top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

Özkan Uğur, Olcay Poyraz, Refik Saydam, Mehmet Akan, Güngör Dilmen




Bugün 8 Temmuz. Özkan Uğur, Olcay Poyraz, Refik Saydam, Mehmet Akan ve Güngör Dilmen'in ölüm yıldönümleri bugün.


BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygılarımızla, sevgilerimizle anıyoruz.


Olcay Poyraz kimdir?



 (18 Mart 1943, Adana - 8 Temmuz 2023), Türk oyuncu, yönetmen, çevirmen.

Olcay Poyraz Bertrand, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda yedi yıl piyano eğitiminden sonra sınavla tiyatro bölümüne geçti. 1964 yılında Devlet Tiyatrosu'na oyuncu olarak girdi. Devlet tiyatrolarında, Carlo Goldoni’nin "Yabanlar", Alejandro Casona’nın "Yedi Balkonlu Ev", Friedrich Dürrenmatt’ın "Yaşlı Bayanın Ziyareti", August Strindberg’in "Rüya Oyunu", Alan Jey Lerner’in "My Fair Lady" oyunlarında rol aldı.


1967 yılında Fransa’ya giden sanatçı, Odéon Tiyatrosunda, Tania Balachova’nın tiyatro kursuna devam etti. Aynı zamanda Arakelian’ın makyaj kursundan diploma aldı. Odeon Tiyatrosunda Jean-Louis Barrault’nun, Comédie Française’de Jean-Paul Roussillon’un, Villeurbanne’da Roger Planchon’un çalışmalarını yakından izleyen Olcay Poyraz, 1969’da Türkiye’ye döndüğünde Nezihe Meriç’in yedi kadın tipinden oluşan tek kişilik "Sular Aydınlanıyordu" piyesini iki sezon oynadı. Devlet Tiyatrolarında eser sahneye koyan Fransız rejisörlerden Roland Pietri ve Jean-Pierre Miquel’e asistanlık yaptı. Eric Westphal, Guy Foissy, Maurice Yendt, Vladimir Volkoff, Victor Haim, Agnès Jaoui, Jean-Pierre Bacri, Josiane Balasko, Catherine Anne, Christine Reverho, Sébastien Thiéry gibi Fransız çağdaş yazarların piyeslerini Türkçeye kazandırdı.

Jean Cocteau’nun monologlarından düzenlediği bir gösteriyi, Guy Foissy’nin “Soirées Bourgeoises”, René de Obaldia’nın “Deux Femmes pour un Fantôme” ve “La Baby Sitter” adlı eserlerini fransızca olarak Ankara Fransız Kültür Merkezi'nde oynadı. Yaşar Kemal’in üç hikayesinden oluşan "Anadolu'da Hasat" gösterisini, fransızca, önce Fransız büyükelçiliğinde, sonra Fransız Kültür Merkezleri'nde sergiledi ve 1998 yılında da, Cumhuriyetimizin 75. Yıl etkinlikleri arasında Paris’te “Théâtre de l’Ile Saint-Louis”de iki temsil yaptı.

1992 sonunda gittiği Kahire’de üç ay boyunca Hannager Tiyatrosu'nda tiyatro atölye çalışmaları yaptı. 1998-1999 eğitim yılında Üsküp Dram Akademisindeki Türk talebelere diksiyon ve fonetik dersleri verdi. Üsküp Türk Tiyatrosunda "Asiye Nasıl Kurtulur'u", 2005 yılında da Azerbaycan Yuğ Devlet Tiyatrosu'nda "Midas'ın Kulakları" adlı eseri sahneledi.

Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşan "Ben Nazım Hikmet" gösterisini fransızca olarak yine Paris’de “Maison de la Poésie-Théâtre Molière”de oynadı Aynı yıl Paris’de Studio Théâtre’da ve Brüksel’de tekrarladı. Gösterinin türkçesini 2004 Haziranında Azerbaycan’da gerçekleştirdi. 2005'te Ankara’da ve Karadeniz turnesinde ve İzmir ve İstanbul'da da oynadı.

2005 Nisanında Ankara Müzik Festivalinde oynanan Eric Westphal’ın "Sizlerle Mozart" piyesini çevirdi ve sahneledi.

Sanatçı 1988 yılından bu yana Sevda - Cenap And Müzik Vakfı'nda yönetim kurulu üyeliği yapmaktadır.

