top of page
< Back

Hayrettin Karaca, Bedia Muvahhit, Burhan Cahit Morkaya, Ömer Göktuğ

Bugün 20 Ocak. Doğa değerlerini korumak için verdiği savaşım nedeniyle 'toprak dede' diye anılan Hayrettin Karaca, sahnelerin ve beyaz perdenin unutulmaz sanatçısı Bedia Muvahhit, yazar, gazeteci Burhan Cahit Morkaya ve işinsanı Ömer Göktuğ'un ölüm yıldönümleri. BRT Yayın Grubu olarak bu değerlerimizi saygıyla anıyoruz. Hayrettin Karaca kimdir?
Hayrettin Karaca 4 Nisan 1922 yılında Bandırma’da doğdu. Babası Hocazade Halil Efendi, annesi Zehra Hanım’dır. Her ikisi de Kırım muhaciridir. Lisesini bitirdikten sonra ailesinin işinin başına geçip triko-örme olan bu işi ülkenin en başarılı sanayi kuruluşlarından biri yapmıştır. Karaca firması diğer firmalara göre 20 yıl önceden Türkiye’de ihracatın liderliğini yapmıştır.
Karaca ellili yaşlarında, Türkiye’nin ilk özel arboretumunu kurdu ve yurtiçi-yurtdışında gezdiği her yerden tohumlar topladı, botanik bahçelerini gezdi ve bağlantılar kurdu. Karaca’nın Yalova’da kurduğu Karaca Arboretumu, dünyanın her tarafındaki botanikçiler tarafından bilinmektedir. Yılda iki kez yayınlanan Arboretum Magazin’i bilimadamlarının araştırma ve görüşlerinin yayınlandığı bir forum olmuştur. Türkiye için adeta bir gen koruma merkezi olan Karaca Arboretumu içerisinde 14.000 türü barındırıyor. Hannover Üniversitesi’nden ekoloji profesörü Franz H. Meyer, Hayrettin Karaca’dan “Şimdiye kadar hiç böylesine kişisel çıkar gütmeden, kendini insanlığın yararına çalışmaya adamış birine rastlamadım.” diye bahsetmektedir. Karaca, TEMA Vakfı’nın kurucularından biridir. 20 Ocak'ta vefat eden Hayrettin Karaca'nın (97) cenazesi, 22 Ocak Çarşamba günü öğlen Fatih Camisi'nde kılınan namazın ardından Edirnekapı Mezarlığı'na defnedildi.
Ödülleri
97 yaşında hayata veda eden TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca çok sayıda ödülün sahibiydi
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından Fahri Doktora 1990
Birleşmiş Milletler Çevre Programının ‘Global 500 Roll of Honour’ Ödülü 1992
Çevre Bakanlığı tarafından “Çevre Beratı” 1992
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından verilen ‘Çevre Ödülü’ 1993
Uluslararası Lions Club tarafından ‘Melvin Jones Fellow Ödülü 1994
Çevre Bakanlığı tarafından “Üstün Hizmet Ödülü” 1994
ODTÜ tarafından ‘Felsefe Onur Doktorası’ 1995
Ege Üniversitesi “Fahri Doktora”sı 1995
Milli Olimpiyat Komitesi “Fair Play” Ödülü 1996
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı “Hoşgörü Ödülü” 1996
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından “Şeref Üyeliği Beratı” 1997
Kırıkkale Üniversitesi ilk Fahri Doktora unvanı 1997
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 1997
ÇEVRETED tarafından “Çevreted 97 Onur Ödülü” 1997
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi “2000 Yılının Öncüleri” Ödülü 1998
Genç Hukukçular Derneği tarafından “Yılın Yurttaşı” Ödülü 1998
Türkiye Çocuk Dergisi tarafından Babalar Günü nedeniyle “Toprak Baba” unvanı 1998
Anadolu Üniversitesi Fahri Doktora Ödülü 1998
BİLSES Vakfı “Çevre Ödülü” 1998
Ankara Çankaya İzci Grubu tarafından “Yılın Doğa Dostu” Ödülü 1998
Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Adamı” Ödülü 1999
Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı tarafından “1998 Türk Dünyasına Hizmet Ödülü” 1999Right Livelihood Award 2012(Alternatif Nobel Ödülü)
Birleşmiş Milletler “Orman Kahramanı Ödülü” 2013
TBMM Onur Ödülü 2005 Burhan Cahit Morkaya kimdir? 1892 yılında İstanbul Silivrikapı'da doğdu. 1912 yılında Mülkiye Mektebi'ni bitirdi. Öğrencilik yıllarında gazeteciliğe başladı. 1946'da DP'den İstanbul milletvekili seçildi. Ama mazbatası TBMM Genel Kurulu'nca iptal edildi. 1949 yılında öldü. Konusunu Birinci Dünya Savaşı ve sonrası yıllarının Türkiye'sinde meydana gelen toplumsal değişmelerden alan popüler romanlarıyla tanındı. Geniş bir okuyucu kitlesi buldu. 1925 yılında ilk romanı basılan Morkaya'nın kırka yakın eseri bulunmaktadır. ESERLERİ:
Bizans Akşamlan (Hikaye) (1922), Coşkun Gönül (1925), Aşk Bahçesi (1925), Gönül Yuvası (1926), Kızıl Serap (1926), Ayten (1927), Harp Dönüşü (1928), Hizmetçi Buhranı (1928), Komşumuzun Romanı (1929), Adam Sarrafı (Piyes) (1929), Gazi Mustafa Kemal (1930), Aşk Politikası (1930), Şeyh Zeynullah (1931), İzmir'in Romanı (1931), Gazi'nin Dört Süvarisi (1932), Köy Hekimi (1932), Bir Çatı Altında (1932), Yüzbaşı Celal (1933), Düğün Gecesi (1933), Mudanya-Lozan-Ankara (1933), İhtiyat Zabiti (1933), Yalı Çapkını (1933), Gavur İmam (1933), Cephe Gerisi (1934), Gurbet Yolcusu (1934), Kır Çiçeği (1934), Patron (1935), Dünkülerin Romanı (1934), Kurşun Yarası (1936), Sevenler Yolu (1937), Nişanlılar (1937), Atatürk'ün İki Cephesi (1939), Yaprak Aşısı (1939), Köydeki Dost (1940), Vicdanından Af Dile (1945). Bedia Muvahhit kimdir? Bedia Muvahhit, 16 Ocak 1897 tarihinde İstanbul'da Moda'da doğmuştur. Asıl adı Emine Bedia Şekip'dir. Babası, İstinaf Mahkemesi Müddeiumumisi Şekip Bey, annesi Refika Hanım'dır. Küçük yaşta özel derslerle Fransızca ve Rumca öğrendi. Büyükada'daki Saint Antoine'da başlayan öğrenimini, Kadıköy Moda'daki Terakki Mektebi ve Notre Dame de Sion Lisesi'nde okuyarak tamamlamıştır. Türkiye'de yeni kurulan Telefon Şirketi'ne 1914 yılında alınan ilk Türk kadınları arasında yer aldı. 1914'te yeni kurulan Darülbedayi'ye girdi. Dârülbedayi'nin 1923 yılında İzmir turnesi sırasında İzmir'de bulunan Ata¬türk'ün, Türk kadınlarının neden sahneye çıkmadıklarını sorması üzerine, bir gece içinde hazırlanarak İbnürrefik Ahmed Nu-ri'nin Ceza Kanunu eserinde Sacide rolü¬nü oynadı. Böylece Cumhuriyet dö-neminde sahneye çıkan ilk müslüman türk kadını oldu. 1923'te, Ceza Kanunu adlı oyunla sahneye çıkmasıyla tiyatro yaşamı da başlamış oldu. İlk filmi, 1923 yılında Muhsin Ertuğrul'un teklifiyle başladığı Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek romanından sinemaya uyarlanan filmdir. Aynı yıl Dârülbedayi'de Sha-kespeare'in Othello'sunda Desdemona ro¬lüne çıktı (6 Aralık 1923). Bu tarihten iti-baren Dârülbedayi'de sürekli olarak çalış¬tı. Yurt dışındaki tur¬nelere katıldı; Atina'da Desdemona'yı Rumca oynadı. Birçok tiyatro eserini ter¬cüme veya adapte etti. 1921 yılında Erenköy Kız Lisesi'nde Fransızca öğretmenliğine başladı. Yine 1921 yılında Darülbedayi sahnesinde izlediği bir oyun sonrası imzalı resmini istediği aktör Ahmet Refet Muvahhid ile evlendi. Bu evliliğinden Şuayip Sina Arbel (d.1922, ö. 1991) adında bir oğlu vardı. 