Bugün 12 Aralık. Ünlü ressam Zeki Faik İzer'in aramızdan ayrılışının 36. yıldönümü. Resim sanatının sınırlarına kadar giderek kendine doğru görünen yönde" yapıtlar ortaya koyan ressamımızı saygıyla sevgiyle anıyoruz.
12 Aralık, düşün dünyamızı zenginleştiren Cemil Meriç'in (1916) , Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un (1928), sinema oyuncuları Fatma Girik'in (1942) ve Hülya Koçyiğit'in (1947) doğum günü aynı zamanda...
Zeki Faik İzer kimdir?
1905 yılında İstanbul’da doğdu. 1923-1928 yılları arasında Sanayi-i Nefise Mektebi’nde öğrenim gördü. Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. Daha sonra Avrupa sınavını kazanarak Paris’e gitti. 1928-1932 yılları arasında öğrenimine devam ettiği Paris’te André Lhote ve Otto Friesz Atölyelerinde resim eğitimini tamamladı. Paris Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda Maret’nin yanında seramik ve fresk çalıştı. 1932’de Türkiye’ye döndü ve Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü (Bugünkü Gazi Üniversitesi) Resim-İş Bölümüne öğretmen olarak atandı. Ancak atanmasından kısa bir süre sonra Ankara Atatürk Erkek Lisesi’ne tayini çıkınca istifa ederek tekrar İstanbul’a döndü. Ardından 1934’te tekrar Paris’e gitti ve iki yıl daha Paris’te kaldı. Dönüşünde 1937’de Güzel Sanatlar Akademisi’ne girerek fotoğraf atölyesini kurdu. Bir süre fotoğraf ve afiş atölyelerinde çalıştı. Türk Sanatında önemli grup hareketlerinden birisi olarak “d Grubu” nun kurucu üyeleri arasında yer alan Zeki Faik İzer, 1939’da CHP’nin düzenlediği Yurt Gezileri programına katılarak Eskişehir ve Aydın yörelerinde çalıştı. 1948-1952 arasında Akademi Müdürlüğü görevinde bulundu ve bu görevi sırasında Türk Sanatı Tarihi Enstitüsü’nü kurdu. 1970 yılında akademiden emekli oldu. Emekli olduktan sonra tekrar Fransa’ya döndü ve 1984’te İstanbul’a dönünceye kadar Fransa’da yaşadı. İzer’in başlangıçta çıplak konulu ve figüre bağlı çalışmaları, 1950’lerde ve onu izleyen yıllarda Soyut-Dışavurumcu/Lirik-Soyut yönde gelişim göstermiştir. 1960’dan sonra doğacı figüratif resmi son bulur ve Soyut Lirik dönemi başlar. Bu dönem çalışmalarında, kaligrafik imgelerden hareketle renk ve biçim ilişkilerini irdelediği ve daha sonra müzik bağlantılı kompozisyonlara yöneldiği görülür.
Coşkulu boyama ve çizime yönelik renk, tuş, biçim ve çizgi araştırmaları, resimlerindeki ritmik devingenliği ve “kendiliğindenliği” de beraberinde getirmiştir. 1970 sonrası çalışmalarında kolaj denemeleri yer alır. 1980’lerde Orta Asya ve Selçuklu halılarındaki geleneksel motiflerle resimlerindeki soyut imgelemlerin birleştiği büyük boy duvar halıları üreten Zeki Faik İzer, resim sanatının sınırlarına kadar giderek kendine doğru görünen yönde araştırmalarını sürdürmüştür. Kendi kuşağı içinde uluslararası ödüller alan ve yabancı müzelere eserleri giren birkaç sanatçımızdan birisidir. 1958’de Philedelphia Güzel Sanatlar Müzesi’ne, 1963’te Avusturya Linz Müzesi’ne eserleri giren İzer, 1942’de 4. ve 1955’de 16.Devlet Resim ve Heykel Sergilerinde birincilik ödülleri ile 1961’de New York Guggenheim Sergisi’nde Türkiye bölümü birincilik ödülünü kazanmıştır. 12.12.1988 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Doğum günü: Meriç Cemil kimdir?
Cemil Meriç 12 Aralık 1916'da Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta dereceli öğrenimini Hatay'da tamamladı ardından İstanbul'da Pertevniyal Lisesi'nden mezun oldu ve İstanbul Üniversitesi'nde felsefe eğitimi aldı.
Meriç, öğrenimini tamamlayamadan Hatay'a geri döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği ve nâhiye müdürlüğü, Tercüme Kaleminde reis muavinliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyâtı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesinde Fransızca öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı. 1955 senesinde gözleri görmez oldu. Ancak talebelerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne dek sürdürdü. 1974 yılında İstanbul Üniversitesinden emekli oldu. 13 Haziran 1987 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.
ESERLERİ: Umrandan Uygarlığa (1974), Kırk Ambar (1983) adlı eserleriyle iki kez Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülünü kazandı. Hint Edebiyâtı, Saint Simon, İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Bir Dünyânın Eşiğinde, Bu Ülke, Mağaradakiler, Bir Fâciânın Hikâyesi, Işık Doğudan Gelir ve Kültürden İrfana başlıca eserleridir.
Aldığı ödülleri: Kırk Ambar isimli eseriyle "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneğinin"Yılın Yazarı", Kayseri Sanatçılar Derneğince, "İnceleme", Kültürden İrfana adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği "Yılın Fikir Eserleri" ödüllerini aldı.
