top of page
< Back

'Öncelik kâr olduğu sürece mikroplastik sorunu çözülemez'

Karadeniz’de mikroorganizmalarda mikroplastik tespit edilmesi plastik kullanımını gündeme taşıdı. İSTANBUL - Karadeniz’de 2 milimetreden küçük zooplankton türü olan ‘kopepod’ isimli deniz canlısında kansere neden olan mikroplastik tespit edilmesi halk arasında tedirginliği artırırken plastik kullanımının yaygınlığı ve geri dönüşüm tartışmalarını da beraberinde getirdi. Hamsinin beslendiği milimetrik boyutlardaki ‘kopepod’un mikroplastik tüketmesinin tespiti mikroplastiklerin besin zinciri yoluyla soframıza kadar ulaştığının açık göstergelerinden biri. Ancak uzmanlara göre risk bununla da sınırlı değil. Maliyetinin diğer ham maddelere göre çok daha ucuz ve bununla birlikte dayanıklı olması nedeniyle tercih edilen plastik kullanımındaki yaygınlıkla birlikte mikroplastikler artık giydiğimiz kıyafetten içtiğimiz süte kadar her şeyde, her yerde görülüyor ve mikroplastiklerin zararları sadece insan sağlığı ile sınırlı değil. Çevreye de zarar veren plastiklerle mücadele market poşetlerinin paralı hale getirilmesi gibi karikatür uygulamalarla da yürütülemez. Çünkü bazı bilim insanlarına göre mikroplastikler artık önlenilemeyecek boyutta yaygınlaştı. Mikroplastiklerin yarattığı tehlikelerin boyutunu, nedenlerini ve sorunun çözümünü Gıda Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemil Gülsu ve Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinden Sedat Durel ile konuştuk. SÜTTEN İÇME SUYUNA HER YERDE 2017-2018 yıllarında yurt dışında yapılan çalışmalarla insan kanında mikroplastik tespit edildiğini belirten Gülsu, yakın zamanda bir devlet üniversitesinin yürüttüğü çalışmada ise inek sütünde bile mikroplastiğe rastlandığını vurguladı. Deniz canlıları, kuş ve böceklerin yediği 1-5 milimetre boyutları arasındaki mikroplastiklerin besin zinciri yoluyla insan vücuduna girdiğini söyleyen Gülsu, içme suyunda bile mikroplastik bulunduğunu ifade etti. Mikroplastiklerin insan sağlığına etkilerini de sıralayan Gülsu, “İnsan kanında dahi görülen bu mikroplastikler beyinde ciddi hasarlar bırakabiliyor. Doğum sırasında büyük risklere yol açan mikroplastikler hormon dengesini bozarak obeziteye de yol açabiliyor” dedi. ‘TÜRKİYE’DE HENÜZ KAYDA DEĞER BİR YASA ÇIKMADI’ Bireysel olarak plastik yerine karton ya da alternatif ürünlerin kullanımı önemli olmakla birlikte mikroplastiklerin yarattığı sorunun bireysel yollarla çözülemeyeceğini vurgulayan Gülsu, ülkelerin bu konuyla ilgili henüz bir çalışması olmadığına dikkat çekerek “Birleşmiş Milletler, ‘Kimseyi arkanda bırakma’ sloganıyla 15 yıllık bir kalkınma planı belirledi. Türkiye imzaladı ve bu doğrultuda bakanlığın adını da değiştirdi ama henüz net ve kayda değer bir yasa çıkarmadı” bilgisini paylaştı. Devletlerin plastik kullanımını azaltmak için ciddi girişimlerde bulunması gerektiğini söyleyen Gülsu, özellikle şirketlerin plastik kullanımını azaltacak düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. ‘GERİ DÖNÜŞÜMÜN ODAK NOKTASI SAĞLIK DEĞİL KÂR’ Dünyadaki plastik üretiminin yaygınlığına dikkat çeken Çevre Mühendisi Sedat Durel, 2018’de üretilen 358 milyon ton plastiğin yalnızca yüzde 10’unun geri dönüştürülebildiğini ifade etti. Bazı plastik türlerinin geri dönüştürülemediğini; bazı türlerin ise kârlı olmadığı için dönüştürülmediğini söyleyen Durel, geri dönüşüm sürecindeki esas sorunun sistemin kâr odaklı işlemesi olduğunu vurguladı. Geri dönüşümde insan ve çevre sağlığının esas alınması gerektiğini belirten Durel, “Geri dönüşüm özel şirketler tarafından yapıldıkça, kârlılık öncelik olacak” dedi. Plastiğin akla gelebilecek her alanda kullanıldığını söyleyen Durel “Siz plastik kullanılan kıyafetlerinizi çamaşır makinesinde yıkadığınız zaman makineden çıkan su arıtmaya dönüyor. Mikroplastik sulardan arıtılamadığı için içme sularının içerisinde bulunuyor” örneği ile mikroplastiklerin insan vücuduna onlarca giriş yolundan birine dikkat çekti. Sorunun evrensel yanına da dikkat çeken Durel, “Kendi ülkemizde hiç plastik kullanmasak bile komşu ülkedeki miktoplastik atıklar su, rüzgar gibi bir çok yolla bize ulaşabilir” ifadelerini kullandı. ‘GEREKSİZ ALANLARDA PLASTİK KULLANIMI ENGELLENMELİ’ Hem atık üretim sistemi hem de geri dönüşümün mikroplastik salınımına sebep olduğuna dikkat çeken Durel, “Plastik sorununu geri dönüşümle çözemeyiz. Biz musluktan su içebilsek ne damacana ne de PET şişe kullanmamıza gerek kalmayacak. Gereksiz noktalarda plastik kullanımı engellenmeli. Ama burada çok büyük bir endüstri ve kârlılık var ve kapitalizm kârdan vazgeçmiyor” diyerek tüm zararlarına rağmen plastik üretiminin arttığını vurguladı. Plastiğin taşınması sırasında ciddi bir karbon salınımı olduğunu da söyleyen Durel, “Atık plastik ithalatı da bu açıdan çok önemli. İngiltere’den alınan çöpler aslında birilerinin bize depolamak için verdiği bir şey anlamına geliyor. Çöpten bile para kazanılmaya çalışılması hem doğaya hem de insanlara kalıcı zararlar veriyor” ifadelerini kullandı. Kaynak: Evrensel / Özlem Songül ABAYOĞLU

'Öncelik kâr olduğu sürece mikroplastik sorunu çözülemez'

Karadeniz’de mikroorganizmalarda mikroplastik tespit edilmesi plastik kullanımını gündeme taşıdı. İSTANBUL - Karadeniz’de 2 milimetreden...

bottom of page