1934 tarihinde Konya’da doğdu. Esas adı Asıl adı Sevim Sivrikaya’dır. Babası üst düzey polis (Mustafa Avni Bey), annesi ev hanımıdır. Sevim, 18 kardeşin en sonuncusu, ama ilk onbeş kardeş daha bebekken ölür. 12 yaşında çok zengin ve kendisinden hayli büyük bir avukatla evlendirilir.
Çok küçük olduğu için bu evlilikten birşey anlamadığını söylüyor. Bu yüzden 12 artı bir kere evlendim diyor. 4 sene sonra boşanıp Ankara Radyosu’nun sınavlarına girer, kazanır. Ancak yaşı tutmadığı için iki sene kadro bekler. Tam dokuz yıl radyoda çalışır, ta ki en sevdiği ve 12 yıl evli kaldığı eşi Yılmaz Gündüz tarafından sahneye teşvik edilene kadar: ‘‘Ben sahneyi filan istemiyordum aslında. Yılmaz’la yeni evlenmiştik. Sevim, dedi. Biz bir geçim şekli seçmek zorundayız. Senin sahneye çıkman şart. Ben de istifamı verip İstanbul’daki Casablanca Gazinosu ile anlaştım.’’ Yılmaz Gündüz, karısının menajeri gibidir. Sahnelere bir yenilik getirmek gerektiğini, yalnızca kulağa değil göze de hitap etmenin önemini söyleyen hep odur.
Sevim Çağlayan, 1959 yılında sahnelere çıktığı günden itibaren olay olur. Ankara Göl Gazinosu’nda, istiridye kabuğundan sahneye çıktığında, üzerinde, vücudunun yalnızca kapatılması şart olan yerlerini kapatan transparan bir kostüm vardır. Bu kostüm yüzünden hem gazino kapatılır hem de Çağlayan, halkı tahrik ettiği gerekçesiyle karakolluk olur.
En parlak dönemi 1960-1965 arasıdır. Övündüğü özelliği ise solist altı çalışmaması: “İcabında evde peynir ekmek yedim, ama kariyerimi düşürmedim. Rahmetli Zeki Müren bile, bir tek sen benim altımda çalışmadın derdi.”
Şahane Kadın lakabının hikayesi ilginç: ‘‘Bir gün bir telefon geldi. Bir hayranım, ‘Şahane Hanım’la görüşebilir miyim’ dedi. Ben de sinirlendim, ‘şahane senin anandır’ deyip kapattım. Eşim Yılmaz Gündüz de, ‘neden kızıyorsun, ne kadar güzel bir isim, bundan sonra senin adın Şahane Kadın olsun’ dedi. Şimdi de Şahane Kadın demezlerse sinirleniyorum.’’
1965’te Türkiye sahnelerinden ayrılır, oğlunu okutmak üzere Almanya’ya gider. Oralarda 10 sene çalışır. Yurtdışı yıllarından sonra eski rüzgarı bulamaz ve yavaş yavaş şöhretten uzaklaşır. İki oğlu olur, vefatına kadar ikisiyle de görüşmedi, arayıp sormadıklarını söylüyor. Magic Life oteller zincirinin sahibi Dr. Atilla Kınay’ı hakiki oğlu bellemiş, onu çok seviyor.
Aralarında Prof. Dr. İlhan Bumin, milli basketbolcu Yılmaz Gündüz, müzisyen Cengiz Coşkuner, TBMM Başkanı Refik Koraltan, Altaylı futbolcu Necdet Tunca gibi ünlü isimlerin de olduğu, kimi resmi, kimi imam nikahlı tam 13 erkekle evlendi. Türk sanat müziği ve oyunculuk alanında da bilinen bir sanatçıdır.
Kedilerle arası her zaman çok iyi oldu. Küçükçekmece’den önce oturduğu Ataköy’de bahçede beslediği kırka yakın kedisi vardı. Çağlayan, komşuların kedilerden rahatsız olduklarını ve bir kısmının zehirlendiğini anlatır. Son zamanlarında bütün sevgisini evdeki Mercan’a vermiş.
1970’lerin başında Günaydın Gazetesi’nde yayınlanan ‘‘Killing’’ fotoromanı kısa sürede fenomene dönüşür. Yeşilçam bu fırsatı değerlendirmekte gecikmez ve bir sürü iskeletli film çeker. Sevim Çağlayan işte bu filmlerden birinde.
Sevim Çağlayan dördü resmi dokuzu imam nikahlı olmak üzere 13 kere evlendi. Zamanında “şahane kadın” olarak bilinen Çağlayan, 19 Ocak 2000 tarihinde vefat etti.
Filmleri Sokaktan Gelen Kadın – 1961 Sevenler Ölmez – 1963 Zennube – 1965 Ölmek Var Dönmek Yok – 1966 Hedef Ankara – 1966 Bir Garip Yolcu – 1972 Hayat Kadınları – 1978