1927 yılında eşinin ölümünden sonra, ikinci evliliğini 1933 yılında Şehir Tiyatroları'nda besteci ve piyanist olarak çalışan Avusturyalı Ferdi Friedrich Von Statzer ile yaptı. Bu evliliği 1951 yılına kadar 18 yıl sürdü ve boşandılar. Boşandıktan sonra tekrar Muvahhit soyadını aldı. Bedia Muvahhit, 1950 ve 1973 yıllarında iki kez jübile yaptı; Sanat yaşamı boyunca 200'ün üzerinde oyunda ve sayısız sinema filminde rol aldı. Bedia Muvahhit, 1975 yılında Şehir Tiyatroları'ndan emekli oldu. 1980 yılında Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi'ni hazırladı. 1981 yılında Atatürk Sanat Armağanı'na layık görüldü, 1987 yılında ise Devlet Sanatçısı oldu. 1988 yılında "İstanbul Sinema Günleri" festivali jürisi "Altın Lâle Ödülü"ne layik buldu. Bedia Muvahhit, bir ev kazası sonrası kaldırıldığı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 20 Ocak 1994 günü 97 yaşında yaşama gözlerini yumdu. Ölümünden dört gün sonra da, Beyoğlu'ndaki Küçük Sahne Binası içindeki sahneye adı verildi. 1995 yılından itibaren Türk Kadınlar Birliği onun adını yaşatmak için, sahnelerimizde, "İlk önemli rolünü" oynayan genç kadın oyunculara her yıl "Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülü" vermektedir. Bazı kaynaklar 1916-1917 de Sedat Simavi'nin yönettiği ilk konulu Türk Filmleri Casus ve Pençe'de Neyyire Neyir ile birlikte Bedia Muvahhit'in de oynadığını yazarlar. Sessiz çekilen, kopyaları kayıp olan bu filmler, Sessiz Türk Sinemasının hakkında en az şey bilinen filmleridir. Bedia Muvahhit'in hayat hikayesi, 1993 yılında Gökhan Akçura tarafindan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kitaplaştırıldı. Bedia Muvahhit anısına Posta Pulu bastırılan ender sanatçılardan biriydi. Tiyatro oyunları :
Hisse-i Şayia, Taş Parçası, Aktör Kin, Yorgaki Dandini, Hamlet, Devlet Kuşu, On İkinci Gece, Matmazel Julie, Aynaroz Kadısı, Hortlaklar, Mürai, Tersine Akan Nehir, Bir Kavuk Devrildi, Venedik Taciri, Fermanlı Deli Hazretleri, Mum Söndü, Bir Ölü Evi, Otello, Kafes Arkasında, Kafatası, Lüküs Hayat, Yarasa, Müfettiş, Saz-Caz, Mırnav, Ayaktakımı Arasında, Tebeşir Dairesi, Ahududu, Küçük Şehir, Oyun İçinde Oyun, Deli Saraylı, Kibarlık Budalası, Sana Rey Veriyorum, Deli Dolu, Suç ve Ceza, Çifte Keramet, Dama Çıkmış Bir Güzel, Gecikenler, Hanımlar Terzihanesi, Ceza Kanunu, İpekçi Merhum, ihtiras Tramvayı, Gavanult'tan Sevda Hanım, Zevcem (1923), Fırıldak (1924), Coolus'tan İstanbul havası (1924), feldau'dan Evdeki Pazar, Onlar Ermiş Muradına (1931), Robert de Flers'den Geçti Borun Pazarı (1930), nancey'den Yukarı Köşk (1945), Birabeau'dan Oğlumuz (1938-1939), Densy Amiel'den Arılar. Filmleri :
1917 - Pençe
1917 - Casus
1923 - Ateşten Gömlek
1931 - İstanbul Sokaklarında
1933 - Karım Beni Aldatırsa
1953 - Beklenen Şarkı
1954 - Paydos
1955 - Yaşlı Gözler
1955 - Son Beste
1955 - Gülmeyen Yüzler
1961 - Çapkınlar
1962 - Gönül Ferman Dinlemez
1962 - Bir Gecelik Gelin
1962 - Belalı Torun
1963 - Barut Fıçısı
1963 - Genç Kızlar
1964 - İstanbul Kaldırımları
1964 - Kaynana Zırıltısı
1964 - Manyaklar Köşkü
1964 - Gençlik Rüzgarı
1964 - Halk Çocuğu
1964 - Anasının Kuzusu
1964 - Gel Barışalım
1964 - Sarı Kızla Kopuk Ahmet