TRT televizyonunda 1970'li ve 1980'li yıllarda pek çok yabancı dizi ve filmde ünlü başrol oyuncularını seslendirmiştir. Ayrıca TRT radyolarında Radyo Tiyatrosu ve Arkası Yarın gibi programlarda görev yapmıştır.


Olcay Poyraz’ın görev aldığı bazı oyunlar şöyle:

Yabanlar, Yaşlı Hanımın Ziyareti, Rüya Oyunu, Peter Pan, Yedi Balkonlu Ev, Ayakta Durmak İstiyorum, Keziban, Bizim Şehir, My Fair Lady, Sular Aydınlanıyordu (Durup Dinledi Birkaçı), Finten, Cadı Kazanı, Chaillot’daki Deli, Yanlışlık, Bozkır Güzellemesi, İnsandan Kaçan, Yarın 2000, Yerma, Hüzzam, Yüz Yüze, Ruhlar Gelirse, Bağış, Yıldızcı Kral ile Akıllı Soytarı, Köprüdeki Adam, Canlı Yayın, Tiyatro Makinası, Beklenmedik Ziyaret.


Özkan Uğur kimdir?


(17 Ekim 1953, İstanbul - 8 Temmuz 2023, İstanbul), MFÖ grubunun üyesi, müzisyen, sinema ve dizi oyuncusu.

17 Ekim 1953'te İstanbul'da doğdu. Babası Osman Hurşit Bey, annesi Nahide Hanım'dır. Kardeşleri Fuat Uğur, Tarık Uğur, Atilla Uğur ve Tuncay Uğur'dur. Özkan Uğur'un babası Şehir Hatları'nda çarkçıbaşı olarak çalışmaktaydı.[3] Ailenin beşinci çocuğu olan Uğur, Reşat Nuri Güntekin İlkokulunda okurken mandolin ile tanışır. Fenerbahçe Lisesi'nde okurken müzik sevdası ağır basar. İlk olarak "Atomikler" adında amatör bir grup kurup, dönemin popüler şarkılarını yorumladılar.

Müzik hayatı

MFÖ Ankara konserinde: Soldan sağa Özkan Uğur, Mazhar Alanson, Fuat Güner.

Müzik hayatına 1970 yılında birçok ünlü ismin de zaman zaman yer aldığı Şerif Yüzbaşıoğlu Orkestrası'nda başladı. 1971 yılında Kızıltoprak'ta tanıştığı Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile ilk grubu Kaygısızlar'la profesyonel bas gitaristliğe başladı. O dönem Sadık Kuyaş da grupta bas gitaristlik yapmaktaydı. Bir süre beraber çaldıktan sonra Kuyaş gruptan ayrıldı ve Uğur grubun tek bas gitaristi oldu.

Kaygısızlar'ın dağılmasından sonra 1972 yılında Barış Manço'nun kendisine eşlik etmesi için kurduğu rock grubu Kurtalan Ekspres adlı grubun ilk kadrosunda yer aldı ve Ankara Dedeman'daki ilk konserde yer aldı. İlk plaklarından sonra Barış Manço askere gitti. Grup bir süreliğine dağılınca Özkan Uğur, Aydın Çakuş ve Nur Yenal ile birlikte Ter grubunu kurdu. Grup, o dönem kendi grubunu dağıtmış Erkin Koray ile birleşti ve 1972 yılında "Hor Görme Garibi / Züleyha" 45'liğini çıkardı.

Barış Manço'nun askerden dönmesiyle Özkan Uğur tekrar Kurtalan Ekspres'e döndü. 1973-1974 yılları arasında bu grupla çalıştı. 2 plak kaydında yer aldı. 1974 yılında gruptan ayrıldıktan sonra bu dönemden eski arkadaşları Mazhar - Fuat'ın hazırladığı stüdyo albümünde de bas çaldı. Kurtalan Ekspres'e 1976 yılında kısa süreli bas gitarist, 1978'de bir Anadolu turnesi için de gitarist olarak grupta yer aldı.