Doğum günü: Cengiz Aytmatov kimdir?
Cengiz Aytmatov (d. 12 Aralık 1928, Kırgızistan - ö. 10 Haziran 2008, Almanya).
Ünlü Kırgız Türk'ü edebiyatçı, gazeteci, çevirmen ve siyasetçi.
Ünlü Kırgız yazarı, çevirmen, gazeteci ve politikacı, 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın Talas Eyaleti 'ne bağlı Şeker Köyü'nde doğdu. Bişkek'de Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu.
Yazarlığa 1952' de başlayan Aytmatov, 1959'da Kırgız Pravdası gazetesinde muhabir oldu. Daha sonra Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) adlı öykü kitabıyla büyük ün kazandı. Bu eseri, 1963'te Lenin Ödülü'ne lâyık görüldü ve bu ödül onu aynı zamanda en genç Lenin Ödüllü yazar da yaptı.
Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıkları ile Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını seçti.
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içinde düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile 'tipik insan'ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.
Hikayelerinde milletinin temel mülkü olan milli hafızaya ait efsane, destan, masal, hikaye ve türküleri ve bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikayeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalıştı.
Ayrıca hikayelerinde halkının değerlerini, dertlerini, varsa onun içindeki çürümeyi anlatan yazarın en önemli özelliği, özüne bağlılık, kendinden, halkından, coğrafyasından haberdar olma olarak kendini gösteriyor. Eserleri Türkçe'nin yanı sıra 150'den fazla dile tercüme edilerek milyonlarca baskıya ulaşan Aytmatov, 1958'de Kırgız Yazarlar Birliği Prezidyumu üyeliğine, 1962'de de Kırgız Sinematografi İşçileri Birliği birinci sekreterliğine getirildi.
1966'da SSCB Yüksek Sovyet'i üyeliğine seçildikten sonra da 1967'de SSCB Yazarlar Birliği Yürütme Kurulu üyesi olan ünlü yazar, 1968'de Sovyet Devlet Edebiyat Ödülü'nü aldı.
Son yıllarda politikaya da atılan Aytmatov, Kırgızistan Meclisi'nde Talas Bölgesi Milletvekilliğinin yanı sıra Kırgızistan 'ın Benelux Devletleri büyükelçiliğini de yapmaktadır. Uluslararası Cengiz Aytmatov Vakfı Onur Başkanlığı'nın yanı sıra "Diyalog Avrasya" dergisinin yayın kurulu üyeliğini de yapan Aytmatov, uluslararası diyalog çalışmalarıyla da tanınmaktadır.
Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov, böbrek yetmezliği sonucu tedavi gördüğü Almanya'nın Nünberg kentindeki hastanede 10 Haziran 2008 günü hayatını kaybetti.
Kırgızistan Devlet Başkanlığı Basın Sözcüsü Dosalı Esenaliyev, yaptığı açıklamada, Almanya'nın Nünberg kentinde tedavi gören Cengiz Aytmatov'un hayatını kaybettiğini bildirdi. Esenaliyev, yazarın ölümü ile ilgili olarak Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev'in bilgilendirildiğini söyledi.
Solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakımda tutulan yazarın sağlık durumunun 10 Haziran 2008 günü kritik durumuna geldiği ifade edilmişti.
Aytmatov, bir Rus televizyon kanalının belgesel çekimleri için gittiği Tataristan'ın başkenti Kazan'da 16 Mayıs'ta ani böbrek rahatsızlığı geçirmesi üzerine hastaneye kaldırılmıştı. 79 yaşındaki yazar, 18 Mayıs'ta ambulans uçakla Almanya'ya nakledilmişti.
Kırgızistan'da 2008 yılı, Cengiz Aytmatov yılı ilan edilmişti.
Cengiz Aytmatov'un Eserleri
Dağlar Devrildiğinde-Ebedi Nişanlı (Son romanı - 2007)
Darağacı - Dişi kurdun Rüyaları (1988)
Gün Olur Asra Bedel (1980)
Fuji-Yama, Fuji Dağının Tepesi 1973)
Beyaz Gemi (1970)
Selvi Boylum Al Yazmalım , (1970)
Elveda, Gülsarı! (1966)
Dağlar ve Steplerden Masallar (1963)
İlk Öğretmenim (1962)
Cemile (1958)
Yüzyüze (1957)
Zorlu Geçit (1956)
Toprak Ana
Cengiz Han'a Küsen Bulut
Çocukluğum
Kızıl Elma (Hikaye)
Hiroşimalar Olmasın
İlk Turnalar
GülSarı
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Sultan Murat
Dişi Kurdun Rüyaları
Kassandra Damgası (2013)
Doğum günü: Fatma Girik kimdir?
