
24 Ocak 2001, Türk milletinin hafızasına kazınan acı dolu bir gün… Diyarbakır’da görev yapan ve halkın gönlünde taht kurmuş Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ile birlikte şehit olan 5 koruma polisi, sadece bir saldırıya değil, bir değerler sistemine yapılan hain bir saldırının kurbanı oldular. Onlar, görevleri boyunca halkın huzuru, adaleti ve güvenliği için gece gündüz çalışan kahramanlardı.
Ali Gaffar Okkan, görev yaptığı her yerde sevgi ve saygıyla anılan, halka yakınlığı ve cesur duruşuyla tanınan bir emniyet müdürüydü. Diyarbakır halkı için yalnızca bir devlet görevlisi değil, bir abi, bir baba ve bir yol göstericiydi. Onun hayatı, halkla iç içe geçmiş, güvenlik teşkilatının halkla barışmasını ve bütünleşmesini sağlamak adına örnek bir liderlik hikayesi olmuştur. Ancak ne yazık ki bu kahramanlık öyküsü, hain bir saldırıyla son bulmuş, Türkiye’nin dört bir yanında derin bir yasa neden olmuştur.
Ali Gaffar Okkan’ın Görev Anlayışı ve Diyarbakır Halkıyla İlişkisi
1952 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde doğan Ali Gaffar Okkan, Emniyet Teşkilatı’nda kısa sürede fark yaratan isimlerden biri olmuştur. Diyarbakır Emniyet Müdürü olarak atandığında, şehirde terör olaylarının yoğun olduğu, toplumsal huzurun sarsıldığı bir dönem yaşanıyordu. Okkan, sadece terörle mücadele etmekle kalmadı, halkın güvenlik güçlerine duyduğu mesafeyi kaldırmak için çalıştı.
Onun en önemli özelliklerinden biri, halkla birebir ilişkiler kurması ve vatandaşların güvenini kazanmasıydı. Çocuklarla oyun oynayan, esnafla çay içen, düğünlere katılan, sokakta yoksullarla sohbet eden bir emniyet müdürüydü. Bu halkla iç içe olma hali, onu Diyarbakır’ın sevilen bir figürü haline getirdi. Özellikle kadınların toplumsal yaşama katılımını desteklemek, çocukları okula kazandırmak gibi projeleriyle adeta bir sosyal lider gibi çalıştı.
Halkla kurduğu bu güçlü bağ, yalnızca Diyarbakır’da değil, Türkiye genelinde örnek gösterildi. Ancak onun bu duruşu, terör örgütlerinin hedefi haline gelmesine neden oldu. Halkın sevgisini kazanan ve devletin adalet eli olarak çalışan bir lider, terörün karanlık yüzü tarafından susturulmak istendi.
24 Ocak 2001: Hain Saldırı
24 Ocak günü, Ali Gaffar Okkan ve ekibi, Diyarbakır’ın Sezai Karakoç Bulvarı’nda hain bir pusunun hedefi oldu. Görevden dönen ekibe kurulan tuzakta, Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 koruma polisi şehit düştü. Bu hain saldırı, yalnızca bir insanın ya da bir grubun değil, tüm Diyarbakır halkının kalbinde derin bir yara bıraktı.
Şehit düşen koruma polisleri; Sabri Kün, Mehmet Kamalı, Atilla Durmuş, Selahattin Baysoy ve Mehmet Sepetçi, Ali Gaffar Okkan’ın en yakınındaki kahramanlardı. Onlar, görevlerini canları pahasına yerine getirerek adeta milletin huzuru için kendilerini feda ettiler.
Şehitlerin Türk Milletindeki Yeri
Bu elim olayın ardından Türkiye, büyük bir yas tuttu. Ali Gaffar Okkan’ın cenazesi memleketi Sakarya’nın Hendek ilçesinde, binlerce kişinin katıldığı bir törenle uğurlandı. Cenaze töreni, halkın ona duyduğu sevgi ve minnetin adeta bir yansımasıydı. Diyarbakır’daki halk, saldırının ardından sokaklara dökülerek teröre karşı tepkisini dile getirdi.
Onun ismi, sayısız okul, cadde, sokak ve spor tesisine verildi. Bu, Türk milletinin kahramanlarını unutmayacağının, onları sonsuza dek kalbinde yaşatacağının bir göstergesiydi. Bugün hala her 24 Ocak’ta Türkiye’nin dört bir yanında Ali Gaffar Okkan ve onunla birlikte şehit düşen koruma polisleri rahmetle anılıyor.
Ali Gaffar Okkan’ın Türk Polisi İçin Örnek
Okkan, yalnızca bir emniyet müdürü olarak değil, aynı zamanda Türk Polisi için bir vizyoner olarak görülüyor. Onun görev anlayışı, halkla bütünleşmiş, sosyal sorunlara duyarlı, güvenlik ve adalet dengesini gözeten bir liderlik modelidir. Bu model, bugün hala birçok polis memuru için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Okkan’ın Diyarbakır halkı ile kurduğu ilişki, polis teşkilatının toplumla nasıl bir bağ kurması gerektiğine dair eşsiz bir örnektir. Bugün, onun adını taşıyan pek çok proje ve etkinlik, bu vizyonun yaşatıldığını göstermektedir.
Onları Unutmayacağız
Ali Gaffar Okkan ve 5 koruma polisinin şehit edilişi, Türk milletine bir kez daha birlik olma ve kahramanlarını unutmama sorumluluğunu hatırlattı. Onlar, vatan sevgisinin, fedakarlığın ve görev aşkının ne demek olduğunu kendi hayatlarıyla gösterdiler.
Bugün onların hatıralarını yaşatmak, Türk milletinin borcudur. Şehitlerimizin adını anmak ve gelecek nesillere aktarmak, teröre karşı verilen mücadelenin en anlamlı göstergelerinden biri olacaktır.
Ruhları şad, mekanları cennet olsun!
Kaynak: www.kuryeonline.com
Comments