1974 yılında Kurtalan Ekspres'ten arkadaşı Murat Ses ile bir süre Edip Akbayram'ın Dostlar Orkestrası'nda yer aldı. Ancak müzikal anlaşmazlıklardan dolayı ayrıldı. Anadolu Rock'ın başka bir ünlü ismi olan Ersen ve Dadaşlar grubuna Taner Öngür'ün yerine bas gitara geçti. Üç 45'likten sonra dönemin siyasi koşulları nedeniyle Ersen Dinleten ile Dadaşlar'ın yolları ayrıldı. Özkan Uğur bir süre daha Dadaşlar'da kaldı ve Selda Bağcan ile "Selda ve Dadaşlar" adıyla çıkan Türkülerimiz LP'sinde bas gitar çaldı. 1976 yılında Seyhan Karabay ve Kardaşlar grubunun bir 45'liğinde yer aldı.

1976'da yine Fuat Güner ve Mazhar Alanson ile İpucu Beşlisi'ne geçti. Bir 45'lik yayımlayıp, Seyyal Taner ile çalıştılar. Grubun dağılmasıyla 1978 yılında Galip Boransu ve Cengiz Teoman ile Grup Karma'yı kurdu. Bu grup ile katıldıkları 1978 Türkiye Eurovision elemelerinde bestesi Galip Boransu'ya ait "İmkansız" adlı şarkıyla 4. olmuştur.

MFÖ yılları

1980'lerin başında Özkan Uğur, Mazhar Alanson ve Fuat Güner, ünlü isimlerin de arkasında çalıp para biriktirdiler. Özkan Uğur, 1980-1983 tarihleri arasında Fuat Güner ile birlikte Ferhan Şensoy'un "Şahları da Vururlar" ve "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı" adlı oyunlarında müzisyen ve oyuncu olarak yer aldı.

1984 yılında MFÖ olarak ilk albümleri Ele Güne Karşı Yapayalnız ile şöhreti yakaladılar. 1985 yılında Diday Diday Day ve 1988 yılında Sufi şarkısı ile olmak üzere iki kez Türkiye'yi Eurovision'da temsil etmiştir.

Özkan Uğur, MFÖ'de bas gitar çalarken, aynı anda vokalleri tenor ses rengi ile başarıyla icra etmektedir. Ayrıca sanatçının hiçbir anlama gelmeyen sözlerle yaptığı şarkılar bulunmaktadır. Yayınladıkları birçok şarkıda besteciliğiyle dikkat çekti. "Lay Lili Lili Lay", "Mecburen", "No Problem", "New York Sokaklarında" gibi şarkıların bestesinde yer almış, "Hep Aynı" şarkısının bas performansıyla dikkat çekmiştir. "Bazen", "Amanın Aman", "O Neydi O" gibi bestelerinin vokalinde de yer almıştır. "Ali Desidero" ve "İdare Edip Gidiyoruz" şarkılarında ses rengini değiştirerek vokalle düet yapmıştır.

Solo kariyeri

Özkan Uğur, grup üyeleri içinde solo albüme sahip olmayan tek sanatçıdır. İlk yayınladığı solo şarkı Karışık Pizza filminin müziği "Maksat Muhabbet Olsun"dur. G.O.R.A. filmi için yazdığı "Olduramadım" da kendisinin bir klibe de sahip olan ikinci şarkısıdır.

Özkan Uğur müzik dünyasında birçok ismin albümlerinde vokallerde yer almıştır. Bunlardan bazı örnekler Sezen Aksu, Hakan Peker, Burak Kut, Demet Sağıroğlu, Tarkan, Aşkın Nur Yengi, Nev, Yavuz Çetin, Baba Zula, Ayhan Sicimoğlu, Asya'dır. Sezen Aksu'nun "Dert Faslı" şarkısının bestecilerinden biridir. Ayşegül Aldinç'in "Bir Kız", "Ne Güzel", "Nenni" isimli parçalarının müzikleriyle, Sertab Erener'in "Kera" ve Yavuz Çetin'in "Fanki Tonki Zonki" parçalarının sözleri de ona aittir. En son 2016 yılında DMC'den "Aynada" single'ını çıkartmıştır.