Oyuncu. Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit'le birlikte Türk sinemasının 60'lı yıllardan bugüne en önemli aktrislerinden biridir. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olan Girik, bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmıştır. Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu olmuş, çevirdiği 180'den fazla filmle birçok ödülün sahibi olmuştur. 1988–1993 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Girik, Söz Fato'da isimli reality show programıyla toplumsal sorunlara farklı bir perspektiften bakıp, çözüm yolları aramıştır. Ezo Gelin, Keşanlı Ali Destanı, Büyük Yemin ve Acı aktrisin önemli filmlerindendir. 12 Aralık 1942'deMünevver Girik ve Hayri Girik'in üç çocuğundan biri olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Babası dalgıç, annesi ev hanımıydı. Müesser Girikve Günay Girik isimlerinde iki kardeşi de olan Girik'in çocukluğu Sultanahmet'te geçti. Cağaloğlu Ortaokulu'na devam ederken, ailesine yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ikinci sınıfta sonlandırdı. Girik, annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapmaya başlamıştı ve küçük rollerle izleyicinin karşısına çıkıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaeri'nin yaptığı Leke'ydi. Leke'yi oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı birkaç iddiasız yapım daha izledi. Fatma Girik'in performansıyla dikkatlerden kaçmayacağı film, Memduh Ün'ün yönetmenliğindeki 1960 yapımı Ölüm Peşimizde'ydi. Memduh Ün'le tanışıklığı Girik'in hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Zira o dönem Beşiktaşlı futbolcu Varol ile birlikteliğini sonlandırmış ve Ün'le uzun soluklu bir birlikteliğin ilk adımını atmıştı.
Fatma Girik kendi ağzından sinemaya başlayışını şöyle anlatmaktadır :
12 yaşına gelince, gazete okuyan babamın karşısına geçtim; en kararlı ses tonuyla, "Baba ben artist olmak istiyorum" dedim. Babam biraz daha okumaya devam ettikten sonra gazeteyi katlayıp yanına koydu ve sadece "Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol" dedi. Komşumuz Sezai Abi Yeni Sabah Gazetesi'nde işçiydi ama vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana, "Gelin sizi sete götüreyim" dedi, ve anne-kız birlikte setlere gidip figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular "Ana-kız filmlere gidiyor, kızını şıllık mı yapacak" diye tepki gösterdi. 13 yaşındaydım, büyük hayaller kurmuyordum. Levent'te bir villada oturur muyum, evde yardımcılarım olur mu, adıma ödüller konulur mu gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmezdi. Tek derdim eve ekmek götürmekti. İlk olarak barda oturan bir kızı oynadım, elime 2.5 lira tutuşturdular. Bir sene sonra, 1957'de 1000 TL karşılığında oyunculuğa başladım. Bu parayı eve getirip anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki bizim için o zamanlar; ilk kez 14 yaşında yedim.
"İlk figüranlık yaptığım filmin yönetmeni Memduh Ün'dü. O yıllarda Muhterem Nur'la büyük aşk yaşıyordu. Filmin başrol kadın oyuncusu Neriman Köksal, erkek oyuncusu da Talat Artemel'di. Dedem yaşındaki Talat Artemel elçi gönderip annemden beni isteyince annem setlere gitmemi yasakladı. Gönderdiği elçi de Memduh Ün'ün büyük aşk yaşadığı Muhterem Nur'du. Memduh Ün,Antalya'da çektiği 'Murada Ereceğiz' adlı filmde beni kesmeye başladı. O sıralar Memduh Ün 38, ben 15 yaşındaydım. Film bitti İstanbul'a geldik; Memduh bana, "Bak sen çok küçüksün, böyle olmaz. Kendi dengin birini bul" dedi ve özür dilercesine birşeyler söyledi, ayrıldık. Meğer Muhterem Nur'la kavga edip ayrılmışlar, o küslük sırasında beni idare etmiş!
Ömer Lütfi Akad bir gün Memduh Ün'ü bir kenara çekti. Konuşuyorlar. Yıllar sonra Memduh anlattı; "Böyle yeteneksiz kızlarla ne uğraşıyorsun?" demiş. Memduh Ün de, "Hayır Lütfi, onda bir ışık var. O ışık bir gün çıkacak ortaya" diye cevap vermiş. Kemal Film'in sahibi Osman Seden de, benim için "Daha çocuk" diye düşünüyordu. O sırada setlerde makyajcı olarak çalışan Feridun Karakaya (Cilalı İbo) bana makyaj yapıp, Osman Seden'e "Nasıl olmuş?" diye gösterdi. Osman Seden, "Bu kadından bir b.. olmaz" dedi. Memduh, Osman Seden'e de "Şimdi öyle pek kabiliyetli gözükmese de göreceksin bir gün çok açılacak, kendini gösterecek" demiş. O zamanlar beyaz perdede olmak, sevdiğin biri elinden tutmuş gibi bir his verirdi.
İşte biz bu duygularla film çekiyorduk. İnsanlar bizi olduğumuz gibi sevdiler. Çünkü biz beyaz perdede de kendimize yakın özellikte kadınları oynadık. Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan. Gurur dolu bir uzun yolculuk oldu bizimkisi. Sinemada para kazanmadık. Sahneye çıktım; sinemada ün, sahnede para kazandım.
1959'da Memduh Ün'le tekrar birlikte olduğumuzda 16 yaşındaydım. O 39. Muhterem Nur'dan ayrılmıştı. Beraber olmaya başladıktan sonra başkalarını sokmadık hayatımıza. Memduh Ün ile 50 yılı aşkın büyük bir aşk, sevgi, tutku, şefkat, saygı, olmazsa olmaz beraberlik yaşıyoruz. Bizim ilişkimizin içine biz her şeyi sığdırdık. Aşkı büyüttük, besledik, vazgeçilmez hale getirdik. Beni incitmedi, kadınlık gururumla hiç oynamadı. Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe, yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun. Onu doktora götürmeyi kimselere bırakamam, ne yiyeceğini benden başka kimse düşünemez, ilaç saatini benim kadar iyi kimse bilemez, neden üzülüp, neye sinirlenip, neye sevineceğini ben kendim gibi bilirim ve hayatı onun için öyle kurgularım.
Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrolde çıkan Girik'in popülaritesi giderek artıyordu. Fatma Girik'in ağlatılan ve ezilen kadın rollerinden Erkek Fatma olarak anıldığı döneme geçişi 1962 yılında yine Memduh Ün'ün yönetmenliğini yaptığıBelalı Torun filmiyle oldu. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktris, gerçek hayatta da dobra dobralığı, sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla Erkek Fatma imajıyla örtüşüyordu.
Girik, filmografisinde oldukça önemli bir yerde duran Keşanlı Ali Destanı isimli yapımdaki oyunculuğuyla Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığında tarih 1965'i gösteriyordu. Dönemin başarılı aktrisleri Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın arasında kendisine ayrıcalıklı bir yer edinen Girik, sinemalarda filmleri en çok ilgi gören oyunculardan biri olmuştu.
1968 yılına gelindiğinde Girik'in şarkıcılık kariyeri başlamıştı. Sinemadan sahneye geçenler içinde en başarılı olanlardan biriydi. Bu dönemde Öksüz, Vuruldum Bir Kıza, Köroğlu gibi yapımlarla kamera karşısına geçmeye devam eden aktrisin aynı yıl başrolde oynadığı Ezo Gelin isimli filmi büyük başarı kazandı. Behçet Kemal Çağlar'ın romanından beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Orhan Elmas'tı. Köylü kızı imajını Ezo Gelin'den sonra Boş Beşik ve birçok filmle daha sürdüren Girik, Anadolu'daki kadınların sorunlarının işlendiği filmlerde güçlü bir oyunculuk sergiledi.
Fatma Girik 70'li yıllarda kozmetik ve ev tekstili firmalarının reklam filmlerinde oynadı.
1987'de Yeşilçam'da yaşanan kriz sonrası bir TRT projesi olan Gönül Dostları'yla TV izleyicisiyle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansıylaKültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girik'in oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleriyle çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeniyle 1988 yılında politikaya atılan Girik, Şişli Belediye Başkanı oldu. 1993 yılında görev süresi tamamlandıktan sonra, Söz Fato'da isimli reality show programıyla izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti.
1999'da TV dizilerinin gördüğü yoğun ilgi üzerine bu formattaki projelerde görülmeye başlayan oyuncu, Bize Ne Oldu?, Benim İçin Ağlama ve Hasret gibi yapımlarda rol aldı.
Fatma Girik 2001 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde onur ödülüne layık görüldü.
Girik, 2005'te yönetmenliğini Tunç Başaran ve Memduh Ün'ün birlikte yaptıklarıBüyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen Sinema Bir Mucizedir filmlerinde rol aldı.
Fatma Girik, 1959 yılından, öldüğü 16 Ekim 2015 tarihine kadar Sinema Yönetmeni Memduh Ün ile birlikte yaşadı. Bodrum'da evlerinde yaşayan Fatma Girik, 17 kedisi ve 2 köpeği vardır.
Aldığı Ödüller 1965 - 2. Antalya film şenliği, Keşanlı Ali Destanı, en iyi kadın oyuncu 1967 - 4. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, en iyi kadın oyuncu 1969 - 1. Adana altın koza film şenliği , Büyük Yemin, en iyi kadın oyuncu 1969 - 1. Adana altın koza film şenliği, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu 1971 - 3. Adana altın koza film şenliği, Acı, en iyi kadın oyuncu 1998 - 35. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü 2001 - İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde onur ödülü 2007 - 18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü
Plakları : 1965 - Aguş / Aşka Şepke 1975 - Aşk Düğümü / Su Sızmazdı Aramızdan
