top of page
  • Yazarın fotoğrafıHaberciGazete

'Sansür Yasası'na tepkiler sürüyor



VEKİL ZEYBEK:GERÇEKLERİ SUSTURAMAZSINIZ ELBET HESAP VERECEKSİNİZ!



CHP Antalya Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Rafet Zeybek, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 29’uncu maddesi üzerine Genel Kurulda yaptığı konuşmada teklif sahibi AKP'yi sert sözlerle eleştirdi. CHP'li Zeybek’in konuşmasının detayları şu şekilde;


ZORBA YASA İLE BİZLERİ KORKUTAMAZSINIZ


“Ülkemizin çok ağır sorunları var; çok ağır demokrasi sorunu var, çok ağır ekonomi sorunu var, çok ağır hukuk sorunu var, çok ağır eğitim sorunu var, çok ağır toplumsal barış sorunu var. Gönül isterdi ki bu Meclis, bu ülkenin bu ağır sorunlarıyla ilgili çözümlerle uğraşsın. Ama maalesef Meclisi, bu sorunları dile getirenleri baskı altına almak, susturmak, sindirmek istiyorsunuz. Bu, Meclisin saygınlığına büyük bir gölge düşürmüştür.Bu zorba yasayla eğer bizi korkutacağınızı, bizi bastıracağınızı düşünüyorsanız biz korkmayız. Biz, bu ülkenin gerçeklerini dile getirme uğruna önümüze gelen bütün engelleri yıkar geçeriz. Öyle baskılara boyun eğecek değiliz.”


Başkan Yüksel: Kabahatlerini gizlemeye bir değil bin yasa yetmez!



İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, AKP ve MHP'nin oylarıyla kabul edilen "sansür yasasına" ilişkin değerlendirmede bulundu. Bu yasanın demokrasiya ve özgürlüğe vurulan bir darbe olduğunun altını çizen Başkan Yüksel;" Halka saygı duymayanların başına İstanbul seçimlerinde neler geldiğini gördük."dedi.


AKP ve MHP tarafından"dezenformasyonla mücadele" iddasıyla sunulan ve basın meslek örgütlerinin karşı çıktığı yasa tasarısının ilk iki maddesi ve 29. Madde geçtiğimiz gün kabul edildi. Diğer maddelere ilişkin tartışmalar sürerken siyasilerden de peş peşe tepkiler gelmeye devam ediyor. İlk tepkilerden bir tanesi de İYİ Partili Yüksel'den geldi. Yüksel, iktidarın bazı usulsüzlüklerin üstünü örtmek için sansür yasası uyguladığını ifade ederek;"Siyasi hayatlarının bir bölümünde yasaklarla mağdur olmuş kimselerin gücü eline alınca tüm milleti mağdur edecek yasakları coşkuyla yasalaştırdığı günlerdeyiz. İçinde yaşadığı çağdan, hürriyetine düşkün milletinin karakterinden, temel hak ve özgürlüklere dair asgari kabullerden habersiz olan AKP iktidarı ve yanında saf tutanlar seçim sürecinde neleri milletten gizlemek istiyorlarsa bilsinler ki: gizlemek istedikleri yolsuzluklar, hukuksuzluklar, usulsüzlükler herhangi bir karartmada gözden kaybolmazlar. Herhangi bir çuvala sığmazlar. Suçlarını, kabahatlerini, aymazlıklarını ve kibirlerini gizlemeye bırakın bir yasa bin yasa yetmez, yetemez. İktidara tavsiyem: istikballerini sandığın üzerine uslu uslu bırakmaları ve milletin kararına saygı duymalarıdır. Saygı duymayıp hadsizlik ettiklerinde başlarına neler gediğini İstanbul seçimlerinde gördüler. Hiç olmazsa sandıkla iktidardan ayrılırken çok fazla rezil olmadan gidebilme başarısını göstermelerini arzu ederiz." şeklinde konuştu.


TÜRÜT: “BU SANSÜR YASASI AKP’ NİN GİDİŞİNİ ENGELLEYEMEYECEK”


CHP Rize il başkan yardımcısı Fazilet Türüt TBMM de kabul edilen basında sansür yasasıyla ilgili bir açıklama yaptı



Hayati Akbaş

RİZE-CHP Rize il başkan yardımcısı Fazilet Türüt AKP Hükümetinin TBMM ‘ de kabul ettirdiği basında sansür yasasıyla ilgili bir açıklama yaptı.

Türüt açıklamasında, “Saray iktidarı, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son yasama yılını bir sansür ve oto sansür yasası teklifiyle açtı. Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. Bu sansür teklifinin, seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde Meclis’te yasalaştırılmak istenmesi, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan Saray’ın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidarın, 40 maddelik bu yasa teklifiyle, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır. Öyle ki, teklifin 29. maddesiyle, “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu” diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle, Saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilecektir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, “dezenformasyon” olarak yaftalayabilecektir” dedi.



Türüt, “Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder” sorusunun yanıtı ise yasa teklifinde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, Saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır. TÜİK’in açıkladığı enflasyonun gerçeği yansıtmadığını, Türkiye’de gerçek enflasyonun çoktan üç hanelere ulaştığını söyleyen bir sosyal medya kullanıcısı dezenformasyon mu yapmış olacaktır? “8,5 milyon insanımız işsiz, insanlar iş arama ümidini kaybediyorlar, işi olanlar da açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor” demek yalan haber yaymak mı sayılacaktır? Kamu ihalelerinin, sözde pazarlık yöntemiyle beşli çetelere adrese teslim verildiğini, halkın sırtından milyarlarca dolarlık yağma yapıldığını ortaya çıkaran gazeteciler suçlu mu sayılacaktır? “128 milyar dolar nerede?” demek, kamu barışını bozmak mı olacaktır? “Ormanlarımız yanıyor, uçaklar neden kalkmıyor?” diye sorgulamak, bazı savcılar tarafından halkı paniğe sevk etmek mi sayılacaktır? İktidarın niyeti açıktır. Saray rejiminin, ülkemizde yarattığı ağır ekonomik buhranı, yüksek enflasyonu ve hayat pahalılığını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları, kurumsal yıkımı dile getirmek suç haline getirilmek istenmektedir. Bugün herkesin açıkça bildiği gibi, ülkemizde yıllardır kendi siyasal çıkarları uğruna dezenformasyon yapan, halkı yanıltıcı bilgileri yayan iktidarın bizzat kendisi ve kontrol altında tuttuğu, Saray’dan yönetilen havuz medyasıdır.

Üstelik teklif, halkın temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu ağır saldırıyla da sınırlı değildir. Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılacaktır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelecektir. Teklif, sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir. Teklifin yasalaşması, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organlarının büyük darbe almasına neden olacaktır. Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa teklifi baştan aşağı sansür ve oto sansür teklifidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter Saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hâkim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz! Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saray’a buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız! Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız! Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz! Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz!” dedi


26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page