Bas gitarı

İlk yıllarında kendi bas gitarını yapmaya çalışan Özkan Uğur'a Fender Jazz Bass gitarı kendisine Barış Manço tarafından hediye edilmiştir. Perdesiz bas da çalan Özkan Uğur, İngiliz Wal marka bir perdesiz basa sahipti. Bir röportajında "Hayatım onunla (Fender Jazz) geçti, milyarlar verseler de satmam. Bir kez konser için enstrümanları taşırken yere düşmüştü. Fark etmemişiz. Araba geri geri giderken az daha gitarımı paramparça ediyordu. Allahıma şükürler olsun ki sadece kutusu ezildi." demiştir

Oyunculuk hayatı

1996 yılında Yavuz Turgul'un yönettiği, Şener Şen ve Uğur Yücel'in başrollerini paylaştığı Eşkıya filminde rol almıştır. 1998-2001 yılları arasında atv'de yayınlanan İkinci Bahar dizisinde zabıta Şecaattin rolünde oynamıştır. atv'de yayınlanan Ağırlığınca Altın yarışmasını sunmuştur. Komser Şekspir filminde oynamıştır. atv'de yayınlanmış olan Yeter Anne dizisinde anne rolündeki Suna Pekuysal'ın oğlunu canlandırmıştır. Show TV'de yayımlanan Alacakaranlık adlı dizide Bedir Büyükdereci rolünü canlandırmıştır. Cennet Mahallesi dizisinde Beter Ali rolünü canlandırmıştır. G.O.R.A. filminde Garavel rolünde oynamıştır. A.R.O.G. filminde ise Dimi rolünde oynamıştır.

2009 yapımı olan Yahşi Batı filminde de Kızılderili şefi Kızılkayalar rolüyle beyazperdede Cem Yılmaz'a eşlik etmiştir. 2010 yılında yayımlanmaya başlayan Türk Malı dizisinde oynamıştır. 2014 yılında Pek Yakında filminde Ejder rolüyle beyazperdeye bir kez daha çıkmıştır. 2019 yılında Karakomik Filmler: Kaçamak'ta İbrahim, 2020 yılındaysa Karakomik Filmler 2: Deli'de Tuncay Uğurlu karakterine hayat vermiştir.

Kişisel hayatı

Özkan Uğur 1989 yılından ölümüne kadar, Aysun Aslan Uğur ile evli kaldı. Çiftin "Alişan" isminde bir oğulları bulunmaktadır.

Hastalığı ve ölümü

2010 yılında yakalandığı lenf kanserini atlatan Uğur, 2020 yılında tekrar kanser tedavisi görmeye başladı. 2023 yılında yaklaşık iki buçuk ay yoğun bakım ünitesinde takip ve tedavi edilen Uğur'un, uygulanan tedaviler sonucu lenfoma hastalığı gerilemeye başlamıştı. Ancak takiplerinde akciğerinde oluşan farklı problemler nedeniyle vücudu tedavilere yeterli yanıt oluşturamamaya başladı. 8 Temmuz 2023'te tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Özkan Uğur için Atatürk Kültür Merkezi'nde bir tören düzenlendi. Cenaze namazı Taksim Camisi'nde kılındıktan sonra Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

Diskografisi

Barış Manço & Kurtalan Ekspres

  • 1972: Ölüm Allah'ın Emri / Gamzedeyim Deva Bulmam

  • 1973: Lambaya Püf De / Kalk Gidelim Küheylan

  • 1973: Gönül Dağı / Hey Koca Topçu

  • 1974: Nazar Eyle / Gülme Ha Gülme

Rıfat Öncel & Kurtalan Ekspres

  • 1973: Zeynebim / Dosta Bizden Selam Olsun

Erkin Koray & Ter

  • 1972: Hor Görme Garibi / Züleyha

Mazhar - Fuat

  • 1974: Türküz Türkü Çağırırız (LP)

Edip Akbayram & Dostlar

  • 1974: Garip / Kaşların Karasına

Ersen & Dadaşlar

  • 1975: Dostlar Merhaba / Ne Sevdiğin Belli Ne Sevmediğin

  • 1975: Gafil Gezme Şaşkın / Güzele Bak Güzele

  • 1976: Ekmek Parası / Zalim

Selda & Dadaşlar

  • 1976: Türkülerimiz (LP)

Seyhan Karabay & Kardaşlar

  • 1976: Kan Davası / Dam Üstünde Çul Serer

İpucu Beşlisi

  • 1976: Heyecanlı / Hop Otur Hop Kalk

Grup Karma

  • 1978: İmkansız / Mutlu Mu Gülenler

MFÖ

Solo şarkılar



Refik Saydam kimdir?



Türkiye Cumhuriyeti’nin 4. Başbakanı olan devlet adamı.


İbrahim Refik Saydam, 8 Eylül 1881 tarihinde İstanbul’un Fatih ilçesinde, Çırçır Mahallesi’nde dünyaya geldi. Mahalle mektebinin ardından Fatih Askeri Rüştiyesi’ne (1892) ve İstanbul Kuleli Askeri İdadisi’ne (1896) girdi.