Filmleri : 1954 - İstiklal Uğrunda 1956 - Yetimler Ahı 1957 - Memiş İş başında 1957 - Leke 1958 - Murada Ereceğiz 1958 - Memiş Gangsterler Arasında 1958 - Gönülden Ağlayanlar 1959 - Talihsizler 1959 - Sevdalı Gelin 1959 - Ömrümün Tek Gecesi 1959 - Eceline Susamışlar 1959 - Çakır Emine'm 1959 - Bağrıyanık 1960 - Vatan ve Namus 1960 - Üsküdar İskelesi 1960 - Telli Kurşun 1960 - Ölüm Peşimizde 1960 - Kaldırım Çocuğu Kopuk 1960 - Fakir Şarkıcı 1960 - Civanmert 1960 - Cici Kâtibem 1960 - Aşk Hırsızı 1960 - Aliii 1960 - Çapkın Hırsız 1961 - Seviştiğimiz Günler 1961 - İki Damla Gözyaşı 1961 - Duvaksız Gelin 1961 - Boş Yuva 1961 - Avare Mustafa 1961 - Mahalleye Gelen Gelin 1962 - Sokak Kızı 1962 - Küçük Beyefendi 1962 - Kısmetin En Güzeli 1962 - Günahsız Aşıklar 1962 - Fosforlu Oyuna Gelmez 1962 - Fatoş'un Bebekleri 1962 - Erkeklik Öldü Mü Atıf Bey? 1962 - Çöpçatan 1962 - Belalı Torun 1962 - Cengiz Han'ın Hazineleri 1963 - Zoraki Milyoner 1963 - Zifaf Gecesi 1963 - Yavaş Gel Güzelim 1963 - Yaralı Aslan 1963 - Katır Tırnağı 1963 - Hop dedik 1963 - Bulunmaz Uşak 1963 - Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri 1963 - Bire On Vardı 1963 - Bazıları Dayak Sever 1963 - Barut Fıçısı 1963 - Badem Şekeri 1963 - Kiralık Koca 1964 - Tophaneli Osman 1964 - Tatlı Sert 1964 - Öpüşmek Yasak 1964 - Öp Annenin Elini 1964 - Muhteşem Serseri 1964 - Köye Giden Gelin 1964 - Koçum Benim 1964 - Kırk Küçük Anne 1964 - Kimse Fatma Gibi Öpemez 1964 - Keşanlı Ali Destanı 1964 - Halk Çocuğu 1964 - Galatalı Fatma 1964 - Fatoş'un Fendi Tayfur'u Yendi 1964 - Beş Şeker Kız 1964 - Varan Bir 1964 - Hizmetçi Dediğin Böyle Olur 1964 - Kanun Karşısında 1965 - Yıldız Tepe 1965 - Üç Kardeşe Bir Gelin 1965 - Sevişmek Yasak 1965 - Severek Ölenler (Kartalların Öcü 1965 - Seveceksen Yiğit Sev 1965 - Şenol Birol Gool 1965 - Şeker Hafiye 1965 - Şeker Gibi Kızlar 1965 - Kumarbaz 1965 - Korkunç İntikam 1965 - Hırsız 1966 - Bir Garip Adam 1966 - Altın Şehir 1966 - Yiğitler Ölmezmiş 1966 - Seni Bekleyeceğim 1966 - Ölüm Temizler 1966 - Kucaktan Kucağa 1966 - Kolsuz Kahraman 1966 - Karakolda Ayna Var 1966 - Koca Yusuf 1966 - Hedef Ankara 1966 - Fakir Çocuklar 1966 - Fabrikanın Şoförü 1966 - Ben Bir Sokak Kadınıyım 1966 - Bana Bela Derler 1966 - Avare Kız 1966 - Aşkın Kanunu 1966 - Allahaısmarladık Yavrum 1966 - Namusum İçin 1967 - Zilli Nazife 1967 - Ya Sev Ya Öldür 1967 - Yaprak Dökümü 1967 - Son Gece 1967 - Ömre Bedel Kız 1967 - Kız Kolunda Damga Var 1967 - Kiralık Kadın 1967 - Karakolda Ayna Var 1967 - Hırsız Prenses 1967 - Dolmuş Şoförü 1967 - Ayşecik (Canım Annem) 1967 - Ağa Düşen Kadın 1967 - Sürtüğün Kızı 1968 - Vuruldum Bir Kıza 1968 - Öksüz 1968 - Nilgün 1968 - Köroğlu 1968 - Ezo Gelin 1968 - Çöl Kartalı Şeyh Ahmet 1968 - Ana Hakkı Ödenmez 1969 - Vatan ve Namık Kemal 1969 - Menekşe Gözler 1969 - Erkek Fatma 1969 - Büyük Yemin 1969 - Boş Beşik 1970 - Sevenler Ölmez 1970 - Şoför Nebahat 1970 - Meçhul Kadın 1970 - Ham Meyva 1970 - Duyduk Duymayın Demeyin 1970 - Yarın Son Gündür 1971 - Solan Bir Yaprak Gibi 1971 - Satın Alınan Koca 1971 - Önce Sev Sonra Öldür 1971 - Mualla 1971 - Mahşere Kadar 1971 - Kerem ile Aslı 1971 - İki Ruhlu Kadın 1971 - Acı 1971 - Namus 1971 - Murat ile Nazlı 1973 - Toprak Ana 1973 - Kızgın Toprak 1973 - Kambur 1973 - Gönülden Yaralılar 1973 - Dağdan İnme 1974 - Önce Vatan 1974 - Kuma 1974 - Kara Peçe 1975 - Ağrı Dağı Efsanesi 1977 - Ölmeyen Şarkı 1977 - Meryem ve Oğulları 1977 - Hatasız Kul Olmaz 1977 - İntikam Meleği (Kadın Hamlet) 1978 - Yaşam Kavgası 1978 - Gelincik 1981 - Kanlı Nigar 1982 - Kaçak 1982 - Gülsüm Ana 1984 - Postacı 1984 - Nefret 1985 - Yılanların Öcü 1987 - Japon İşi 1987 - Hacer Ana 1987 - Gönül Dostları (Dizi) 1988 - Kadın Dul Kalınca 1988 - Sevgilerin En Güzeli 1988 - Bu Devrin Kadını 1988 - Tek Başına Bir Kadın 1988 - Dünya Fraggle (Dizi) 1989 - Namusun Bedeli 1990 - Gün Ortasında Karanlık 2000 - Benim İçin Ağlama (Dizi) 2001 - Bize Ne Oldu (Dizi) 2003 - Gurbet Kadını (Dizi) 2005 - Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener 2006 - Hasret (Dizi) 2007 - Oğlum İçin (Dizi) 2009 - Altın Kızlar (Dizi) 2012 - Babalar ve Evlatlar (Dizi)
Doğum günü: Hülya Koçyiğit kimdir?