1964 - Hizmetçi Dediğin Böyle Olur
1965 - Hep O Şarkı
1965 - Sevinç Gözyaşları
1966 - Bozuk Düzen
1966 - Aşkın Gözyaşları
1966 - Çalıkuşu
1966 - Sokak Kızı
1966 - O Kadın
1966 - Sevgilim Artist Olunca
1966 - Şoförün Kızı
1967 - Evlat Uğruna
1967 - Sen Benimsin
1967 - Zehirli Hayat
1968 - Dünyanın En Güzel Kadını
1968 - Katip
1969 - Ateşli Çingene
1969 - Esmerin Tadı Sarışının Adı
1969 - Lekeli Melek
1969 - Son Mektup
1969 - Tatlı Sevgilim
1970 - Yumurcak Ömer Göktuğ kimdir? 1953 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Göktuğ, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. 1979 yılında Bursa’da Bursanteks firmasını kurarak tekstil sektörüne girdi. 1982 yılında Bursa merkezli Göktuğ Brode, 1989 yılında da Göktuğ Tekstil A.Ş. firmalarını kurarak tekstil yatırımlarını sürdürdü. 1990 yılında Göktuğ İnşaat şirketini kurarak arazi derleme, proje geliştirme faaliyetlerinde bulundu. Bursa’nın ilk gökdelenlerinden biri olan Tower Plaza’yı inşa etti. 1992 yılında Göktuğ Medya ve Haber Ajansı bünyesinde Türkiye’nin ilk özel televizyon kanallarından biri olan Flash TV’yi kurdu. Bursa merkezli olarak yayına başlayan Flash TV, daha sonra İstanbul’a taşındı. Göktuğ 69 yaşındayken vefat etti ve 20 Ocak 2022'de Bursa'da yapılan cenaze töreninin ardından toprağa verildi. Alâettin Bahçekapılı, Yük. Mim. Oktay Ekinci ve Prof. Dr. Cengiz Eruzun Flash TV izlencesinde.. . Alâettin BAHÇEKAPILI'nın notu: 1994 yılında TRT İstanbul Radyosu'ndan emekli olmamın üzerinden az bir süre geçmişti. Radyodayken TV'de staj yapmasına yardımcı olduğun Bursalı bir arkadaş "Ağabey, Flash TV'nin sahibi Ömer Göktuğ seninle görüşmek istiyor. Bursa'ya gelebilir misin?" dedi. Kalkıp gittim. Ömer Bey'in bürosunda buluştuk. Benden 5-6 yaş küçük, girişkenliği o zamana değin yaptıkları kadar yüzüne yansıyan pozitiflikten de anlaşılan bir insan... Çok iyi bir radyo dinleyicisi olduğunu, benim imza attığım izlenceleri severek dinlediğini, İstanbul'da yayına geçeceklerini, Çağaloğlu'nda bir bina kiraladıklarını, ortak bir şeyler yapıp yapamayacağımızı anlamak için görüşmek istediğini vb söyledi. Televizyonculuğu iyi bilmediğimi, hatta hiç bilmediğimi, ama kültür izlenceleri yapacaklarsa yardımcı olabileceğimi dile getirdim. Örnekler verdim. Çok dikkatle dinledi, notlar aldı. 2 saatten fazla sohbet ettik. Ayrılırken 'yahu Bahçekapılı, bana hep eğlence, müzik programları teklifiyle geliniyor, sen hep kültür ağırlıklı programlardan söz ediyorsun, şimdi değil ama ilerde belki bu formatta yayın yapabiliriz, seninle çalışabileceğime inanıyorum' dedi. Ayrıldık. Bir süre sonra İstanbul'daki Flash TV'nin başına Kadir İnanır getirildi. Onun döneminde birkaç izlenceye katıldım. Hiç unutmuyorum, "Karadeniz Evleri" konusundaki bir izlenceye öyle hazırlıklı gitmiştim ki, sevgili İnanır 'Bahçekapılı arkadaş, senin malzemelerin bizim arkadaşlara hayat alanı bırakmayacak gibi' diye espri yaptı. Sevgili Ömer Göktuğ şimdi aramızda değil; yıldızlar yağsın mezarına.

Hayrettin Karaca, Bedia Muvahhit, Burhan Cahit Morkaya, Ömer Göktuğ

Bugün 20 Ocak. Doğa değerlerini korumak için verdiği savaşım nedeniyle 'toprak dede' diye anılan Hayrettin Karaca, sahnelerin ve beyaz...

bottom of page