Askeri Tıbbiyeyi Doktor Yüzbaşı olarak 22 Ekim 1905 günü bitiren Refik Bey, üç yıl Gülhane Askerî Tıp Akademisi’nde Embriyoloji ve Histoloji bölümlerinde çalıştı. 1910 yılında eğitim için yurt dışına gitti. Almanya’da Berlin askeri tıp akademisinde Brandenburg, Danzig, Spandou ve Scharite’te eğitim gördü. Balkan Savaşı’nın çıkacağı belli olunca İstanbul’a döndü (1912).


Balkan Savaşı Yılları


Balkan Savaşı’nda Antalya’da ve Çatalca cephesinde Kolera hastalığını önleyici çalışmalar yaptı. 1914’te atandığı sahra genel sağlık müfettiş muavinliği sırasında bakteriyoloji enstitüsünü örgütleyerek tifo, dizanteri, veba ve kolera aşılarının, tetanos ve dizanteri serumlarının burada üretilmesini ve I. Dünya Savaşı boyunca ordu ihtiyacının karşılanmasını sağladı. Salgın hastalıklarla mücadelesini Hasankale’de cephe hizmetinde sürdürdü.


Tifüse karşı hazırladığı aşı tıp literatürüne geçti ve I. Dünya Savaşı’nda Alman ordusunda ve Kurtuluş Savaşı’nda kullanıldı.


Milli Mücadele’ye Katılması


1919’da 9. Kolordu sağlık müfettişi muavinliği görevi ile Mustafa Kemal’in yanında Samsun’a çıkan Refik Bey Erzurum’da Mustafa Kemal’in karargâhı dağıtıldıktan sonra Erzurum askeri hastanesi bulaşıcı hastalıklar servisi şefliğine atandı. Fakat bu görevi kabul etmeyerek ordudan ayrıldı. Erzurum ve Sivas kongrelerinin çalışmalarına katıldı.


Siyaset Yaşamı


1920’de TBMM’ye Doğubeyazit milletvekili ve Milli Savunma Vekaletine bağlı Sıhhiye Dairesi Başkanı olarak girdi. İkinci dönemden başlayarak üyeliğini İstanbul milletvekili olarak sürdürdü. Aynı yıl Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı (Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili) seçildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sağlık bakanı olan Refik Bey, 14 yıl sürecek olan bu görevinde sağlık hizmetlerinin temellerini attı. 1924’de Ankara’da ve daha sonra Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve diğer birçok ilde memleket hastaneleri, doğum ve çocuk bakımevleri açtı. Ayrıca bu konuda eleman yetiştirilmesine önem vererek sağlık kursları, tıp öğrenci yurtları 1928’de Hıfzısıhha Enstitüsünü ve Mektebini, İstanbul ve Ankara’da verem savaş dispanserlerini kurdu.


Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk kendisine Saydam soyadını verdi. 1931- 1938 yıllarında zaman zaman Eğitim ve Maliye Bakanlıklarına vekaleten bakan Refik Saydam, Atatürk’ün ölümünden sonra içişleri bakanlığı, CHP genel sekreterliği ve 15 yıl Kızılay Başkanlığı yaptı.


1939-1942 yılları arasında başbakan iken, sağlık konusuna ayrıca önem verem Refik Saydam “Devlet idaresi A’dan Z’ye bozuktur, düzeltmek ister” diyerek devlet yönetiminde köklü bir reform taraftarı olduğunu dile getirmişti. 8 Temmuz 1942’de İstanbul’un besin sorununun düzenlenmesi için yaptığı inceleme gezisinden sonra Pera Palas Oteli’ndeki mütevazi odasında hayatını kaybetti. Mezarı Cebeci Asri Mezarlığı’ndadır.


Dr. Refik Saydam’ın herhangi bir tıp adamı hatta sağlık bakanından daha farklı bir yanı olduğunu şu icraatı gösterir; Nazi Almanyası’nın dışladığı ünlü çocuk doktoru Prof. Dr. Albert Eckstein ve eşi Dr. Erna sığınacakları yer olarak 1935’te Ankara’yı buldular. Sağlık bakanı Refik Saydam kendilerini bekliyordu ve hemen ertesi gün hararetle bakanlıkta kabul etti; Eckstein’in Numune Hastanesi’ndeki görevi dışında kendisinden asıl beklenen ülkenin sağlık envanterinin çıkartılmasıydı. Dr. Eckstein bu ek görevi heyecanla kabul etti. İki yıl süren örneklem yöntemiyle seçilmiş yüzlerce köydeki tarama ve anketleri çok ilginç sonuçlar getirir.