Hülya Koçyiğit, sinemamızın en önemli oyuncularından biridir. Berlin Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz filmiyle oyunculuk kariyeri başlayan Koçyiğit, 200'ün üstünde filmde ve 10 TV dizinde rol almıştır. Konservatuar kökenli oyuncu, farklı rollerin altından başarıyla kalkmış, zarifliği ve hanımefendiliğiyle Türk halkının sevgilisi olmuştur.
Kültür Bakanlığı'nca yurt dışında düzenlenen "Türk Film Haftaları"'nda ülkemizi en çok temsil etmiş sinema sanatçısı olan Koçyiğit, birçok ödülün de sahibi olmuştur. Kurbağalar, Gelin, Düğün, Diyet üçlemesi ve Derman, Koçyiğit'in önemli filmlerinden birkaçıdır.
12 Aralık 1947 yılında İstanbul'da Yenikapı'da dünyaya geldi.Feryal ve Nilüfer adlarında iki kız kardeşi vardır. İlkokul eğitimini İstanbul ve daha sonra taşındıkları Ankara'da tamamlayan Koçyiğit, Atatürk Kız Lisesi'ne devam etti. Ayrıca Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümü'nde de eğitim gören Koçyiğit, Bulgaristan göçmeni Sedat Koçyiğit ile Melek Koçyiğit'in üç kızının en büyüğüydü. Mutlu bir çocukluk geçiren Koçyiğit'in annesi oldukça dominanttı. Kızının bale ve piyano dersleri almasında büyük etkisi olan Melek Koçyiğit, evde büyük bir disiplin kurmuştu. Birbirlerine aşık bir anne-babanın kızı olan Koçyiğit, babasına da oldukça düşkündü.
Hepimizin öğretmeni dediği, Muhsin Ertuğrul'un tavsiyesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı'nda tiyatro eğitimi almaya başladı. İki kızkardeşi de İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oyuncu olan Hülya Koçyiğit, kardeşi Nilüfer'in rol aldığı "Bir Yetim'in Hasreti" filminin setinde Muhterem Nur'un da aralarında olduğu dönemin ünlü oyuncularıyla tanışma fırsatı buldu. Daha sonra Metin Erksan'ın Çocuk Hırsızları filminde oynaması için kardeşini seçmesi sayesinde ünlü yönetmenle tanışma fırsatı bulan Koçyiğit için bu tanışıklık hayatının dönüm noktası olacaktı. Koçyiğit, Metin Erksan ve David E. Durston'ın yönetmenliğini yaptığı 1963 tarihli Susuz Yaz filmiyle ilk kez izleyici karşısına çıkmasına rağmen başarılı olmuştu. Erksan'a Berlin Altın Ayı ödülünü kazandıran film, başarısıyla uzun süre konuşuldu. Çünkü bu ödül Türk sinemasına o güne kadar verilen ilk büyük ödüldü.
Bu filmin hemen ardından Meksika Film Festivali'ne davet edilen Susuz Yaz ekibi çok ilgi gördü. Hülya Koçyiğit orada Metro Golden Mayer'den "6 yıllık sözleşme" önerisi aldı. Orada kalıp hem sinema eğitimi alması hem de sonrasında film çevirme önerisini reddetti.
Henüz öğrenciyken bu denli başarılı bir filmde oynama fırsatı bulan Koçyiğit, eğitim hayatı ve oyunculuk arasında kalmıştı. Sınıf arkadaşlarından Salih Güney'in de onun okula geri dönmesi konusundaki ikna çabaları başarılı olmadı ve bir setten diğerine koşturan Koçyiğit, Yeşilçam'ı seçmeye karar verdi. Çünkü okulla yoğun set trafiğini bir arada yürütememişti.
Susuz Yaz'ın ardından basının yoğun ilgisiyle karşılaşan Koçyiğit için "Yeni bir yıldız doğuyor" ifadesi kullanılıyordu. Prensiplerine sadık olması ve saygın kişiliği nedeniyle Ayhan Işık'ı örnek alan Koçyiğit, daha önce hayranlıkla izlediği oyuncularla aynı sette olduğu için kendisini şanslı hissediyordu. Ayhan Işık, o dönemin Yeşilçam'ında çalışma standartlarının oluşmasını sağlamak için "Ayhan Işık Kuralları" olarak anılan bir takım kurallar koymuştu. Koçyiğit de Işık'ın ardından gidiyor ve işini saygın biçimde yapmak için bu kurallar doğrultusunda hareket ediyordu.
Fikret Hakan'ın ve Sadri Alışık'ın oyuncu olarak gelişmesinde büyük etkisi olan Koçyiğit, Vurun Kahpeye, Yıldızların Altında, Yalancı, Hıçkırık ve Dudaktan Kalbe gibi filmlerle sinema izleyicisinin gönlüne taht kurdu. Filmlerinde kendi sesinin kullanılmasını isteyen Koçyiğit, o dönemde bunu uygulayan Sadri Alışık ve Çolpan İlhan'dan etkileniyordu.
Sinemanın açmaza girdiği günlerde sahneye çıkma önerisini kabul eder ve tam 10 yıl as solist olarak sahneye çıktı. Halk konserleri verdi.