Arnold Reissman’ın kaleme aldığı ve İş Bankası tarafından yayınlanan Gül Çağalı Güven’in çevirdiği kitapta bu ilginç araştırmayı ve sonuçlarını görürüz. Karşımızda elbette bir Batı Avrupa ülkesi yoktur; Dr. Eckstein’in buradayken tedavi edip tıp literatürüne kattığı “noma” gibi kangrenli bir çocuk hastalığı da vardır. Lakin üçüncü dünya ülkeleri ile karşılaştırılamayacak bir yapı da görülmektedir. Refik Saydam hayali bir kendini beğenmişlik veya ezbere bir bedbinlikle değil, araştırmaya dayalı politikalarla Türkiye’nin sağlık sorunlarını çözmeye yönelen bir öncü olduğunu göstermiştir.



Mehmet Akan kimdir?




“Bizimkiler” dizisindeki apartman yöneticisi Sabri Bey rolü ile tanındı. Mehmet Akan, tiyatro ve sinema dizi oyuncusu, yönetmen, koreograf, folklorcu ve yazardır.


Mehmet Akan, 5 Aralık 1939 tarihinde Şanlıurfa, Birecik’de doğmuştur. Ortaokulu Birecik’te, liseyi Haydarpaşa Lisesi’nde okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde 4. sınıfa kadar okuyup okulu terk etti



Üniversitede okurken tiyatro ile ilgilendi, o sırada “Genç Oyuncular”la tanıştı. İlk oyunları olan Ayyar Hamza’yı görür görmez çarpıldı. Ergun Köknar‘ı buldu ve kendisini de aralarına almalarını söyledi, çalıan takip ettiği Genç Oyuncular topluluğuna 1959 yılında katıldı. İlk yazarlık denemelerini burada gerçekleştirdi. Aynı yıllarda Devrim Ocakları Halk Oyunları topluluğunda da halk dansları çalışmalarını sürdürdü.


1962 yılında Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu’nda profesyonel olarak tiyatro oyunculuğuna başladı. Mehmet Akan, daha sonra Ulvi Uraz Tiyatrosu’na geçti. Daha sonra 1969 yılında altı arkadaşıyla Dostlar Tiyatrosu‘nun kuruluş aşamasında yer alarak sonra bu tiyatronun çeşitli oyunlarında oyunculuk, yönetmenlik ve koregraflık yapmıştır. Ayrıca Ankara Sanat Tiyatrosu ve İstanbul Devlet Tiyatrosu‘nda konuk oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Tiyatronun gençlere yönelik kurs, koro vb. çalışmalarında yöneticilik yaptı.


Mehmet Akan, bu tiyatroya bağlı olarak HASAD‘ı kurmuş, bu topluluk ile birlikte halk danslarımızdan yola çıkarak çağdaş bir dans yaratma yolunda önemli adımlar atmıştır. Bu toplulukta tanıştığı dansçı Alev Akçin ile evlenmiştir. Çiftin 1981 yılında bir kızı olmuştur.


1974 yılında Çekoslovakya’da Keşanlı Ali Destanı’nın koreografisini yaptı.



Yazdığı en önemli oyunlardan olan “Hikaye-i Mahmud Bedreddin”, önce Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, daha sonra İstanbul Devlet Tiyatroları’nda sahnelenmiştir.


Mehmet Akan, uzun yıllar ¨Bizimkiler¨ dizisinde apartman yöneticisi “Sabri Bey” rolünde oynadı. 1989-2002 yılları arasında 13 yıl kesintisiz olarak yayınlanan “Bizimkiler” adlı dizide apartman yöneticisi “Sabri Bey” karakterini canlandırırken; Erdal Özyağcılar, Savaş Dinçel, Ayşe Kökçü, Ercan Yazgan, Uğurtan Sayıner, Atılay Uluışık, Aykut Oray, Salih Kalyon, Selçuk Uluergüven, Ali Uyandıran, Rutkay Aziz, Buket Dereoğlu, Cihat Tamer, Engin Şenkan, Güzin Özipek, Kemal İnci, Meral Çetinkaya, Dursun Ali Sarıoğlu, Arif Erkin Güzelbeyoğlu, Cezmi Baskın, Zihni Göktay, gibi oyuncularla birlikte rol aldı.


Yönetmen de olan Akan, “Kadının Adı Yok”, “Bir İstanbul Masalı”, “Gramofon Avrat”, “Bez Bebek”, “Yazlıkçılar”, “Yıldızların Altında”, “Yeter Anne”, “Büyük Umutlar” ve “Aşk Oyunu” gibi birçok dizi ve filmde de rol aldı.



Mehmet Akan, Alev Akçin ile evlendi. Şirvan Akan adında 1981 doğumlu bir kızı vardır.


Mehmet Akan, Samuel Beckett‘in yazmış olduğu “Oyun Sonu” adlı eserin, Dostlar Tiyatrosu’nda provalarındayken, midesindeki bir kütlenin alınması amacıyla ameliyat olmak üzere hastaneye yatmıştır. Ameliyattan sonra kanama geçirerek Okmeydanı SSK Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etmiştir.


Mehmet Akan, 8 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul’da 67 yaşında ölmüştür.


Yönettiği Tiyatro Oyunları :

Zilli Zarife (Yazarı: Haldun Taner)- Gülriz Sururi – Engin Cezzar Tiyatrosu

Ham Hum Şaralop (Yazarı: Mehmet Akan)- Ulvi Uraz Tiyatrosu


Oynadığı Tiyatro Oyunları :

Ayyar Hamza

Kokona Yatıyor

Keloğlan

Büyücü Oyunu

Akçagüler ile Karagülmez 1962

Ham Hum Şaralop 1968

Analık Davası 1972

Kervan

Vatandaş Oyunu

Aklın Oyunu

Midasın Kulakları

Othello

Direkler Arasında

Ferhat ile şirin

Teneke

Zilli zarife

Tavtati Kütüpati

Çürük elma

Kiraz çiçek açıyor Aykırı dal üstüne 1961

Histeri

Buruk Ezgi

Yaz

Galileo Galilei

Kafkas Tebeşir Dairesi

Bitmeyen Kavga

Ezenler Ezilenler Başkaldıranlar

Düşmanlar

Alpagut Olayı

Azizname

Keşanlı Ali Destanı

Soruşturma

Havana Duruşması

Rosenbergler Ölmemeli

Hikâye-i Mahmut Bedrettin


Filmleri ve Dizileri:

Oyuncu :

2004 – Büyük Umutlar (Celal) (TV Dizisi)

2004 – 24 Saat (Bölüm Oyuncusu) (TV Dizisi)

2003 – Bir İstanbul Masalı (Necatinin Babası) (TV Dizisi)

2002 – Yıldızların Altında (Şeref) (TV Dizisi)

2002 – Yeter Anne (Kenan) (TV Dizisi)

2002 – Gönderilmemiş Mektuplar (Sinema Filmi)

2001 – Tatlı Hayat (İsmail Güler) (TV Dizisi)

1999 – Duruşma (Gazeete Okuyan Adam) (Sinema Filmi)

1995 – Oğlum Adam Olacak (Garson/Polis/Rejisör/Müdür) (TV Dizisi)

1993 – Yazlıkçılar (Ümran) (TV Dizisi)

1991 – Kurt Kanunu (Sinema Filmi)

1989 – Tiyatro Belgeseli (Sinema Filmi)

1989 – Cahide (TV Dizisi)

1989 – 2002 – Bizimkiler (Sabri (Yönetici)) (TV Dizisi)

1988 – Yansıma (Sinema Filmi)

1988 – Melodram (Sinema Filmi)

1988 – Keşanlı Ali Destanı (Derviş Dayı) (TV Dizisi)

1987 – Kadının Adı Yok (Işık’ın Babası) (Sinema Filmi)

1987 – Gramofon Avrat (İsmail) (Sinema Filmi)

1987 – Elif Ana – Ayşe Kız (TV Dizisi)

1987 – Bez Bebek (Recep) (Sinema Filmi)

1986 – Teyzem (Recep (Üvey Baba)) (Sinema Filmi)

1986 – Asiye Nasıl Kurtulur (Fabrika Sahibi) (Sinema Filmi)

1986 – Aaahhh Belinda (Sinema Filmi)


Müzik ekibi :

1987 – Gramofon Avrat (Kareografi) (Sinema Filmi)

1964 – Keşanlı Ali Destanı (Dans) (Sinema Filmi)

1964 – Keşanlı Ali Destanı (Türküler) (Sinema Filmi)


Güngör Dilmen kimdir?