8 ağustos 1968 tarihinde o dönem Fenerbahçe'de futbol oynayan Selim Soydan'la dünya evine giren Koçyiğit'in Gülşah Soydan (d.15 Eylül 1969) adında bir kız çocuğu dünyaya geldi.
Yerli romanların sinemaya uyarlanması için büyük çaba sarfeden Koçyiğit'e konular daha gerçekçi, karakterler daha sağlam geliyordu. Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant, Esat Mahmut Karakurt, Halide Edip Adıvar, Peride Celal'in eserlerinin sinemaya aktarılmasında büyük katkısı olan oyuncu, uzun süre roman kahramanlarını canlandırdı. Bunlardan Orhan Aksoy'un romanından beyaz perdeye aktarılan Kezban karakteri, Koçyiğit'e çok yakıştırılmıştı. Zira, Anadolu'dan gelen, taşralı olduğu için horlanan, ancak kendi kendini eğitip zengin olan, o gücü elde ettikten sonra da değişmeyen ve insani değerlerini koruyan bir karakter olan Kezban rolünün kendisine yapıştırıldığını düşünen oyuncu, bundan sıyrılmak için farklı karakterler canlandırmak istiyordu. Kırmızı Fener Sokağı isimli filmde sokak kızı İrma'yı canlandıran Koçyiğit, seyirciden büyük tepki almıştı.
Ediz Hun'un annesi ve Cüneyt Arkın'ın metresi rollerinde izleyici karşısına çıkan Koçyiğit, farklı türdeki filmlerde, farklı rollerle oyunculuğunu geliştirme fırsatı bulmuştu. Hep iyi rollere yakıştırılan ve izleyiciyle kurduğu samimi ilişkiyle adından bahsettiren oyuncu, sinema kariyerinde daha üstün, daha sofistike ve zorlu bir noktada olmak istiyordu. Genellikle Orhan Aksoy'la çalışan oyuncu, Ömer Lütfü Akad'ı da yönetmen olarak çok beğeniyordu.Ünlü rejisörün Gelin, Düğün, Diyet üçlemesinde ve Gökçe Çiçek filmlerinde oynayan Koçyiğit, Akad'dan sinema arayışları konusunda büyük destek aldı. Daha sonra ağırlıklı olarak Şerif Gören'in yönetimindeki filmlerde oynayan Koçyiğit, Almanya Acı Vatan, Firar, Derman, Kurbağalar, Evlidir Ne Yapsa Yeridir gibi önemli filmlerde başrolü üstlendi.
Filmleri Yunanistan, İran, Mısır, Lübnan, Cezayir gibi değişik ülkelerde gösterilmiştir. 1965-1974 arasında tüm filmleri Yunanistan'da sinemalarda oynatılmıştır. 1983 yılı yapımı "Derman" filmi 5 Kıtada oynatılan, 1985 yılında yapılan "Kurbağalar" filmi ise yabancı televizyon kurumlarına satılan ilk Türk filmidir.
1987'de de Anavatan Partisi'nden İzmir'den milletvekili adayı oldu ama 115 oyla seçimi kaybetti. 1998 yılında "Son Çare" adlı 1,5 yıl süren bir TV haber programı yaptı.
1991'de devlet sanatçısı seçilen Koçyiğit, 1991-1992'de kurucusu olduğu SO-DER'in başkanı oldu. Dört yıl boyunca sürdürdüğü başkanlık görevinden sonra yönetim kurulunda çalışmaya başlayan Koçyiğit, bir dönem siyasi çalışmalar içinde de bulundu.
Hülya Koçyiğit, 3 Nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine Marmara Bölgesi Temsilcisi olarak girmiştir.
Ödülleri :
1964 Yılın Kadın Oyuncusu (Turizm Bakanlığı) 1964 Yılın Kadını (Türk Kadınlar Birliği) 1969 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Cemile 1972 Altın Koza (Zehra filmi ile) 1973 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Tanrı Misafiri 1975 Altın Portakal (Diyet filmi ile) 1984 Altın Portakal (Derman filmi ile) 1990 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, Karılar Koğuşu Altın Portakal Yaşam Boyu Başarı Ödülü Altın Koza Yaşam Boyu Başarı Ödülü Çasot Yaşam Boyu Başarı Ödülü İstanbul Film Festivali Onur Ödülü Ankara Film Festivali Onur Ödülü Uçan Süpürge Film Festivali Onur Ödülü Siyad Onur Ödülü 1987 Nantes Film Festivali (Fransa) En Başarılı Kadın Oyuncu - "Kurbağalar" Filmi İle 1988 Amiens Film Festivali (FRANSA) En İyi Kadın Oyuncu - "Bez Bebek" Filmi İle
Filmleri :
1963 - Susuz Yaz 1963 - Genç Kızlar 1964 - Adalardan Bir Yar Gelir 1964 - Affetmeyen Kadın 1964 - Ahtapotun Kolları 1964 - Aslan Marka Nihat 1964 - Ayşecik Çıtı Pıtı Kız 1964 - Bir İçim Su 1964 - Döner ayna 1964 - Hepimiz kardeşiz 1964 - Katilin Kızı 1964 - Kavga Var 1964 - Keşanlı 1964 - Plajda Sevişelim 1964 - Son Tren 1964 - Taşralı Kız 1964 - Vurun Kahpeye 1965 - Aşk ve İntikam 1965 - Dudaktan Kalbe 1965 - Hıçkırık 1965 - Hülya 1965 - İki Yavrucak 1965 - Kadın İsterse 1965 - Lafını Balla Kestim 1965 - Nazar Değmez İnşallah 1965 - Posta Güvercini 1965 - Serseri Aşık 1965 - Sevgili Öğretmenim 1965 - Sevgim ve Gururum 1965 - Tehlikeli Adımlar 1965 - Uzakta Kal Sevgilim 1965 - Yalancı 1965 - Yıldızların Altında 1966 - Aşk Mücadelesi 1966 - Damgalı Kadın 1966 - Denizciler Geliyor 1966 - Dertli Gönüller 1966 - Dişi Düşman 1966 - İntikam Ateşi 1966 - Karanlıklar Meleği 1966 - Kaderde Birleşenler 1966 - Kıskanç Kadın 1966 - Kumarbazın İntikamı 1966 - O Kadın 1966 - Ölmek mi yaşamak mı br> 1966 - Seni Seviyorum 1966 - Siyahlı Kadın 1966 - Vahşi Sevda 1966 - Yiğit Yaralı Olur 1967 - Çıldırtan Dudaklar 1967 - Deli Fişek 1967 - Hırçın Kadın 1967 - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 1967 - Gül Ağacı 1967 - Kardeş Kavgası 1967 - Ringo Gestapoya Karşı 1967 - Parmaklıkların Arkasından 1967 - Samanyolu 1967 - Seni Affedemem 1967 - Söyleyin Genç Kızlara 1967 - Utanç Kapıları 1967 - Yağmur Çiselerken 1967 - Üvey Ana 1967 - Yanık Kalpler 1967 - Yaralı Kuş 1968 - Cemile 1968 - Kadın Asla Unutmaz 1968 - Hicran Gecesi 1968 - Funda 1968 - Dağları Bekleyen Kız 1968 - Kırmızı Fener Sokağı 1968 - Kara Sevda 1968 - Sevemez Kimse Seni 1968 - Kezban 1968 - Sarmaşık Gülleri 1968 - Sus Kimseler Duymasın 1968 - Vahşi bir erkek sevdim (film) 1968 - Yalan Yıllar 1968 - Yasemin'in Tatlı Aşkı 1969 - Boş Çerçeve 1969 - Ölmüş Bir Kadının Mektupları 1969 - Kınalı Yapıncak 1969 - Kızıl Vazo 1969 - Kızım ve Ben 1969 - Sen Bir Meleksin 1969 - Uykusuz Geceler 1969 - Yarın Başka Bir Gündür 1970 - Güller ve Dikenler 1970 - Kezban Roma'da 1970 - Kalbimin Efendisi 1970 - Saadet Güneşi 1970 - Seven Ne Yapmaz 1970 - Söz Müdafaanın 1970 - Sürtük 1970 - Yaralı Ceylan 1970 - Zeyno 1971 - Adını Anmayacağım 1971 - Bebek Gibi Maşallah 1971 - Beklenen Şarkı 1971 - Beyoğlu Güzeli 1971 - Bütün Anneler Melektir 1971 - Kezban Paris'te 1971 - Hayatım Senindir 1971 - Senede Bir Gün 1971 - Severek Ayrılalım 1971 - Sezercik Yavrum Benim 1971 - Son Hıçkırık 1971 - Üç Arkadaş 1971 - Yağmur 1971 - Yarın Ağlayacağım 1972 - Azat Kuşu 1972 - Gökçe Çiçek 1972 - Kaderimin Oyunu 1972 - Sev Kardeşim 1972 - Sezercik Aslan Parçası 1972 - Tanrı Misafiri 1972 - Zehra 1973 - Düğün 1973 - Hayat Bayram Olsa 1973 - Gelin 1973 - İki Bin Yılın Sevgisi 1973 - Rabia 1973 - Siyah Gelinlik 1973 - Yeryüzünde Bir Melek 1974 - Çirkin Dünya 1974 - Diriliş 1974 - Diyet 1974 - El Kapısı 1975 - Bir Araya Gelemeyiz 1975 - Gülşah 1975 - Çirkef 1975 - İşte Hayat 1976 - Gülşah Küçük Anne 1976 - Şoför 1977 - Sensiz Yaşayamam 1977 - İstasyon 1978 - Evlidir Ne Yapsa Yeridir 1979 - Almanya Acı Vatan 1981 - Herhangi Bir Kadın 1982 - Gazap Rüzgarı 1983 - Derman 1984 - Firar 1985 - Kurbağalar 1986 - Dikenli Yol 1987 - Bez Bebek 1988 - Gece Dansı Tutsakları 1988 - Pononte Fener 1989 - Hiçbir Gece 1989 - Karılar Koğuşu 1991 - Bir Kadın 2001 - Şellale 2003 - Hababam Sınıfı Merhaba 2007 - Hicran Sokağı
Dizileri :
2009 - Altın Kızlar 2007 - Aşk Eski Bir Yalan 2006 - Kabuslar Evi 2005 - Asla Unutma 2004 - Sular Durulmuyor 2003 - Yeşilçam Denizi 2002 - Mihriban 2001 - Nisan Yağmuru 1991 - Anadolu'nun Kadın Erenleri 1988 - Macide Öğretmen
Comments