1920 yılında Tekirdağ’da dünyaya geldi. 8 Temmuz 2012 günü hayatını kaybetti. Tam adı Güngör Dilmen Kalyoncu’dur. 1960 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü’nden mezun oldu. ABD’de Seattle Üniversitesi’nde oyun yazarlığı ve ışıklandırma teknikleri eğitimi gördü. Yurda döndükten sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda başrejisör yardımcısı ve dramaturg, ardından 1967-1968 yıllarında İstanbul radyosu tiyatro şubesi metinler servis şefi olarak çalıştı. Daha sonra İngiltere Durham Üniversitesi Doğu Araştırmaları Okulu’nda Türkçe okutmanlığı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde öğretim görevliliği yaptı. Tekrar Şehir Tiyatroları’na döndü. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Buradan 1955 yılında emekliye ayrıldı. Güngör Dilmen, Tiyatro Yazarları Derneği üyesiydi.




İlk şiiri 1956 yılında Yücel dergisinde çıktı. 1959 yılında Sinema ve Tiyatro dergisi tarafından açılan bir perdelik oyun yarışmasında Midas’ın Kulakları adlı oyunu ile ödül kazanması ile oyun yazarı olarak adını duyurdu. Yunan tragedyaları biçiminde, korolu ve manzum olarak kaleme aldığı bu oyunuyla, çağdaş Türk tiyatrosuna kültür mirasından faydalanan yenilikçi bir anlayış getirmiş olduğu kabul edildi.


Güngör Dilmen, şiirsel bir dil ile simgeci bir anlatıma yöneldi. Klasik Yunan tragedyasının öğelerini ve kuruluş özelliklerini çağdaş biz özü aktarmada ustaca kullandı; dramatik bir oyun yapısı kurarak, Antik Yunan tiyatrosunun koro ve dans öğelerine başvurdu. Sahnelenen oyunlarının bir bölümü basılmadı. Midas’ın Kulakları, F. Tüzün’ün müziği ile iki perdelik opera haline getirildi. Bu oyun 1978 yılında İstanbul’da sahneye konuldu. Güngör Dilmen’in Kurban adlı oyunu ise müziksiz bale olarak Sait Sökmen tarafından sahnelendi. 1991 yılında Ben, Anadolu isimli oyunu ise T. S. Halman tarafından İngilizce diline çevrildi.


Güngör Dilmen, Sinema ve Tiyatro dergisinin 1959 yılında açtığı oyun yarışmasında Midas’ın Kulakları ile birincilik ödülünü, Canlı Maymun Lokantası ile Halk Evleri Genel Merkezi’nin 1965 yılı Şinasi Efendi Tiyatro Ödülünü, Kuban Oyunu ile 1967 İlhan İskender Armağanı’nı kazandı. 1969-1970 Yunus Nadi Senaryo Yarışması’nda birinciliği Oktay Arayıcı ile paylaştı. Midas’ın Kördüğümü adlı oyunu ile Türk Dil Kurumu 1977 ödülünü, Deli Dumrul ile 1979 Muhsin Ertuğrul ödülünü, Ben, Anadolu ile 1984 yılında Uluslararası Endüstri ve Ticaret Bankası oyun yarışması birinciliği ve 1986 Ulvi Araz Tiyatro Ödülü’nü kazandı.


ESERLERİ


Ayak Parmakları (1960), Avcı Karkap (1960), Canlı Maymun Lokantası (1964), Midas’ın Kulakları (1965), Kurban (1967), Bağdat Hatun (1982), Deli Dumrul (1982, Akad’ın Yayı ile birlikte), Ak Tanrılar (1983), Hasan Sabbah (1983)


TİYATRO OYUNLARI


Galile’nin Günahları, Osmanlı Dram Kumpanyası, Hakimiyeti Milliye, Aş Evi, Kurban, Aşkımız Aksarayın En Büyük Yangını, Ben Anadolu, Bağdat Hatun, Deli Dumrul, Midas’ın Kulakları, Midas’ın Kör Düğümü, Akad’ın Yay, Troya İçinde Vurdular Beni.


83 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page